Yavaş yavaş kapanan gözlerini ovalayıp esnemiş ve gözlerini kucağının üstündeki bilgisayara odaklamış Hyunjin'e çevirmişti Seungmin. Bir kaç dakika boyunca öylece onu izleyip sonunda derin bir nefes verdi. "Hyunjin."
"Efendim?" Dedi Hyunjin bakışlarını bilgisayarından çekmeden.
Seungmin oturuşunu düzeltip dik bir şekilde Hyunjin'i izlerken uzatmadan "Beni seviyor musun?" Diye sordu.
Hyunjin'in bakışları şaşkınca Seungmin'e döndü hemen. Gözleriyle Seungmin'in yüzündeki her bir zerreyi incelerken kaşlarını çattı. "Ne?"
Omuzlarını silkti Seungmin. "Beni seviyor musun?" Diyerek yineledi kendini.
Hyunjin'in kaşları daha çok çatılırken hala anlamlandırmaya çalışıyordu soruyu. Sanırsa Seungmin yine bir şeyleri çözümlemeye çalışıyordu. "Hangi anlamda?" Diye sordu ona ayak uydurmayı seçerek.
Dudaklarını büzdü Seungmin. "Hangi anlamda anlamak istiyorsan."
Çok düşünmeden cevapladı soruyu Hyunjin. "Evet, seviyorum." Seungmin düşünceli bir şekilde kafasını salladığında Hyunjin geri döndü işine. Fakat Seungmin'in soruları henuz bitmemişti.
"Hyunjin."
Tekrar başını kaldırdı Hyunjin. "Efendim?" Dedi aynı naziklikle.
"Sence diğerlerinin bu kadar yakınlaşması doğru muydu?" Diye sordu bu sefer Seungmin. Aslında bu bir yandan da Hyunjin'i yoklamak içindi.
Hyunjin omuzlarını hafif bir şekilde silktikten sonra "Birbirilerini gerçekten seviyorlarsa, evet neden olmasın?" Dediğinde Seungmin usulca kafasını sallamış ve bakışlarını Hyunjin'den kaçırmıştı. Bununla birlikte Hyunjin daha fazla soru sormayacağını düşünerek bakışlarını bilgisayarına indirdi.
Geri bakışlarını Hyunjin'e çevirdi Seungmin. Bu sefer tepkilerini izleyerek sormak istiyordu. "Hyunjin." Diyerek başladı söze öncekiler gibi.
Bıkkın bir nefes verdi bu sefer Hyunjin. "Efendim."
Seung dudaklarını birbirine bastırdı ilk önce. Sonunda dudaklarını aralayıp "Beni gerçekten seviyor musun?" Diye sordu tek nefeste.
Hyunjin'in kaşları hafifçe yukarıya kalktı. "Pekala neden bunu soruyorsun?" Diye sordu bilgisayarının ekranını kapatırken. Bu sorular bitmeyecekmiş gibi duruyordu.
Dudaklarını büzdü Seungmin. "Bilmiyorum. Sanırım kalbimin hızlanıp hızlanmayacağını merak ettim." Dedi usulca.
"Hızlandı mı?" Diye sordu merakla Hyunjin. Sırıtmamak için kendini tutuyordu. Neden sırıtmak istediğini ise o bile bilmiyordu.
"Hayır." Dedi Seungmin soğukkanlı bir şekilde. "Çünkü cevap vermedin." Diye devam etti sonra.
Hyunjin oturduğu yerden kalkıp Seungmin'e ilerlerken "Şöyle deneyelim o zaman." Dedi ve günler önce Seungmin'in yaptığı şeyi yaparak onun üstüne oturduktan sonra ellerini koltuğa yaslayıp, başını ona yaklaştırdı. "Hızlandı mı?" Diye sordu sırıtmasını tutmadan.
Seungmin bakışlarıni yukarıya doğru kaldırarak Hyunjin'in kusursuz yüzüne baktıktan sonra "Bilmem kendin bak." Dedi usulca. İkisi de cevabı çok iyi biliyorlardı aslında. Bunun için artı bir efor sarf etmelerine gerek yoktu. Hyunjin yüzünü daha çok Seungmin'e yaklaştırırken Seungmin gözlerini usulca kapatıp karşısındaki dudakların ona değmesini bekledi.
Fakat değmeden geri çekilmişti.
"Sikeyim." Diyerek Seungmin'in üstünden kalktı Hyunjin. Ne yaptığını yeni fark ediyordu. Sadece Seungmin'den intikam almak için kucağına çıkmıştı ama bu onun için çok fazlaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pet °SKZ°✓
FanfictionHayatlarına heyecan arayan dört arkadaş perili olduğunu düşündükleri eve girmeye karar verdiler.