4. Bölüm "Bu Böyledir..."

456 217 169
                                    

Selamun Aleykum...

Bölüm şarkısı: Bu Böyledir ;)

Multideki kız Karan, ona benzeyen birini bulunca koyarım.

Hayalinizdekiyle dewamke

...
"Pşşt Karan, hişt Karan! Karan kalksana be!" diyip parmaklarını sırtıma sırtıma deldiriyordu Civan. Resmen sokuyordu!

Ellerimi yastığın altından çıkarıp dirseklerimin üstünde durmaya çalıştım. Civan'ın suratına bakıp "Ne var ya!? Noluyor olum?" dedim o hâldeyken.

"Ben uyanıkken senin uyuyor olmanı hazmedemedim." dedi pişkince.

Sinirle "Hazmedemiyorsan siktir git soda iç gerizekalı!" diyip kafamı tekrardan yastığa gömdüm.

"Ya bi susun amına koyayım ya! Ulan bir günde küfretmeden uyanayım ha! Sizin yüzünüzden her gün küfür ederek uyanıyorum." diyip o da benim gibi ellerini yastığın altından çıkardı. Sağa dönük bir şekilde uyumaya koyuldu. İyi ki İshak abime çekmiştim. Zira Civan gibi bir mala çekmek, asla isteyeceğim bir şey değildir.

Üst katında uyuduğum ranzamdan indim, İshak kendi kendine bir şeyler söyleniyordu yine...

...

Ayakkabımı giydim ve çantamı tek koluma taktım. Aşağı indiğimde Elif ellerini birbirine sürtüp sıcak nefesini üflüyordu, beni bekliyordu. Elifle birlikte biraz yürüdükten sonra "Dondum lan dışarda! Bir günde erken in, bir kez de sen bekle beni kapının önünde. En az 10 dakika bekletiyorsun Karan!" diye sızlandı. Beresini başından çıkarıp kendi kafama takarken "Çok konuşma Soner!" diye alay ettim. "Seni gören de kutupta yaşıyorsun sanır. Bu ne hâl?" dedim. "La havle vela kuvvete..." diye mırıldanıp etrafına baka baka yürüdü. Bu hâline sırıtıp onun gibi yürümeye koyuldum.

Saatime bakmak aklıma gelince bileğimi çevirip saatimi, içine girdiği sweatimin içinden çıkardım. Gördüğüm saatle siktir çekip Elif'e baktım gözlerimi fal taşı gibi açıp. "Ne oldu lan? Cinayet görmüş gibi, hayırdır?" dedi. Saatimi gösterdim. Bileğimi tutup kendine yakınlaştırınca o da "Hassiktir!" diyip benden önce koşmaya başladı. Ben de onunla beraber koştum ama çantam izin vermiyordu. Gavur ölüsü taşıyor sanki içinde pezevenk!

Elif benden önce okula gitmişti bile! Ben de çantamın ağırlığına dayanamayıp yavaş yavaş yürüdüm, çünkü düz yolda bile düşen biriyim. Giriş merdivenlerini çıktım. Okula girerken girişte deneme sınavında sınıfların ayrı ayrı birincilerinin yazılı olduğu kağıtları asılı hâlde buldum. Hemen incelemeye koyuldum. Tahmin ettiğim gibi 9'lar arasında Ömer'i geçmiştim. 9'lar içinde ve sınıfta 1. olmuşken tüm okuldaki genel sıralamada 2. olmuştum. 1. kimdi?

"12. sınıfların 1.si... Akif mi?! Kopya çekmemişse ben de bir şey bilmiyorum! 11. sınıfların 1.si... Tabii ki de Melis! Kezban orospu çocuğu! 10. sınıfları asmamışlar! Off!"

Elif tahmin ettiğim üzere 7. olmuştu hem sınıfta hem okulda. Hem de 9'lar arasında. Daha fazla incelemeyip sınıfıma çıktım. Kapıyı çaldım. "Geeell!" dedi Mehmet Hoca. Trip atar gibi sınıfa yavaş yavaş girdim. Sorumu çözmediği için kızgındım ona. Başımı hafif eğerek gözlerimi üzerine tuttum. Hafif gülümseyip "Yoklamayı almadım daha, geç." dedi. "Geç kaldığım için özür dilerim." diyip sırama geçtim ve defter ve kitabımı çıkardım. 15 dakika ders anlattıktan sonra tahta kalemini ve tahta silgisini masasının üstüne bırakıp adımı seslendi. Hass....

Başımı defterimden kaldırıp "Efendim?" dedim. Arkamda oturan Ali, "Hayret, ne var lan demedi!" dedi. Arkama bir bakış atıp tekrar hocaya döndüm başımı.

Karam /|\  Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin