Sessiz olmaya çalışarak komidinin üstünden telefonunu aldı. Panikle oturma odasına gitti ve ilk aklına gelen Chan'ın numarasını aradı.
Chan uyukusuzluğun etkisiyle telefonu direkt açıp "Gece gece beni neden arıyorsun?" Diye sordu.
"Tilki ne yapıyor şu an?" Diye sordu Minho panikle.
Chan homurdanarak "Uyuyor. Beni aramasaydın ben de uyuyor olurdum." Diye söylendi.
"Tilkinin nasıl olduğuna bakar mısın?" Hemen söylemek istemiyordu Minho. Chan onunla dalga geçip rüya görüyorsun diyebilirdi çünkü.
Chan geldiğinden beri puf koltukta uyuyan tilkiye bakmak için oflayarak yataktan kafasını kaldırdı. Pufun olduğu yere baktığında tatlı bir çocuğun pufa kafasını koymuş bacaklarını karnına çekmiş bir şekilde uyuduğunu gördü.
O da paniklemişti. Bu sefer sessiz konuşuyordu. "Biri odama girmiş Minho. Sapık falan olmasın."
"O tilki, Çöl tilkisi."
Chan "Ne?" Diye kısık sesle konuşurken uyuyan kişiye tekrar baktı. Üstünde krem rengi bir kazak vardı. Simsiyah saçlarıyla ve tilki kulaklarıyla çok tatlı duruyordu. "Uyadırsak mı?"
"Konuşabilirler mi ki?" Diye sordu Minho.
Dudaklarını büzdüğünde bunu Minho'nun görmeyeceğini hatırladı ve "Bilmiyorum." Dedi. "Sen diğerlerine de haber ver. Ben Jeongin'i uyandırayım."
Minho kaşlarını çatarak "Jeongin? Tilkinin ismi mi?" Diye sordu.
Chan "Evet. Hadi git diğerlerine haber ver." Dedi ve telefonu Minho'nun yüzüne kapattı.
Derin nefesler alıp vererek insana dönüşmüş tilkiye yaklaştı. Bebek gibi bir yüzü vardı. Siyah saçlara elini daldırdı ve biraz karıştırdı. Jeongin bu temasa homurdanmaya başlayınca gülümsedi. Yanaklarına dokunurken Jeongin sinirli bir şekilde uyandı ve Chan'ın bileğini sıkıca tuttu.
Chan önce bileğinden sıkıca tutmuş ele daha sonra Jeongin'e baktı. Tipine göre gayet kuvvetliydi. Jeongin de şaşkınca eline bakıyordu. Elini geri çekti ve dikkatlice incelemeye başladı. İlk kez insan halini görüyordu. Diğerleri görmüştü ama onun uyuku düzeni olduğu için asla gece kalkamamıştı.
Elini yumruk yaptı ama geri açamadı. Kitlenmiş gibiydi. Chan'a bir daha baktığında gülümseyerek kendini izlediğini fark etti. Chan sorunu anlamış gibi Jeongin'in elini elleri arasına alıp açmaya çalıştı. Son parmağa kadar açtığında dayanamayıp bir daha yumruk yapmaya çalıştı elini Jeongin. Ama hesaba katmadığı bir sey vardı. Fark etmeden ellerini Chan'ın elleriyle birleştirmişti.
Utançla kulaklarını oynatırken Chan kıkırdadı. "Böyle yapınca çok tatlı oluyorsun." Jeongin utanmaya devam ederken Chan diğer ellerini de kenetledi ve Jeongin'i ayağa kaldırmaya çalıştı. Jeongin ellerini hemen çekerek yere geri çöktü ve emekleyerek ilerlemeyi seçti. Chan de hala onu gülümseyerek takip ediyordu.
🐱🐶🐹🦊
"Beni çok sevdiğini biliyorum Minho ama gece gece neden beni arıyorsun tatlım?" Hyunjin'in telefonu açma şekline gözlerini devirdi Minho.
konferans konuşmasından Changbin'in sesi yükseldi. "Yah beni bununla birlikte niye aradın?"
Minho direkt "Kedi ile köpek nasıl?" Diye sordu.
Changbin görmeseler bile gözlerini devirdi. "Gece gece bunun için mi aradın?" Dedikten sonra uyumadan önce yan tarafına kıvrılan kediye baktı. "Hass- Bu kim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pet °SKZ°✓
FanficHayatlarına heyecan arayan dört arkadaş perili olduğunu düşündükleri eve girmeye karar verdiler.