Yaklaşık 1 Ay Sonra...
Minho yine yatağında bir o yana bir bu yana dönelerken içindeki garip hissi bir türlü atamıyordu. Jisung gittiğinden beri böyleydi. Sabah kalkıyor, ruhsuz bir şekilde işlerini hallediyor, akşam eve geldiğinde ise yatağından bir türlü çıkmak bilmiyordu. Uyuduğu da yoktu. Arada bayılıp kaldığı olsa da genelde düşünceleriyle boğuşuyordu.
Jisung şimdi napıyor?
Gerçekten eski haline dönüşebildi mi?
Ya öldülerse ve söylemiyorlarsa?
Jisung sen bana ne yaptın böyle?
Bu gibi sorular kafasında dönüp dururken kapısı alacaklı gibi çalmaya başladı. Hiç şüphesiz Chan'dı bu. Son bir kaç gündür herkesi toparlamaya çalışıyordu. Üstelik kendisi de bitik bir durumdayken.
Kapıyı açmak için yatağından kalkarken bir yandan da söylenmeye başlamıştı bile Minho. Koridorda ilerlerken ayağının yerdeki halıya takılması ve sert bir şekilde düşmesi de bir olmuştu. Sesli bir şekilde inledi ve yere vurduğu kafasını ovdu. Bir yandan da yine söylenmeye devam ediyordu. "İstemiyorum dedikçe daha çok üstüme geliyorsunuz ya hepinizin amına koyayım!"
Fazla beklemeden geri kalkarken başını ovmaya da devam ediyordu. Kesinlikle kafası moraracaktı.
Kapıya ulaştığında hala kafasındaki sızı yüzünden yüzünü buruşturuyordu. Açtığında ise direkt Chan'in tepkisiyle karşılaşmıştı zaten. "Ne yaptın lan kafana?" Diye sordu kaşlarını çatıp Chan.
"Sayende." Deyip gözlerini devirdi Minho. Daha çok mırıldanmış gibi olduğundan Chan duyamamıştı onu. "Ne?" Diye sordu bu yüzden.
Derin bir nefes verirken "Boş ver." Dedi Minho. "Ne oldu yine?" Diye sordu bıkkın bir şekilde. Aslında niyeti böyle davranmak değildi belki de ama ruh hali onun nazik davranmasına pek izin vermiyordu.
Sertçe dudaklarını yalayıp gergince cevapladı onu Chan. "Gece gece rahatsız ettim biliyorum ama daha demin bir bildirim geldi telefonuma. Hayvan deneyleri hakkında..."
Hemen kaşları çatıldı Minho'nun. "Neymiş?" Diye sordu merakla. Zira ona böyle bir bildirim gelmemişti.
Chan içeriye geçip kapıyı kapatırken konuşmaya başladı. "Her ihtimale karşı herkesi bir ay bekletmişler. Önden aşı olanların reaksiyonlarını ölçüyorlarmış işte. Bu sabah da teker teker ölümler yaşanmış."
Olabilecekmiş gibi daha çok çattı kaşlarını Minho. İçine çoktan büyük bir korku yayılmıştı. "Bu hangi bildirim amına koyayım?" Dedi hiddetle.
Derin bir nefes verdi Chan. Telefonundan gönderiyi açarken "Bir güvenlik sızdırmış diyorlar. Olay büyüdü baya." Dedi ve telefonunun ekranını Minho'ya doğru döndürdü.
Böylece haber sitesine kısa bir göz attı Minho. Başlık 'Hayvan Deneyleri Felaketi' idi. Okumak istediğini pek sanmıyordu. Chan alelacele buraya geldiyse bir şeyden şüphelenmişti ve bu okuyacakları onun korkması için yeterli bir sebepti. Gözlerini kaçırdı çabucak. "Bizimkileri de bekletmişlerdir değil mi?" Diye sordu umutla.
Omuzlarını silkti Chan. "Bilmiyorum. Gönüllü olanları almışlar ilk..." Dedi sonlara doğru sesi kısılırken. Bu cevap ikisine de tatmin edici gelmemişti. Çünkü biliyorlardı ki Jisung'u son bıraktıklarında aşı olmaya çok meyilliydi. Ayrıca Chan'ın bildiği bir ayrıntı daha vardı. O daha çok tetikliyordu düşüncelerini.
"Minho." Dedi çekingen bir şekilde. Minho devam etmesi için ona bakarken bakışlarını kaçırdı. "Ölenlerin arasında sincap olan da varmış."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pet °SKZ°✓
FanfictionHayatlarına heyecan arayan dört arkadaş perili olduğunu düşündükleri eve girmeye karar verdiler.