Ertesi gün olduğunda Minho bütün hayvanlara aşı için veterinerden randevu almıştı. Evde çöl tilkisi besleyen insanlar olduğunu duyunca biraz garipsese de yılan besleyenler olduğunu hatırlayıp bu garipliği silmişti.
Chan ile hayvanları kafese koyduktan sonra araba ile yola çıkmışlardı. Minho işleri bittikten sonra direkt petshopa geçecekti. Bu yüzden Chan de onunla geliyordu.
Veterinere ulaştıklarında Chan eline Jeongin ve Felix'i alınca Minho da Jisung ve Seungmin'i aldı ve içeriye girdiler.
"Oh, Minho! Sonunda geldin." Minho gülümseyerek kafasını salladı ve kafesleri sedyenin üstüne koydu. İlgiyle kafeslerin içine bakan veteriner şaşkınca Minho'ya döndü. "Açıkcası benimle dalga geçtiğini düşünüyordum."
Chan Minho'nun yalan uyduramadığını bildiğinden "Aslında onları bulduğumuzda biraz zor durumdaydılar. Sonra da bırakmak zor oldu bizim için. Aramızda bir bağ oluştu." Dedi.
"Anladım." Deyip kafasını salladı sevimli veteriner.
İlk tilkiyle ilgilenmeye karar verince Chan dikkatle küçük tilkiyi kafesinden çıkardı. Küçüğünün korktuğunu fark edince kocaman gülümsedi ve kulağının arkasını kaşıdı. "Korkmana gerek yok. Ben burada olduğum sürece kimse zarar veremez sana Jeongin. İstersen bitene kadar patini tutabilirim."
Tereddütte kalan küçük tilki karşısındaki ele anlamsızca bakıyordu. Sırtında küçük bir sızı hissedince ağzından küçük bir çığlık kaçtı ve patisini elin üstüne koydu. Tırnaklarını çıkartıp eline zarar vermek istemiyordu bu yüzden de biraz kendini sıkıyordu. Chan ise elinin üstündeki patiyi sakinleştirici bir şekilde ovuyordu. Küçüğün çığlığı kulaklarını tırmalasa da her hangi bir harekette bulunup rahatsız olduğunu belli etmemişti.
Veteriner işi bitince geri çekildi ve gülümseyerek konuşmaya başladı. "Aranızda gerçekten bir bağ oluşmuş olmalı. Tilkin seni gerçekten sevmişe benziyor."
"Öyle mi dersiniz?" Dedikten sonra küçük bir gülümseme bağış etti. Tilkisini kucağına alıp tüyleriyle oynamaya başladı.
Seungmin ve Felix'in aşısı da sorunsuz bittikten sonra sıra Jisung'a gelmişti. Küçük sincap sahibinin ellerine tutunurken gelecek acıyı sakince bekledi. Kaldığı yerde bunlardan onlarca yemişti. Onlarda yanında kimse yoktu belki ama şimdi yanında değer verdiği kişiler vardı. Bu yüzden korkmasını gerektirecek bir şey yoktu.
Sonunda aşı işi bittiğinde hepsi rahat bir nefes vermişlerdi. Önceden aldıkları iğnelerden daha hafif olsa da yine de bedenleri yorulmuştu. Bu yüzden dört hayvanda uyukluyordu.
Minho önce Chan ve hayvanları bıraktıktan sonra işine doğru sürmeye başladı. Şimdiden günün hemen bitmesini istiyordu.
🐱🐶🐹🦊
Hyunjin yorucu bir günün sonunda yavaşça Chan'ın binasına adımlıyordu. Ne kadar çocuklarla eğlense de günün sonunda bütün bedeni iflas ediyordu. Bazenleri küçük çocuklar zorluk çıkarıyor ve eve gitmek istemiyordu. Hyunjin'i çok seviyorlardı. Bu yüzden onların gitmesini de beklemek zorunda kalıyordu.
Kapıyı sakince tıktıkladığında içeriden gürültülerin yükseldiğini fark etti. Bu sırada arkasında bir beden hissedince oraya döndü. Minho ile aynı zamanda gelmeleri tamamen şans eseriydi. Demek ki onun da işi geç bitmişti.
Kapı açıldığında koşmaktan yorulmuş bir Chan görmeyi bekledikleri en son şeydi. "Siz mi işe gittiniz ben mi hiç bilmiyorum." Dedi derin soluklarının arasından.
Minho tam cevap verecek iken içeriden yine bir gürültü kopmuştu. Ne olduğunu anlamaya çalışırken onlara doğru gelen insana dönüşmüş sincaba şaşkınca baktı. Sincap korkuyla Minho'nun üstüne atlayınca kendine gelip dengesini sağladı Minho. Bu sırada Seungmin de tam önlerinde duraksamış onlara bakıyordu.
Hyunjin de şaşırmıştı. "Ne oluyor burada? Hani gece insana dönüşüyorlardı Minho?"
Minho dudaklarını büzdü. "Öyle sanıyordum. Demek ki değilmiş." Jisung'u sıkıca tuttuktan sonra içeriye yöneldi.
Hyunjin de içeri girerken etrafı inceliyordu. Her yer dağılmıştı. Omzuna atılan kol ile Chan'a döndü. "Ne kadar yorulduğumu bilemezsin. Seungmin ve Jeongin kadar fenasını daha önce hiçbir yerde görmemiştim. Eve getirdiğimden beri sürekli Jisung ve Felix ikilisini kovalıyorlar. Bir anda insana dönüştüler zaten, ne yapacağımı bilemedim."
Koltuklardan birine yerleştiklerinde Jisung hala Minho'nun kucağından inmemişti. Seungmin ise zayıf bir anlarını kolluyordu. Bunu fark eden Hyunjin, Seungmin'i yanına çıktı ve saçlarını okşamaya başladı. Saçlarındaki parmakları fark eden Seungmin şaşırsa da bozuntuya vermeyip Hyunjin'in yanına kuruldu.
"Ah, az önce ortalığı dağıtan hayvanlar bunlar mı gerçekten?" Diye yakındı Chan.
Minho sinsice sırıtarak "Demek ki doğru düzgün bakamamışsın kardeşim." Diye cevap verdi.
"Gel kendin bak o zaman Minho!" Diye bağırdı başka bir odadan Changbin. Oturma odasına girdiğinde sırtında Felix arkasında da Jeongin ile birlikte geliyordu. Chan Jeongin'in yanına gelmesini beklese de Jeongin onu es geçmiş tekli koltuklardan birine çıkmıştı. Yine de bugün çok yol kat ettikleri için çok bozulmadı Chan.
Changbin de bir koltuğa yerleştiğinde Felix hemen kucağına yatmıştı. İlgiyi çok seviyordu bu yüzden Changbin'in peşinden asla ayrılmıyordu.
Hyunjin esnedikten sonra konuşmaya başladı. "Biz gitsek iyi olur. Çok fazla uyukum var. Biraz dinlensem iyi olur."
Herkes kafasını salladıktan sonra vedalaşıp evden çıktı Hyunjin. Aynı zamanda Seungmin'in yürümesine yardımcı oluyordu. Üst kata çıkmayı başardıklarında evlerine girdiler.
Hyunjin direkt odasına ilerlediğinde tereddütle bir şey demesini bekliyordu Seungmin. Nerede bekleyeceğini bilmiyordu. Aynı odaya bir daha tıkılmak istemiyordu. Ne kadar kkami ile iyi anlaşsalar bile tek bir odada kısıtlı kalmak sıkıcıydı.
Hyunjin odanın girişinde bekleyen Miniğini gördüğünde gülümsedi. "Ne bekliyorsun? Gelsene."
Seungmin duyduklarıyla gülünseyip odaya girdi. Burayı ilk defa görüyordu. Ne kadar sade bir oda olsa da artık bu oda gözlerinde kutsallaşmıştı.
Hyunjin, Seungmin'in dikkat dağınıklığından faydalanarak hemen üstünü değişirdi ve Seungmin'e de giyecek bir şeyler buldu. Geçen seneden kalan daha giymediği eşofman altının arkasından makasla bir delik açtı.
Kıyafetleri ona uzatırken "Yardım edeyim mi?" Diye sordu Seungmin'e. Seungmin daha önce hiç üstünü değiştirmediği için hızla kafasını salladı.
Üstünü değiştirmesine yardımcı olduktan sonra miniğini inceledi Hyunjin. "Tatlı." Diye mırıldanmadan edemedi.
Kendini toplayıp konuşmaya başladı. "Bugün birlikte uyuyacağız. O yüzden fikrimi değiştirmeden önce ışığı kapatıp gelmezsen bozuşacağız."
🐱🐶🐹🦊
Tatlı yerini yazarken hyunjinin sesi kulağımda yankılandı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pet °SKZ°✓
أدب الهواةHayatlarına heyecan arayan dört arkadaş perili olduğunu düşündükleri eve girmeye karar verdiler.