Selamlar! Bölüm gecikti biraz. Kusuruma bakmayın. Bir kaç aksilik oldu ama buradayım. Güzel yorumlar alıyorum ve bu beni daha da memnun ediyor.
Hepinize çok teşekkür ederim. :))))
Keyifli okumalar!
MARKO
"İşte böyle... O adam hayatımı kurtardı. Hem de bunu hiç istemediğim halde" dedi Doğan ve rakı bardağını kafasına dikti.
Selma ya yan gözle bakıp bende son yudumu içtim.
"Esaslı adammış!" dedi
Bardağı sertçe masaya bırakıp ters ters baktım.
"Sanane kızım elin esaslı adamından?"
Önce ani tepkime şaşırdı sonra da tersçe baktı. Böyle bir çıkışı da beklemediği aşikardı.
"Ne dedim ki ben? Hem sen ne karışıyorsun?"
"Karışırım ben!"
"Hangi sıfatla?"
"Şeyle... şey... İlla bir sıfat mı lazım lan?" dedim en son sesimi yükselterek.
Ne yapıyorum lan ben? Kızla üç beş muhabbet çevirip arayı yapmam lazımken her şeyi daha da kötüleştiriyordum. Benim hemen şimdi susmam lazımdı. Neyse ki araya Doğan girdi.
"Kesin lan! İki dakika da birbirinize girdiniz."dedi suratını ekşiterek.
Selma sinirli bakışlarını üzerimden çekip Doğan'a döndü.
"Peki Erden'e ne oldu? Öldü mü?"
"Yoo... Karşında oturuyor işte. Atışıp duruyorsunuz!" dedi düz bir sesle.
Selma bana döndü ve biraz önceki sinirli halinden eser yoktu. Ne değişkensin be hatun? Ben sinirli, aksi kadınlardan hoşlanırım oysaki...
"Neden bu lakabı kullanıyorsun?"
"Hep Doğan'ın bok yemesi. Aramızda bir iddia vardı, ben kaybettim. O yüzden artık Markoyum."
Kaşları havaya kalkarak 'öyle mi' dercesine bir süre bakışlarını üzerimde gezdirdi.
"Ne iddiası acaba?"
Doğan o sırada soruyu duyunca gülümsemesini öksürüğü ile sakladı.
"Bilmemen gereken bir şey. Takma kafanı." Dedim bende.
Doğan tabureden kalkıp gitmeye hazırlandı.
"Ben çıkıyorum. Selma'yı sen bırak Marko. Geç olmadan yalıya gideyim."
Ne yani Selma ile ben... Yalnız... İmkanı yok! Yapamam. Yani yaparım da... Az önce bağırır gibi sert çıkışımdan sonra benimle gelir miydi ki?
"Nereye lan? Beraber bırakacaktık ya?" dedim mızıkçılık yaparak.
Selma dan korkuyorum gibi dursun istemiyordum.
"Sen bırak!" dedi göz kırparak. Sonra da çekip gitti.
Allah belanı versin Doğan!!!
Doğan'ın çıkıp gittiği kapıya sinirle bakıp soludum.
"Herkes gitti." Dedi Selma'nın güzel sesi.
"Herkes gider zaten..." dedim ona bakmayarak.
Neydi benim sorunum? Tamam, kalpten arızalı olduğum bir gerçekti. Çok kere sevdim ama aşık olmadım. İnkar edecek değildim. Benimle zaman geçiren her kadın sadece zaman geçirdiğimi bilirdi ama Selma... Nedense onunla zaman geçirip sonra da bir kenara bırakamazdım onu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fedai
General Fiction"Ne söylesem tarifin eksik kalıyor.Oysa; kalbi acıtan her ne varsa Sen hepsinden birazsın işte..."-Muhsin Ünlü