Amiyâne - 5

69.2K 2.9K 341
                                    


~
Korkuyordum, ellerimin uyuştuğunu fark ediyordum. Buz kesmiştim ama soğuktan değildi. Hastaneye geldiğimizde ağlamamak için her şeyi verirdim ama hastanenin önünde tek başıma hıçkırarak ağlıyordum. Kerim Ali ise beni arkamdan öylece takip ediyordu. Kendimi koridora atar atmaz gözlerim danışmanı aradı. Tam sormak için yeltendiğimde ilerden bana nefretle bakan bir çift gözü fark ettim. Yanıma hızlı hızlı geriken Gökhan Abime bakıyordum. Tam karşımda durdu ve kıyafetiminden iteledi beni.

"Git Kumru, git buradan!" dediğinde kafamı iki yana salladım. Abimi görmeden asla bir yere gitmezdim.

"Abim nerede? Ne oldu ona?" diye beni kovuşunu umursamadan sorduğumda gözlerini kısıp üzerime yürümüştü ki bir anda bileğimdeki baskıyla irkildim. Gözlerimi Kerim Ali'ye çevirdiğimde abimin yanından çekip aldı beni ve ilerletmeye başladı.

"Bak Kerim sen fazla oluyorsun." diye bağırdığında abim Kerim Ali ilerlemeyi kesti ve derin nefes alıp Gökhan Abime döndü. Bileğimi bırakınca ona ilerleyeceğini fark ederek ben tuttum bu sefer bileğini. Gözlerini bana çevirdiğinde abim tekrar konuştu. "Gidin buradan benim tepemin tasını attırmayın." Abimi umursamadan Kerim Ali'nin elini çekip ilerlettim. O yolu bildiğinden beni yönlendirerek bir koridora soktu o koridordan ilerleyince gözüm Ameliyathane yazısıyla buluştu ve kapının önünce ailem. Hepsi onlara yaklaştıkça yavaş yavaş beni fark etti.

"Hangi hakla geldin buraya?" diye üzerime yürdü Kainat. "Abim senin yüzünden içerde." derken beni iteledi. Kendimi Kerim Ali'in arkasına atıp orada bana nefretle bakan ailemi görmekten kaçtım.

"Kainat kes sesini geç şu tarafa." diye Görkem Abimin sesini duymamla gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Kafamı uzatıp ona baktığımda kızarmış gözleriyle karşılaştım. Kollarını hafifçe yukarı kaldırmasıyla kendimi ona doğru koşarken buldum. Kafamı abimin göğsüne yaslayıp sıkıca kapattım gözlerimi.

"Ne oldu abime?" dediğimde saçlarımı okşadı.

"Kaza yapmış, korkma iyi olacak." dediğinde salladım sadece ve öylece bekledim ona dayanmış
şekilde.

-

Saatler geçmişti ve abim çıkmıştı amelyattan. Doktorunun her şeyin yoldunda olduğunu söylese de onu görmemize izin vermemişti. Yoğun bakıma aldıklarında Görkem Abim beni kafateryaya getirmişti. Babamların göz baskılarını onunda hissettiğini biliyordum ama benim pek umursadığım söylenemezdi. Alışmıştım ve canımın acıması pek onları umursamama fırsat vermiyordu.

Sessizce önümdeki pet bardağın kenarıyla oynarken annemin sesiyle doğruldum. Gözlerimin benden az uzaktaki annemle kesişti. Sol gözü hafifçe seğirdiğini fark ettim, yavaşça bana doğru yürüyüp masaya sertçe elini vurdu.

"Anne?" diyerek irkildi Görkem Abim. "İyi misin? Bir haber mi var?" annem onu duymuyor gibi gözleri bende duruyordu.

"Görkem babanın yanına git." dediğinde abim duraksada dediğini yapıp gitti yanımızdan. Annem derin bir iç çekti ve kızarmış gözlerinden yanağına ufak bir damla yaş düştü.

"Kumru." dedi uzanıp yanağımı okşadı.

"Annecim..." dediğimde gözlerimi kapatıp bir süre bekledi. Bir şey söyleyecekti eminim ama kelimeler ağzından düşmüyordu.

"Git buradan yavrum." dediğinde kendimi geri çekip yutkundum.

"Ne?"

"Göktuğ'u yaktın." dedi kendini sıkarak. Onun o kasılmış yüzü beni korkutmuştu. "Görkem'i de yakmadan git buradan."

"Ben bir şey yapmadım anne."

"Kumru..." dedi ve iç çekti. "Git artık, ben oğullarımdan tek tek vazgeçemem annem." dediğinde içime oturdu bir şeyler. Oysa benden nasıl bu kadar kolay vazgeçmişti. Hiç bir suçum yokken tum suçların meshulu olmuştum. Tek derdim nefes almaktı, alamadan tekrar paramparça ediyorlardı beni. "Görkem'e görünmeden git." dediğinde acıyla gözlerine baktım.

AmiyâneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin