w-5

596 74 95
                                    

***

Öğlede sonra gazeteciler gitmişti ama ben çıkışta yeniden gelme ihtimalleri yüzünden okula gitmedim. Zaten ilk ders yok yazılır yazılmaz ailemize mesaj gidiyordu. Annem beni aradığında ona açıklamıştım ve eve dönmemi söylemişti.

Eve doğru giderken sürekli bana bakıyorlarmış gibi hissediyordum. Zaten birkaç bakışı da yakalamıştım ama umursamadan yoluma devam etmeye çalıştım. Yoldayken Hermione'yi aradım ama telefon açılmadı. Yurt dışında okuyordu o ve muhtemelen şu an derse yeni girmiş olmalıydı. Buranın medyasını pek takip etmiyordu. Etseydi beni anında arardı gerçi  Ron ile ayrıldıktan sonra eskisi gibi çok konuşmaz olmuştuk. Bu duruma üzülüyordum. Ron neden Hermione ile ayrılmıştı onu da bilmiyordum. Mantıklı hiçbir açıklaması yoktu. 

Diyorum size, gerçekten de nöronsuz o. 

Eve vardığımda sonunda derin bir nefes aldım. Gerçekten de bu dik bakışlar hiç hoşuma gitmiyordu.

"Ginevra, seni magazinde gördüm." arkamdan bir ses duyduğumda başımı toprağa gömmek istedim. Bana seslenen karşı taraftaki evde oturan komşumuz Mrs. Kestner idi. 

"Yanlış görmüşsünüz," dedim ona dönerek "Ben ve magazin?" yüzümü buruşturdum. Beyaz saçlarını geriye atıp yakın gözlüğü ile bana baktı. 

"Yok, o sendin. Utanmıyor musun büyüklerini kandırmaya?" birkaç kere cıkcıkladı. Beni kurtaran neyse ki annem olmuştu. Sesi duymuş olmalıydı. Kapıyı açtı ve " Yanlış haber Mrs. Kestner, hadi içeri gir Ginny" dedi annem bana yol vererek. Ona minnettar bir gülümseme yolladım.

"Ama d-" devam edemedi çünkü annem kapıyı kapatmıştı. Çok sinirli görünüyordu. Burnuma dolan yoğun deterjan kokusu yüzünden burnumu kapatma isteği ile doldum.

"Bu kaçıncı " dedi söylenerek. Salona gitti. Ben de peşinden salona gittiğimde annemin temizlik yaptığını gördüm. Sinirli olduğu zaman evi baştan sona temizlerdi. Bu deterjan kokusunun sırrı çözüldü böylece.

"Üzerini değiş ve yardıma gel," dedi bana. Tam da anneme çaktırmadan yukarı çıkacaktım. Ama annem fark etmişti. Omuzlarım çöktü.

Başıma gelenlerin hepsi Harry James Potter yüzünden! Ne güzel sevdiklerimle yaşayıp gidiyordum. Onun yüzünden bir sürü nefret yorumu alıyorum ve bakışlardan nefret eden ben onun yüzünden bu bakışlara biraz daha maruz kalacağımı biliyorum.

***

Koskoca hafta sonu nasıl geçti hiç anlamadım. Babam hala bana karşı soğuk davranıyordu. Tek sorunun o mesaj olmadığını biliyorum. Benim yüzümden okuduğum lise de kötülenmeye başlanmıştı. Bu yüzden de Severus Snape babamı aramıştı. Babam anlatmamıştı, anneme sormuştum. 

Okula gidecektim bu sefer. Gitmediğim her gün bana eksi olarak geri dönecekti. 

Ne olur ne olmaz önlemimim alıp gidecektim. George ve Fred'i şakalamak için aldığım sarı peruğu kafama taktım. Peruk olduğu çok belli ediyordu. Saç diplerim çok şişkin görünüyordu. Bu yüzden kafama bir de bere geçirdim.

"Oldu bu sefer!" dedim aynadaki yansımama bakarak. Okula erkenden ve sivil gidecektim. Daha doğrusu üniformam giyeceğim kazağın altında olacaktı. Bu soğuk kış gününde zaten etek giyemeyeceğimden pantolon giyecektim.

Eh, bir de atkı taktım mı beni ailem bile tanıyamazdı.

Saate baktığımda sekize yaklaştığını gördüm. Evden çabucak çıkmam gerekiyordu. Atkımı hızlıca boynuma geçirdim.  Çantamı ve kabanımı elime aldım. Merdivenlerden koşar adım indim.

What? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin