Uyuduğu yataktan mutlu bir şekilde kalktı Felix. O kaldıkları laboratuvarda hiçbir zaman rahat hissetmemişti fakat son iki gündür mutlu bir şekilde uyanıyordu. Kıvırlığı yataktan Changbin'i rahatsız etmeden indi. Ona fazlasıyla saygı duyuyordu. Changbin o geldiğinden beri evi temiz ve düzenli tutmaya çalışıyordu.
Evde bir kaç tur atıp oynadıktan sonra acıktığını fark etti. Mecbur Changbin'i uyandırmalıydı. Odaya geri girdiğinde hala aynı şekilde put gibi uyuduğunu fark etti. Yatağa çıktıktan sonra hemen yüzüne yaklaştı. Nazikçe yanağını yaladı. Bu sırada yanağında küçük dokunuşlar hisseden Changbin zar zor açtığı gözleriyle minik kedisine baktı. Kafasını okşarken neşeli bir şekilde "Günaydın!" Dedi.
Felix buna karşı miyavlarken Changbin hemen onu kucağına aldı ve yatağından kalktı. Küçücük bir şekilde kucağında kaybolması hoşuna gidiyordu Changbin'in. Mama kabını doldurduktan sonra minik kediyi yere bıraktı ve yüzünü yıkamak için banyosuna gitti. Geri döndüğünde yemeğini bitirmiş Felix masum masum ona bakıyordu. Bu Changbin'in Felix'in midesinde karadelik olduğunu düşünmesine yol açmıştı fakat sorgulamadı.
Kendisi de bir kaç şey atıştırdıktan sonra bilgisayarını açıp kendine iş aramaya başladı. Şu ara parası su gibi akmaya başlamıştı.
Felix hemen kucağına yer alırken gülümsedi ve sırtını kaşıyıp işine devam etti.
🐱🐶🐹🦊
Hyunjin, Seungmin ve kkami ile güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra onları anaokuluna götürmek için hazırladı. Her hafta en az bir kere Kkami'yi okula götürüyordu. Çocukların ilgisinin Kkami'nin hoşuna gittiğinin farkındaydı. Belki Seungmin'in de hoşuna giderdi.
İkisinin de tasmasını taktıktan sonra o da üstünü değiştirdi. Kkami'yi kafesine yerleştirdikten sonra Seungmin'e döndü. Korku dolu gözlerini gördüğünde kafasını okşadı. "Merak etme, başka iğne yok. Sizinle birlikte eğlenmeye gidiyoruz sadece. Canını acıtacak bir şey yapmayacağız."
Gözlerinin yumuşadığını gördüğünde Seungmin'i de kafese yerleştirdi. Seungmin'in ona güvenmesi iyi hissettirmişti. Kafesleri arabaya yerleştirdikten sonra yola koyuldu. Çocuklar onu bıktırsa da her gün oraya gitmekten zevk almıyor değildi.
Okulun girişine geldiklerinde küçük bir kızın tiz sesi duyuldu. "Hyunjin oppa!" Seungmin'in kulakları tırmalanmış gibi olmuştu.
"Günaydın Hyemin~ah!" Dedi Hyunjin gülümseyerek.
"Sana da günaydın oppa! Kkami'yi mi getirdin?" Diye sordu merakla küçük kız. Hyunjin gülümsemesini silmeden kafasını salladı. "Yanında bir sürpriz daha var!"
"Yaşasın!" Deyip içeriye koşturdu küçük kız. Hyunjin biraz daha olduğu yerde gülümsedikten sonra kızı takip etti. Kendi sınıfı buradakilerin en sakin olan sınıfıydı. Bu yüzden hem kendiyle hem de sınıfıyla gurur duyuyordu.
Sınıfa girdikten sonra kafesleri yere bıraktı ve ikisinin de kapağını açtı. Seungmin daraldığını hissederek hızla dışarı çıkarken Kkami sakince çıkmıştı. Çocuklar iki köpeği de görünce çığlık atarak onlara yönelmişlerdi. Tabi Seungmin bu kadar ilgiyi hiç beklemiyordu. Hyunjin'e döndüğünde masasında oturup kitaplarla bir şeyler yaptığını gördü.
Sırtına bir el dokunduğunda irkildi. Sonra o ellerin çoğalmasıyla korkusu ikiye katlandı. Kkami'ye baktığında onunla sadece Hyemin'in ilgilendiğini fark etti. Korkusu hemen uçmuştu. Kkami'nin üstündeki ilgiyi kıskandığının farkına vardı. O bu ilgiyi istemiyordu. Bu yüzden sanırım ilgiyi üstünden atabilirdi.
Çocukların arasından sıvıştıktan sonra koşturarak Hyunjin'e gitti. Patileriyle paçalarını çekiştirdikten sonra Hyunjin onu fark etti ve elleri arasına aldı. Seungmin ona hissettiklerini aktarmaya çalışırken bir kaç kere havlamıştı. Hyunjin'in onu anlamayacağını da düşünüyordu fakat Hyunjin gayet iyi anlamıştı. "Çocuklar Minnie fazla ilgiyi sevmiyor. Bu yüzden Kkami'yi yanlız bırakmayıp onunla oyanayabilirsiniz."
Hyunjin'i sevmek için başka bir neden daha bulmuştu Seungmin. Ne kadar onun kalbini kırsa da aslında düşünceli biriydi çünkü.
🐱🐶🐹🦊
Jisung, Minho gidince etrafı alt-üst etmiş şimdi de bunun derdine düşüyordu. Yine insana dönüşmüştü ve şansı varsa Minho gelmeden evi toplayabilirdi. Fakat daha doğru düzgün yürüyemiyordu bile.
Yerdeki bir kaç eşyayı kaldırdıktan sonda mutfağa ilerledi. Şühpesiz burası en fazla dağılmış yerdi. Evde fındık ararken aynı zamanda iki tane bardağı düşürmüş ve yere pirinç ve bir kaç baharat dökülmüştü.
Yere bakıp derince iç çekti Jisung. İlk önce camları toplamakla başladı işe. Elinde bir sızı hissediyordu ama çok takmadı. Onları koyacak bir yer ararken lavabonun içine gözünü kestirdi. Hepsini oraya attıktan sonra suyu açmaya çalıştı. Su ile çözülebileceğini düşünmüştü. Ellerinin dediği yerdeki kırmızı lekeyi görünce ellerine baktı. Yere boya da mı dökülmüştü yoksa? Farkında bile değildi.
Sonunda suyu açtığında ellerini de yıkadı ama boyanın sonu gelmiyor gibiydi. Pes ederek suyu kapattı ve geri yere eğildi. Bunları nasıl toplayacaktı şimdi? Neredeyse hepsi halıya dökülmüştü zaten.
Halıyı balkondan atmaya karar vererek uçlarından tutup çekiştirmeye başladı. Tozlar etrafa biraz daha etrafa saçılmıştı ama farkında değildi. Ellerinin acıdığını hissettiğinde inleyerek halıyı bıraktı ve yine ellerine baktı. Ne bitmez boyaydı böyle!
Kapı açıldığında telaşla kapıya ilerledi Jisung. Tam Minho'nun karşısında durduğunda Minho ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Sonunda Jisung'un ellerini fark ettiğinde küçük bir küfür savurdu. "Siktir! Jisung, ne yaptın ellerine böyle?"
Küçük bedeni kaldırıp oturma odasında bir koltuğa oturttu. Banyodan bir kaç eşya aldıktan sonra geri döndü. Ellerini kendi avucu içine alırken "Birazcık acıyacak. Dayanmaya çalış tamam mı?" Dedi. Jisung kafasını salladığında ilgisini ellere geri verdi Minho. Arada acıdan ellerini yumruk yapmaya çalışsa da son anda tutuyordu kendini Jisung. Doğrusu eline neden böyle yapıyordu o da bilmiyordu.
İşi bittiğinde ellerini sargı beziyle sardı Minho. Kafasını kaldırıp Jisung'a baktığında anlamaz ifadesini gördü. "Elini kesmişsin ve biraz kanamış. Söyle bakalım nasıl yaptın bunları?"
Jisung mahçupça başını eğdiğinde hemen başını geri kaldırdı Minho. "Korkmana gerek yok bebeğim. Ne yaptıysan sana kızmayacağım."
Jisung kafasını salladı ve onu istemeye istemeye mutfağa götürdü. Minho'nun gözleri gördükleriyle kocaman açılırken nasıl tepki vereceğini bilemedi. Küçücük bir sincap bu evi nasıl bu hale getirmişti böyle?
"Sanırım sana temizliğin ne olduğunu öğretmeliyim."
🐱🐶🐹🦊
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.