~
Televizyonda kanalları öylece geziyordum. Saat gece 2'ydi ve Kerim Ali daha gelmemişti. Babasıyla çok önemli işleri olduğunu söylemişti, Annem ve Sefa odaya çıkıp uymuşlardı ama ben Kerim Ali'nin gelmesini bekliyordum. Onsuz uyumak istemiyordum, anahtarı vardı ama onsuz uyumak içimi huzursuz edecekti. Kanalları öylece gezerken telefonumun çalmasıyla irkildim. Numaramı bilen tek kişi Kerim Ali'yidi zaten. Açıp kulağıma götürdüm.
"Alo?"
"Uyuyor muydun?" dediğinde sesinde hafif bir telaş sezdim.
"Hayır, sorun ne?" dediğimde derin bir nefes aldı.
"Güvenlik aradı, Kainat kapıdaymış..." dediği sırada kapı tıkladı.
"Ne işi var onun!" diye isyan ettiğimde iç çekti
"Bilmiyorum, güvenlik iyi gözükmüyor dedi, al içeriye geliyorum." dediğinde iç çekip yerimden kalktım.
"Tamam." diyerek kapattım. Kapı tekrar çaldığında hızlı adımlarla ilerleyip kapıyı açtım. O an çemkirmeye hazırlanıyordum ama gördüğüm manzara karşısında bağıramadım, ses dahi çıkaramadım. Üzerindeki tişört yırtılmıştı bunu üzerindeki ceketten de fark ediyordum. Dudağı şişmiş kan içinde kalmıştı, kaşlarında kan gözlerine doğru akmıştı, sağ gözü şişmiş ve kanlanmıştı. İçeriden vuran ışıktan gördüğüm kadarıyla yüzü morluklar içindeydi.
"Kumru!" diye ağlamak üzere olan bir tonda konuşunda ne yapacağımı bilemedim. Abilerim mi yapmıştı bunu ona. "Gelebilir miyim?" dediğinde konuşacak kadar kendim de değildim. Ona ne olmuştu böyle?
1 Gün Önce
"Maral!" diye arkasından bağırdım. "Ben Maral olmak istiyorum."
Aslında ben yeniden doğmak istiyorum. Yaşadıklarım Kumru'nun olsun ben Maral olarak dünyaya yeniden başlamak istiyorum.
Gözlerim anneme gittiğinde durmuştu, gitmemişti. Elindeki çantayı yere bırakıp bana doğru gelmeye başladı kollarını bana sardığında onu sıkıca sardım. Gitmesin diye, beni annesiz bırakmasın diye. Birinin kızı olarak hissetmek için.
"Güzel kızım." diyerek saçlarımı okşadı. "Seni bırakmak ister miyim sanıyorsun?"
"Gitme o zaman, kal." dediğimde kafasını salladı.
"Ağlama, sen ağlama kızım." dedi ve ketçaba bulanmış yüzümü umursamadan okşadı. "Kalacağım Maral'ım."
Kendimi ondan uzaklaştırıp bıraktığı çantayı alıp ona verdim. "O kaldığın oda senin, burası evin..." dediğimde akan yaşlarına inat gülümsedi. Elinden tutup onu merdivenlerden çıkarmaya başladım. "Gitme." dedim ve ondan ayrıldım. "Ben duş alacağım." diyerek üzerimi gösterdim. Kafasıyla onaylayınca çaprazda duran odamıza ilerleyip odama girdim. İlk defa doğruyu yaptığımı hissediyordum. İlk defa karşılık alacağım birisi için çabalıyordum.
~
Kısa bir duş almak için girmiştim ama uzun süre ketçaptan arınmak için çabaladığım için uzun bir duş olmuştu. Bu yüzden hızlıca üzerimi giyinip aşağıya inmek istiyordum. Sanki yavaş kalırsam annem gidermiş gibi geliyordu, onun yanında durmalıyım gibi geliyordu. O bir gün bu evden gidecekti biliyorum ama gitmeden onunla ne kadar çok vakit geçirsem geçmişimden bir anımı yok sayabilecekmişim gibi daha çok anı biriktirmek istiyordum. Saçlarımı kurutmadan koşar adımlarla odadan çıkıp annemin kapısını açacaktım-ki aşağıdan annemin kahkahası gelince şaşırdım. Hızlı adımlarla merdivenlerden inip sesin geldiği yönü takip ettim. Mutfağa doğru ilerlediğimde içerde beklenmedik bir misafir vardı; Sefa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amiyâne
Romance"Nefes aldım, herkesin suçu için ben nefes aldım." dedim ve gözlerimi açıp onun katı yüzüne baktım. "Ben sadece o cehennem evden kurtulmak için evleniyorum, bana aynı hayatı yaşatacaksan eğer bırak!" "Ben bir kadına vurmam." dediği anda kapı açıldı...