Pazar pazar Sibel'in canı sıkılmış bende dedim, kalksın madem millete hizmet etsin. Tüm siparişleri verin kızlar. Yorulmayacakmış. Canı da sıkılıyormuş, zaman geçer işte. :)
Hadi iyi okumalar hepinize...
Alaz Yamandağlı.
Yaman için bu isim imzaydı. Onun imzası. Alaz'ın imzası. Bu iki isim birlikte yan yana kullanıldığı sürece kimse onlara dokunamazdı. Dokunamayacaktı. Buna izin vermezdi. Vermeyecekti.
Yaman, Alaz'ın elini avucunun içinde sımsıkı tutarak Erol Akman'ın önünden geçip koridora çıktı. Koridor boyunca yürürlerken diğerleri arkalarından geliyordu ancak kimseyi umursamadı.
Kulübün içine girdiklerinde üzerileri aranan, kimlik kontrolü yapılan birkaç müşteri dışında kimse kalmamıştı. İçerideki müzik susmuş, onlarca polis etrafta arama yapıyordu. Büyük Bar'ın önüne vardıklarında Yavuz'la karşılaştılar.
Yavuz her zamanki profesyonel tavrıyla Polise yardımcı oluyor görünüyordu. Yapması gereken de oydu zaten. Çalışanları yönlendiriyor, sürekli direktifler veriyordu. Çalışanların hepsi sıraya dizilmiş birkaç polis tarafından kontrol ediliyorlardı.
Yavuz, Yaman ve Alaz'ı görünce onlara doğru yaklaştı. Bakışları sakin ve duruydu. Yaman'a bakarak konuşmaya başladı.
"Kimlik kontrolü yapılan müşterileri serbest bırakıyorlar Yaman Bey. Şu ana kadar bir sorun çıkmadı. Siz gelmeden yukarı ofisi henüz arattırmadım. Memur arkadaşlar sizin eşliğinizde yukarı çıkıp ofisi de arayacaklar."
Yaman onaylayarak başını salladı sadece. O sırada Erol Akman yanlarına yanaşmış kontrol eden bakışlarını etrafta gezdirirken konuşmaları dinliyordu. Sanki maksadı konuşulanları dinlemek değilde sadece polisleri kontrol eder gibi bir duruş sergiliyordu. Yaman umursamadı. İstediği kadar dinleyebilirdi ne konuştuklarını.Yavuz konuşmaya devam etti.
"Kim neden böyle bir şeyi yaptı anlayamadım?" dedi Yavuz sanki yaşadıklarından büyük bir esef duymuş bir tonda konuşarak. "Birileri bize zarar vermek istedi herhalde böyle asılsız bir ihbarla. Önemli müşterilerimiz vardı bu gece. Hoş olmadı bu durum onlara karşı. Yarından itibaren itibar düzeltme çalışmasına başlayacağız. Böyle bir tatsızlık için özür dilememiz gerek. Ben yarın sabah yapacağımız çalışmayla ilgili bir dosya hazırlayacağım, sizin de onayınızı aldıktan sonra hemen irtibata geçeceğiz."
"Yaptığımız bir yanlış yok ama özrü yine de biz diliyoruz." dedi Yaman durumdan hoşlanmadığını belirten şikayetçi bir tavırla. Boştaki elini ensesine götürüp sıkıntılı bir tavırla boynunu sıvazladı.
"Haklısınız. Ama oluyor işte böyle tatsızlıklar. İsmimiz bizim güvencemiz. Belli ki birileri iftira atmaya, bize sıkıntı çıkarmaya çalışıyor. Üstesinden geleceğiz bunun. Merak etmeyin. Ben her şeyi kontrol edip gereken neyse yapacağım."
Yaman tekrar başını salladı.
"Biz ofise çıkıyoruz. Gelsin kim geliyorsa, baksınlar oraya da. Sabaha kadar buradayız. Hep beraber bir durum değerlendirmesi yapalım polisler gittikten sonra. Adımı lekelemeye çalışanı da bulacağım." dedi son cümlesinde başını tehditle sallayarak. "Bulunca da bunun hesabını soracağım! Bizim adımız asla uyuşturucuyla birlikte anılamaz! Sorumlu kim varsa herkesi sorguya çek. Bunun nasıl olduğunu bilmek istiyorum."
"Tabii Yaman Bey. Merak etmeyin. Nereden kaynaklandığını bulacağım."
Yavuz'un sesi güven veriyordu. Bu gece kim, ne hata yapmışsa başı ciddi belaya girecekti. Orası kesindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUKALEMUN - YamanDağlı - Yaman - Ateş (Kitap oldu)
General FictionBukalemun Serisi 2.Kitabı... **** Yaman ona sonsuzluğu vaat ediyordu.... Gözlerinde öyle bir anlam vardı ki; yeryüzündeki hiç bir kelime bunu açıklayamazdı. Sanki başka bir boyuttan bakıyordu Alaz'a. Kapkara gözlerinin içinde oynaşan pırıltılar dü...