Kızıl Öfke / 19

9.5K 1.6K 532
                                    

Selam,

Bölüm ithafı ; Lemannnn110'a geliyor.

Haftanın doğum günü listesi; 22 Ocak eminenaz61 - 23 Ocak Rainelif - 24 Ocak Tenzile_Aslan - 26 Ocak mehtapsahinkaya - 28 Ocak kumru_kuscu - 28 Ocak redcivert *** Hepinize nice seneler olsun arkadaşlar. Sağlıklı, mutlu, huzurlu ve her şeyin gönlünüzce olduğu yaşlar dilerim. Kucak dolusu sevgiler xoxoxo

İyi okumalar...





Berin huzursuzca yerinde kıpırdandı. Sabahtan beri devam eden toplantı bitmek bilmiyordu. Eli istemsizce masanın üzerine kapandı. Alışkın olduğu bir tavırla her zaman masanın üzerine bıraktığı telefona uzanmak ister gibiydi fakat telefonu yanında yoktu. Boş avucunu masanın cilalı zeminine hayal kırıklığı ile sürttü.

Sabah babasıyla birlikte evden çıkarken nasıl olduğunu anlamadığı bir unutkanlıkla telefonunu evde bırakmıştı ve kendisini eksik hissediyordu. Sabahın köründe babasının sürekli söylenerek geç kaldıklarına dair iki ayağını bir papuca soktuğu telaşlı tavırlarıyla, eli ayağı birbirine dolanmış, her zaman yanında olan telefonunu mutfaktaki masanın üzerinde unutmuştu. Aslında her zaman evden çıkarken otomatik bir alışkanlıkla çantasına atardı fakat o sabah annesinde de garip bir telaş vardı ve dikkati dağılmıştı.

"Hadi hadi," demişti Vivien elini sallayarak. "Baban çok gergin bekletme, geç kalacaksınız," diyerek önüne geçip, ellerini omuzlarına koyarak onu geriye çevirmiş neredeyse sürükler gibi mutfaktan çıkarınca kafası karışmıştı.

"Babamı anladım da sana ne oluyor anne?" demişti söylenir gibi.

Vivien onu evin kapısına çekiştirirken geçiştirir gibi karşılık vermişti.

"Erdem telaşa kapılınca ben daha çok telaş yapıyorum. Son dakika çıkan bu aksilikler onu çok gerdi, bir an evvel gidip toparlayın da ben de rahat edeyim."

Berin telefonu mutfakta unuttuğunu yola çıktıkları anda fark etmişti fakat geri dönmek mümkün olmamıştı. Asık bir suratla söylenmişti.

"Esat merak edecek."

"Esat her zaman öğlene kadar uyuyor kızım," demişti Erdem, düz bir sesle. "Zaten sabahları konuşmuyorsunuz. Şu sorunları halledelim önce, toplantı bitsin konuşursunuz sonra."

"Ama öğlen uyanınca hemen arıyordu. Şimdi ulaşamazsa telaş yapar."

"Annen cevap verir, telefonunu evde unuttuğunu söyler. Akşam konuşursunuz."

Berin hoşnutsuzlukla durumu kabullenmek zorunda kalmıştı. Genelde genç adam öğlen uyanır uyanmaz arardı fakat onun uyandığı saatlerde Berin toplantıda olacaktı ve bugün konuşmaları epeyce geç olacak gibi görünüyordu.

Hoşnutsuz bir yüzle bakışları masanın üzerine indi. En azından kısa da olsa bir mesaj atabilirdi fakat onu da yapamıyordu. Sessiz bir soluk çekti, bakışlarını yeniden önündeki ekrana çevirip dikkatini toplamaya çalışarak konuşulanları dinlemeye devam etti. Babasının konuşmasını takip ederken söz edilen konu ile ilgili dökümleri toplantı masasının karşısında bulunan büyük ekrana aktarıyordu. Erdem bugün her zaman olduğundan daha gergin görünüyordu. Ses tonu hayli sert çıkıyordu. Berin bunu garipsese de son anda çıkan aksilik nedeniyle vakit kaybı yaşamalarına sebep oldukları için böyle olduğunu düşündü.

"Bu gecikme için tüm tazminatları siz ödeyeceksiniz. Sözleşmede sizin hatanızdan doğacak gecikmeler nedeniyle bize yüklenecek tazminatları da sizin karşılayacağınız yazıyordu."

BUKALEMUN - YamanDağlı - Yaman - Ateş (Kitap oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin