Amiyane - 9

64.4K 2.6K 339
                                    

~

Şaşkınca, giden ambulansın arkasından öylece bakıyordum. Kimdi bu kadın? Neden gelmişti buraya?  Onunla beraber gitmeyi düşünsemde yapamadım. O kadın bende çok farklı bir izlenim bırakmıştı ve bu beni korkutuyordu. Kapının pervazına yaslanıp beklemeye devam ettim. Başka ne yapabilirim bir fikrim yoktu. Düşünceler beni boğuyordu sadece.

"Hanımım, Kerim Beyimize haber verdik. Siz nasılsınız korktunuz epeyce?" diyerek şiveli konuşan orta yaşlı adama baktım.

"İyiyim." dedim ve gülümsedim. Kafa sallayıp diğer bahçivanların yanına gitti. Üçüde gözleri giden ambulansın gözden kaybolmasını bekledi ve sonra usulca geldikleri yere doğru ilerlemeye başladılar. Ne yapacağımı bilmez şekilde ayakta beklemekten vazgeçip ahşap merdivenlere oturdum. Yüzümü avuçlarımın içine alıp dirseklerimi dizlerime yaslayıp toprak yola bakmaya devam ettim.

Korkunun ecele faydası yok, sözü beni bugün gerçekten ürkütmüştü. Bu kadının derdi neyse bir anda patlayacak ve canımızı yakacak diye korkuyordum. Hiç bir şey düzelmemişti hayatımda ama düzelmeyecek değildi. Daha fazla bir şey olmazsa düzelirdi.

Dikkatim bahçe kapısının açılma sesiyle dağıldı. Gözlerimi oraya çevirdiğimde Kerim Ali arabasını gördüm. Arabayı park etmeden içeride öylece durdurup indi. Yanıma doğru gelirken yerimden kalkıp onda doğru ilerledim. Tam karşımda durduğu anda kendimi onun geniş göğsüne sarılırken buldum. Gözlermi sıkıca kapatıp onun beni korumasını umarak sarıldım iyice ona. Babamlardan aldığı gibi bunudu alırdı başımdan. Biliyordum.

"Ne oldu? İyi misin?" diye şaşkınca sorduğunda ses çıkarmadan sadece kafa salladım. Ellerini belimde birleştirip sırtımı sıvazladı. "Hadi içeriye geçelim." dediğinde kendimi ondan çektim ama iki elimle onun bileğini sıkıca tutmuştum. Bırakırsam eski yalnızlığıma bürünecektim.

Eve girdiğimizde salonda koltuğa oturana kadar bırakmadım bileğini. Koltuğa oturduğunda mecburen bırakıp yanıma oturdum.

"Düğündeki kadın..." diyerek iç çektim. "Buraya gelmişti, nasıl bilmiyorum ama buradaydı çok kötü görünüyordu." diye fısıldadım.

"Kim bu kadın? Hatırlamıyor musun?"

"Tanımıyorum, Sena Soyhan diye birini hiç duymadım." dedim iç çektim tekrar. "Gözleri..." dedim ve yutkundum. "Gözleri çok... Nasıl desem..." diyerek saçlarıma geçirdim ellerimi gözleri yavaşça belirirken devame ettim. "Kırılmış bir kadın gibiydi."

"Üzülme, ben araştıracağım." dedi telefonunu çıkardı. "Sena Soyhan değil mi?" dediğinde sadece kafa salladım.

~

Düşüncelere boğularak gözlerimi kapalı geçirdiğim bir yarım saati geride bırakmış olmalıydım. Olduğum yerde uyur gibi gözlerimi kapatmış öylece yatarak zamanın geçmesini bekliyordum. Belkide bir ömrümü böyle uyuyarak sarsıntısız şekilde geçirsem sorun olmazdı.

"Artık kalk." diye arkamdan Kerim Ali'nin sesini duymamla irkildim. "Göktuğ ve Görkem gelicek bugün." dediği anda yattığım yerden hızlıca kalktım. Ani kalkmamla hafifçe yalpalasamda dengemi sağlayıp Kerim Ali'ye döndüm.

"Ne dedin sen?" dediğimde gözlerini devirdi.

"Göktuğ var bir tane abin senin." dedi elleriyle anlatışına eşlik ederken devam etti. "Onun bir boy küçüğü var Görkem. Ne şans o da senin abin." diyerek dalga geçmeye devam ettiğinde elime geçen bir yastığı ona fırlattım.

"Kerim Ali!" diye şakayla karışık triplendiğimde ayaklarının yanına düşen yastığı alıp bana fırlattı. Benim aksime hedefi tam on ikiden vurmuştu. Yüzüme çarpan yastıkla tökezlediğim sırada konuştu.

AmiyâneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin