Arabadan indiğimizde hızlıca okula girdik. Birçok bakış hala bizim üzerimizdeydi ve bu durumu pek sevdiğim söylenemez.
"Ginny, hangi cehennemde kaldın?" uzaktan duyduğum bir sesle başımı merdivenler tarafına çevirdim. Hermione, Luna ve Rolf bana doğru geliyordu.
"Hermione, " dedim yüzüm kızararak. Okula geleceğini unutmuştum, bu yüzden oyalanmam kaçınılmaz olmuştu. Hermione gözlerini kıstı "Unuttun değil mi?"
Bakışları Ron'dan hemen çekti ve yüzü bir parça düştü. Harry'ye bakınca tanıştırma gereği duydum.
"Eeee... Hermione benim yakın arkadaşım yurt dışında okuyor," dedim Hermione'yi işaret ederek.
"Memnun oldum, ben de Harry" dedi gülümseyerek. Hermione de gülümsedi ve o da memnun olduğunu söyledi.
"Ben acıktım" Ron gergince konuşup kantine resmen uçar adımlarla gitti.
Rolf kıkırdayarak " Bu arada gördünüz mü?" diye sordu. Luna ve Hermione de gülüyordu şimdi. Harry'ye baktığımda onun da benim kadar şaşkın olduğunu fark ettim.
"Neyi?" aynı anda sorduk.
"Snape'in arabasını tabii ki" dedi Rolf. Harry'yi işaret edip " Senin gazetecilerden biri kamerasını yanlışlıkla arabasına düşürmüş. Arabası çizildi diye haşladı adamı, görmeniz lazımdı." dedi.
Snape'in yüz ifadesi gözlerimin önüne gelirken gülmeye başladım. Harry'nin de gülme sesi kulaklarıma dolduğunda o an çevredeki diğer insanları umursamadan gülmeye devam ettik.
***
Sınıfa girdiğimizde Hermione de benimle geldi. "Harry, bugün Hermione ile-""Hayır Ginny, ben Astoria ile oturacağım. Lavender gelmemiş bugün." dedi Hermione çabucak. Harry çantasını sıraya koydu ve ben de somurttum.
"Ama eskisi gibi seninle oturmak istiyorum." dedim.
"Benden rahatsız olduğunu düşünmeye başlayacağım artık Ginevra" dedi Harry. Ona döndüğümde gözlerimi kısarak söylendim "Elbette rahatsız oluyorum, tüm bakışlar seni ve dolayısı ile yanında oturan beni hedef alıyor. Üstelik teneffüsleri oksijen seviyesi yerlerde oluyor."
Ellerini saçlarından havalı bir ifadeyle geçirdi, " Eh, insan yakışıklı olunca böyle oluyor."
Yüzümü buruşturdum " Egoist."
Harry de gülümseyip sıraya oturdu. Eskisine nazaran daha az kalabalıktı. Okuldaki herkes tüm sülalesine yetecek kadar imza aldıktan sonra sadece izlemek için geliyorlardı. Sanki şov programıydı!
Astoria da sınıfa girdiğinde Hermione ile kucaklaştılar. Sınıfa girenlerin ilk odağı şimdi Hermione'ydi. Çünkü okulda sevilen biriydi, sınıfta da öyle. Ön sıramızda birileri ile konuşurken aklıma Ron geldi. Ne yapıp edip birbirlerine karşı ne hissettiklerini öğrenmem lazımdı.
"Gemilerin mi battı, bu ne dalgınlık?" Harry'nin gözümün önünde el sallaması ile kendime geldim.
"Düşünüyorum" dedim Hermione'nin kabarık saçlarına baka baka.
"Öyleyse varım?" Harry'nin cevap vermesi ile ona güldüm.
" Felsefeye gerek yok " dedim sırıtarak. Bu sefer ona doğru döndüm. Yeşil gözleri parlıyordu. Ya da bana öyle geldi, bilmiyorum. Sanki... Çok başka bir şey vardı bakışlarında, çözemediğim bir duygu. Gözleri çenemde durdu.
"Çenende küçük bir gamze var" dedi Harry aniden. Elim çeneme gitti, gamzelere bayılırım! Ve benim çenemde gamze mi vardı. İyi de olsa fark ederdim.
