" Sonunda geldiniz" Yoongi ile kapıdan zar zor geçip koridora geçtik.
"Bunun ile anca gelebildim. Bütün sokaktaki sevgilileri ayırmaya çalıştı piç. Neyse Jungkook odasında uyuyor değil mi?"
Jimin beni onaylayıp bir Yoongi ye bir bana bakıyordu.
"Bence senin odana yatır. Jungkook için farketmez ama Yoongi uyandığında sinirli olursa yine kavga çıkar ve bizede patlarlar. Yarına kadar atılsın yarın bir çare buluruz"
"Haklısın, şey... Sana zahmet olmaz ise odamın kapısını açabilir misin?"
Beni onaylayıp Jungkookların karşısında olan odamın kapısını açtı. Bana yardım etmek için Yoongi nin diğer kolunun altına girdi. Gece yarısını geçtiğimiz için çok ses yapmaya karar verdik. Odama girdikten sonra Jimin yorganımı kaldırıp yatağın üstüne Yoongi yi yatırdık. Ayakkabılarını çıkarıp üstünü örtüp sessiz adımlar ile odadan çıktık.
"Galiba bu gece uyuyamayacağız."
Jimin in dediği şey ile ilk kaşlarımı çattım sonradan salona baktığımda anlamıştım. Ev küçük olduğu için çok eşya almamıştık salon için bir iki küçük tekli koltuk ve üç kişilik koltuk almıştık.
"Yani sen istersen Jungkook un yanında uyu ben burada şey yaparım."dedim koltuğa oturarak
" Saçmalama bu koltuk çok sert boynun hala daha ağrıyordur belki "
" Ne yapacağız Jimin? "
Dediğim şey ile gülüp bana bakmıştı.
" Senin yatağında dört kişi yatmıştık..."cümlesine gülerek devam edince bende gülmeye başlamıştım.
" Yok kalsın burada burada boyun fıtığı geçirmek daha iyi duruyor. "
Dediğimi gülümsemesi kısık kahkalara dönüşünce ona baktım. Odanın ışığını açmamıştık içeri vuran sokak lambalarını ışığıyla görebiliyorduk birbirimizi.
Öyle güzel gülüyordu ki aşık olmamak mümkün değildi. Güldüğünde kısılan gözleri çok hoştu. Ona baktığımı anladığında utanarak gülüşünü soldurmuş ve bakışlarını yere indirmişti.Bu yaptığı hareket ile nedensizce gülmüştüm.
Bence artık aramızdaki mesafeyi kaldırmamız lazımdı değil mi?
"Jimin"
İsmi dudaklarımın arasından firar ettiğinde gözlerini gözlerime dikti. Heyecan basmaya başlamıştı. Ne diyeceğimi düşünemiyordum.
"Mutlu olalım mı?"
"Efendim?" dedi yüzüme şaşkın şaşkın bakarak
"Artık mutlu olalım mı? Sen, ben, biz işte"
Dediğimi anlamış olacak ki bakışlarını kaçırdı.
"Ben biliyorum çok hata yaptım ve bu hatamı sonunda herkesi üzdüm en çok ta seni. Yaptığım hatalara baktıkça gülüyorum, yaptığım saçmalıkları filan diyorum o zaman olgun, akıllı Taehyung nerede diye. Ben anladım ki benim aklımda, mantığımda, kalbimde sen olunca ortaya çıkıyor. Sadece aklımda sen olduğunda, sadece kalbimde sen olduğunda.
O zamanlar kalbimi bilmem ama aklımda seninle beraber Suzy vardı yanlış anlama zaten bende yeni farkettim ben Suzy e takıntı yapmışım. Beni reddetmesi, bana karşı olması yani ergen gururu. Tamamımla olgun olmaya adım attığımda anladım neyle ne olduğunu.
Ben kimseyi düşünmem. O gün Suzy nin beni aldattığını öğrendiğim gün nedensizce sana geliyordum. Adımlarım seni bana getiriyordu yavaş yavaş taki Yoongi nin mesajını görüp koşmana kadar. O zaman anladım birini kaybetme korkusunu ben herşeyi unutup koştum sana belki gitmekten vazgeçmisindir diye ama geldiğimde o neşe kapısı kapanmış..."Bakışlarımı yerden çekip ona baktığımda gözlerinden yaşlar akıyordu. Sadece onun değil o günleri yaşadıklarımı hatırladıkça benimde gözlerimden yaşlar akıyordu
"... Ben seni de ilk başlarda takıntı sandım ama öyle değilmiş. Senin ismini duyduğumda atan kalbim, her gece rüyamda gördüğüm yüzün ile içimde oluşan duygular. Buraya gelene kadar hergün belki gelmişsindir diye evinin önünden geçmem sen ne kadar üç dört yılda aşk acı çektiysen ben bir iki yılda hem aşk hem pişmanlık çektim. İkimiz çok üzüldük sen birde annenin acısını tatın yani anla işte herşeyimden eminim...
Kalbimdeki, aklımdaki senden eminim. Ben artık seni üzmek değil seni mutlu etmek istiyorum. Ben seni seviyorum"
Kafasını yana eğip gözlerimin içine baktı, sesini duyurmak için hıçkırıyordu. Sokak lambasının vurduğu yüzünde ki gözyaşları parlıyordu.
Koltukta ona doğru kayıp yüzünü avuçlarımın içine alıp gözyaşlarını sildim. Onun gözlerinin içine bakarak
"Ben özür dilerim seni ağlatmak is-"
"Sus, lütfen sus çünkü daha demin dediklerin çok güzel bunun üstüne daha da güzel şeyler söyleme"
Yüzündeki ellerimi indirip onun küçük ellerini ellerimin arsına alıp tek tek öptüm.
"Gerçekten özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim..."
Ellerini ellerimden çekip yüzüme çıkarttı yüz yüze gelmemizi sağlayıp.
"Sus dedim. Sus..."
Dudaklarını dudaklarıma bastırmıştı. Yaptığı hareket ile gülümseyip ellerimi ince beline çıkartıp kendime çektim. Aramızdaki mesafe sıfıra inince dudaklarımızı oynatmaya başladık.
Onun dolgun dudaklarını emerken o kısık kısık inliyordu. Nefes almak için ikimizde geri çekildiğimizde beş saniye sonra yeniden birleşmişti dudaklarımızı birleştirmiştik.
Aramızdaki mesafe bana yetmiyordu sanki daha az arayı kapatmak için onu kucağıma çıkarttım. Bir kolunu boynuma dolayıp diğer eli hala yüzümdeydi benim ellerim incecik belindeydi.Yavaşça koltuğa yaslanıp rahat bir pozisyona geldik. Bir süre daha öyle öpüştükten sonra hafif geri çekildik, alnını alnıma dayamıştı. Aramızdaki az mesafede nefesimizi hissedebiliyorum. Gözlerimi açıp o güzel yüzüne baktığı da kalp atışlarım daha da arttı.
Gözlerini açıp göz göze geldiğimizde
Tam ağzımı açıp bir şey söyleyecekken.
"Sana sus demedim mi?"
"Artık susmak istemiyorum"
" O zaman bugünlük son birşey söyle"
Burnumu onun burnuna sürterek
" Sen, ben, biz... mutlu olalım mı artık?"
Gülümseyerek yanağımı öptü yumuşak bir şekilde.
"Artık mutlu olalım"
Başını göğsüme yaslayıp bana sarılmıştı.Kollarımı daha sıkı sarıp saçlarına öpücükler kondurdum
"Jimin"
"Son kez konuşacaktın"
Dediği şey ile gülüp ardından hafifçe kulağına eğildim ve
"Seni seviyorum" dedim.Dediğim şey ile gülümseyip burnunu boynuma sürterek kokumu içine çekti. Tabi bende o saçlarından gelen portakal ve çikolata kokusunu içime çekiyordum.
Şuan öyle mayışmıştım ki kucağımda uyumaya yol tutmuş çocuk ile derin bir nefes alıp gözlerimi yumdum. Tabi duyduğum ince ses ile gülümsemiştim
"Bende... Seni seviyorum..."
Helloo yine içime sinmeyen bir bölüm ile geldim...
Artık Melike çok uzatıyorsun dedim senin üzerine kaç fic birleştirdi shiplerini dedim. Bu aşıklar acı çekmesin dedim, dedim de dedim yani...
Benim biraz içime sinmedi ama siz umarım beğenirsiniz.
Sizleri çok seviyor bu bebek panda😂❤️💜
QPM
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unrequited Love Due
Teen Fiction02.11.20 - 15.05.21 UNREQUITED LOVE devamı..... Aşkınıkına karşılık alamayacağından ümidi kesen Jimin Seul e taşınır. Geleceği için Seul de yaşayan Jimin annesinin ölümünden sonra Busan a, ilklerinin yaşadığı memleketine dönemez Bu sırada aşkını ka...