Fedai

F- 36

Uzun zaman oldu dimi? Oldu beaa! :)

Tamam vurmayın!

Alın size bölüm. Sakin sakin okuyun. Yorumda yapın :))) Düzeltmedim. Varsa sıkıntılı bir yer bana mesaj atın.

Bu bölüm sevgili @parastoo123 'e ithaftır. Taaa iran'dan beni dürtükleyen tatlış bir kızdır kendisi. Üperim seni. Resimler ve çalışmalar için sana ne desem az ama çok teşekkür ederim. <3

"Neyin var senin?"

"Hiç." Dedi Marko mırıltıyla. Gözü karşı duvardaki saatteydi. Akrep ve yelkovan umurunda değildi. Saniyeleri bir bir kovalayan o incecik çubuğa bakıyordu. Zamanı geride bırakıyordu ama o çarkın içinde sürekli dönmek zorundaydı.

Aynı Marko gibi...

"Nasıl hiç?" dedi kadın, çarşafı çekiştirip göğüslerini kaparken. Biraz önce sevişmişlerdi. O gürültülü, sert, anlayışsız sevişmenin yerini sessizlik almıştı. Marko'yu öyle çok tanımıyordu. Deli'ye yakın ruh halini bir de yatakta iyi oluşunu biliyordu.

Marko yan taraftaki komodinden sigara aldı.

"Bazı şeyleri aşamamanın hiçliği işte..."

"Tecavüze mi uğradın?" dedi kadın da alayla. Onu hayatın kadını yapan, umutlarını, hayallerini söndüren depremlerden sonra, hiçbir şey problem olmayacak kadar basitleşmeye başlamıştı.

Marko sigarasını yakarken, ağzından düşürmemeye çalışarak gülümsedi. Buruk bir gülümsemeydi bu.

"Pratikte değil ama teorik olarak, evet. Dünya ya gelip de sikilmeyen yoktur, dimi?"

"Bırak şimdi dünyayı! Sen iyi değilsin. Yani ne bileyim, daha önce geleceğin zaman arar, hazırlan derdin. Şimdi geldin, hayvan gibi..."

Marko sigaranın dumanını üfledi.

"Mevzu... Melek!" dedi. Yıllardır ağzına almayıp, gönlünden atamadığı kızın adını sonunda söylemişti. Bu yine yıllardır yaşadığı deliliğin, gözyaşının, üzüntünün yanında o kadar basitçe söylemişti ki, Marko bir anlığına ağlamak istedi.

"O kız ölmedi mi ya?" dedi safça.

Marko'nun sesi bir anda değişti. "Düzgün konuş!"

Kadın bir an duraksadı. Marko'nun mayınlı bölgesine giriş yapmışlardı.

Marko bir- iki nefes sigaranın ardından, sessizleşen kadına anlattı.

"O öldü diye delirdim ben."

Yutkundu.