Kızıl Öfke / 20

10.1K 1.6K 512
                                    

Herkese selam,

Biliyorsunuz bu yayınlanan kısımları, (Esat - Berin kısımlarından söz ediyorum) 20 bölümde bitireceğimi söylemiştim. Aslına bakarsanız çoktandır bitirdim de, fakat buraya mahsus;  (Yayınlanacak olan Bukalemun son kitabına bu bölümlerin büyük kısmı alınmayacak), iki bölüm daha fazladan yazmıştım, yani 22 bölümde final vereceğim. :) Bana kalsa bu da final sayılır ama neyse, herkes illa düğün de olsun istiyor... Sözün özü, iki hafta daha buradayız bu final bölümü değil :)

Bölünün ithafı; RukiyeArslanta'ya geliyor. 

Haftanın doğum günü listesi; 20 - Ocak eliadora - 30 Ocak aysesevinc87 - 30 Ocak KbraGdel - 30 Ocak myeyesmyeyes -  28 Ocak TubaDiner3 - 31 Ocak kintsugi87 - 31 Ocak RiriEverdeen - 1 Şubat fediletaran - 1 Şubat ANGELUSSSSS - 2 Şubat Kuzucuk_ab11 - 3 Şubat snowwhiteland44 - 3 Şubat Melekaya12 -  4 Şubat NerimanPek3 *** Hepinize nice seneler olsun. Sağlıklı ve mutlu, her şeyin gönlünüzce olduğu bir yaş dilerim. Sevgiler xoxoxo

İyi okumalar...

  



Berin usulca kapıyı açıp odaya girdiğinde içeride çıt çıkmıyordu. Bu sessizliğe uyum sağlamak ister gibi parmaklarının ucuna basarak yatağa yaklaştı. Odanın aralanmış perdelerinden içeri sızan ışık içeriyi oldukça aydınlatmıştı. Tedirginlik ve daha çok üzüntüyle yatağa yaklaştığında Esat'ın düzenli soluklar alarak uyuduğunu gördü..

Yatağın yanındaki komodinin üzerinde bir kısım ilaç kutuları görünüyordu. Göz ucuyla ilaçlara bakıp yeniden bakışlarını Esat'a çevirdi.

Sol yanının üzerine yatmıştı. Kara kirpiklerinin gölgesi elmacık kemiklerinin üzerine vuruyordu. Kirli sakallarla kaplanmış olmasına rağmen yüzü solgundu. Berin, onun ilk kez bu derece savunmasız göründüğünü düşündü. Adeta ağır çekimdeymiş gibi yavaşça kalçasını yatağın ucuna yerleştirdi. Yatak belli belirsiz de olsa aşağı çöktü. Elini uzatıp Esat'ın yüzüne dokunacakken muhtemelen o minik hareketten olsa gerek aniden Esat'ın gözleri aralandı ve Berin'in eli havada asılı kaldı.

Esat öylesine büyük bir telaşla yerinde doğrulmuştu ki Berin üzerinde oturduğu yorganın çekilmesiyle neredeyse arkaya düşecekti.

O dengesini sağlamaya çalışırken, "Kızıl?!" dedi Esat, telaşlı yüksek bir sesle. Sersemlemiş ifadesi, uykulu olmasına rağmen yuvalarında durmadan hareket eden ve etrafı hızla tarayan gözleri, hissettiği telaşı hayli ortaya koyuyordu.

"Uyuya kalmışım! Geç kalmışım! Saat kaç? Kahvaltı için alacaktım ben seni! Öğlen mi oldu? Geç kaldığım için geldin değil mi? Çok özür dilerim. Nasıl oldu anlamadım. Telafi ederim. Söz, telafi ederim."

Berin'in konuşmasına fırsat vermeden komodine çevrilen bakışları telefonu görür görmez o tarafa atılmasına neden oldu. Bir yandan yorganın ucunu tutup kendini kapatmaya çalışır gibi çekiştirirken bir yandan çabuk çabuk konuşmaya devam ediyordu.

"Alarmı duymamışım! Duymamışım! Yorgundum ya, o yüzden duymadım herhalde. Nasıl duymadım ya?"

"Esat!" dedi Berin, nihayet sesini yükselterek.

Esat'ı durduramayacakmış gibi hissediyordu. Genç adam öyle büyük bir telaş yaşıyordu ki, acısını belli etmemeye çalışırken alnında oluşan minik ter damlaların bile farkında değil gibiydi.

"Rahat dur Esat!" dedi Berin, ellerini öne uzatarak. Esat'ın telefonuna ulaşmasını istemez gibi çabucak cihazı alıp arkasına attı. "Alarmın çalmadı. Daha saat geç olmadı. Yedi buçuk!"

BUKALEMUN - YamanDağlı - Yaman - Ateş (Kitap oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin