Amiyane - 32

46.4K 2K 405
                                    

~

Nefes alış verişim gittikçe ciğerlerime etkisini gösterirken yaptıkları iğnenin uyuşturduğu bedenimi dinç tutmaya çalışıyordum. Gözlerim bir açık bir kapalı haldeydi. Görüş alanım beyaz tavandan ibaretti.

Kerim Ali beni hastaneye getirdikten sonra yattığım sedyedeki iki büklüm acı içinde kıvranıyordum. Doktorun müdahalesi sonrası rahatlığım ve uyduğumu hatırlıyordum. Kerim Ali nerede? Ne yaptı? Bilmiyordum.

Gözlerimin odağını bulduğunu yavaş yavaş hissederken yavaşça doğrulmaya yeltendim ama bunun canımı yakmasıyla tekrar uzandım.

"Ali?" Diye seslendiğim de bir ses gelmedi. Bulunduğum yerdeki perdelerden bir acil servisinde olduğumu fark ettim. "Ali burada mısın?" Diye tekrar seslendiğim de perde yavaşça açıldı bir kadın girdi içeriye.

"Merhaba, nasıl hissediyorsun?" Diyerek bana yaklaştığında elini koluma uzatınca o an koluma ağlı serumu yeni fark ettim.

"Kasıklarım hala ağrıyor."

"Kadın doğum uzmanımız sabah ilk sizi alacak, o zaman kadar burada misafir edeceğiz sizi." Derin bir nefes alıp sadece bir regl ağrısı olmasını diliyordum.

"Kanama durdu mu?" Dediğimde hala hissiz bir halde olduğumun sinyalini verdim.

"Evet, çok kan kaybetmemen için elimizden geleni yaptık. İyi olacaksınız." Diyerek gülümsedim ve akan serumu hızlandırdı.

"Eşim..." dedim ve derin bir iç çektim. "O nerede?"

"Sanırım dışarıda, uyandığınızı haber edeceğim." Diyerek yanımdan ayrıldığında kafa salladım. Uyuşmuş bedenimde hafifçe hissettiğim bu sızıyı düşünmemeye çalıştım. Kendimi Kerim Ali'ye odaklamak istedim. Asıl canı yanan kişi oydu. Kalbinde yıllarca tuttuğu yara bugün tekrar kanamıştı ve ben yanında olamıyorum.

Bir süre öylece beklerken perdenin tekrar açılmasıyla gözlerimi açtım ve sert ifadesiyle yanıma yaklaşan Kerim Ali'yi görünce elimi ona uzattım. İki adımda yanıma gelip elimi tuttu.

"İyi misin?" Dediğinde iç çekip kafa salladım.

"Sen nasılsın?" Ses çıkarmadı ama elini sıkışıma karşılık elimi sıktı.

"Neden yaptın bunu?" Diyerek gözlerini gözlerime çevirdi.

"Ben sadece sen..." devam etmeme izin vermeden araya girdi.

"Beni düşündün!" Diye bağırmasa da kızgın bir tonda söyledi. "Artık kimse umrumda değil!" Diyerek üzüntüyü hissettiğim gözlerini çevirdi bana. "Senin iyi olduğunu bilmek bana iyi gelecek tek şey! Senden beni korumanı, o kadına bulaşmanı istemiyorum! Sana kimsenin zarar vermesine izin verme!" Dediğinde ağlamamak için kendimi sıkıyordum.  Sadece onu korumak istemiştim.

"O kadını görmen..." diyerek duraksadım ve derin bir nefes aldım. "Eski haline döneceksin diye korkuyorum." Bıkkın bir şekilde iç çekti.

"O kadın benim kanımın içinde Kumru, onu benden bu şekilde uzak tutamazsın." Dedi ve uzanıp elimi öptü. "Ben onu her gözümü kapattığımda görüyorum, karşıma çıkması beni değiştirmez. Beni değiştiren sensin! Artık kendine odaklan, ben tamamıyla sana odaklıyım." dediğine iyi olduğuna kendimi inandırmak istedim. O kadını gördü diye kendi içine kapmayacağına inanmak çok istiyordum.

"Tamam, artık sadece biz varız."

"Zaten öyleydik." o an karşıdaki perde yavaşça aralandı.

"Babanızı yalnız bırakamazsınız." dediğinde Kerim Ali Yavaşça oraya döndü.

"Romantikleşmeye çalışıyorum baba." Hakan bey gülümsedi ve açtığı yeri kapatıp tekrar bizi yalnız bıraktı. Babasına karşı bu kadar açık olmasına şaşırsam da yaptıklarında gocunmuyor veya saklamıyor olmasını seviyordum.

AmiyâneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin