Berbat bir kahvaltıdan sonra okula gitmiştik hepimiz.
Hala başım ağrıyordu. Ne yaşamıştık bu kadar berbat. Aslında az çok bir şeyler hatırlıyordum ama devamı yoktu. Mesela Taemin e dediğim şeyler az çok geliyordu mesela. Biraz saçmalamış.
Sonra işte mal mal dans edişimiz konuşup sarılmamız vardı.
"evet Kim Taehyung sen. Tarihteki en etkili üç matematikçiyi söyle?"
Profesör ün bana seslenmesi ile düşüncelerinden çıkmıştım.
" peki hocam. Leonhard Euler, Carl Friedrich Gauss, F.Bernhard Riemann"
Beni kafası ile onaylayıp derse devam etmişti.
"lan ne oldu sana"
Kulağımın dibinde kısık bir ses ile irkilmiştim.
Sesin sahibi Hoseok idi."yok birşey"
"atma lan dalgınsın dersin başladığından beri hoca kaç kere ismini söyledi en sonunda duydun ama"
"oh gerçekten mi duymadım öylesine dalmışım."
"öylesine iyi nasıl olsa öğrenirim ben bunu."
"gerçekten yok birş-"
"gençler ders bitmiştir. Listeye imzanızı atıp çıkabilirsiniz.
Profesör Lee nin izni ile hızla yerimizden kalkıp konisyolun üzerindeki dosyayı imzalayıp dertern çıkmıştık. Şuan bir saat boşumuz vardı onun için notları tamma lamak için okulun kafeteryasına inip oturacaktık.
İkimizde kafeteryada boş masallardan birinde oturuyorduk. Hoseok tam ağzını açıpmkonuşacakken telefonu çalmıştı.
Arayan Seulgi idi. Bir gün bu kıza teşekkür edecektim."selam nasılsınız?"
Yanımıza gelen Park Chaeyoung a gülümseyip
Yanımıza oturması için işaret verdim. Chaeyoung bizim en yakın kız arkadaşımızdı. Bizden bir yaş küçüktü daha birinci sınıf öğrencisiydi." Chaeyoung bugün senin dersin yok diye hatırlıyorum. "
Elindeki defterleri ve notları masanın üzerine koyup, sarı saçlarını arkaya atarak ofladı.
"Normalde yoktu ama hoca sınavlar öncesi performanslarını istedi. Onun sunmak için geldim. Sonra erkek arkadaşım beklemem içim nesaj attı ondan buraya geldim."
Hoseok telefonunu masanın üzerine koyup. Kızgın bakışlarını Chaeyoung a çevirdi.
"zaten hep sevgilin için bir kere yanımıza gelip 'nasılsınız?' demezsin Rose Hanım"
"ya oppa bana neden rose diyorsun benim bir ismim var Chaeyoung"
"önceden saçların kırmızıydı rose gibiydin. Hem sevgilinde diyor ona bir şey demiyorsun"
Saçlarının ucunu tutarak havaya kaldırdı chaeyoung
"önceden kırmızıydı ama şimdi sarı sarı. Hem sevgilime de sen alıştırdın rose rose diyerek"
Hoseok omuz silerek gözlerini devirdi.
"ne yani saçını boyatıysan, sarı gül yok mu? Hem chaeyoung uzun rose kısa üşeniyorum demeye"
Rose ağlamaklı bir şekilde ofladı. Bu Hoseok gerçekten kızı delirteceki bir kaç yılda.
"kız ile uğraşma hobi, neyse nasıl geçti performansın filan"
" Hım yani mimarlık için küçük benim için büyük bir beceriydi. Büyük evlerde balkon tasarımı ve çeşitleri ile ilgili bir performanstı. Bayan Choi beğendi ama Bay Bam dan şüpheliyim. Mimarlık okumak çok zor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unrequited Love Due
Novela Juvenil02.11.20 - 15.05.21 UNREQUITED LOVE devamı..... Aşkınıkına karşılık alamayacağından ümidi kesen Jimin Seul e taşınır. Geleceği için Seul de yaşayan Jimin annesinin ölümünden sonra Busan a, ilklerinin yaşadığı memleketine dönemez Bu sırada aşkını ka...