IHMFB: OTUZ ÜÇ

635 59 69
                                    

Busan'dan Gyeonggi-do'ya giden tren yolculuğu üç saat sürdü. Yeonjun siyah bir ceket giymişti, bandana takmamıştı, dışarıdaki yeşilliğe ve kara sessizce bakıyordu.

Sonunda uzanıp çantasını aldı ve trenden indi. Tren istasyonundan çıkarak bir taksi ye bindi ve gitmesi gereken yere giderken yolu izlemeye devam etti. Vardığında dışarıda çiçek ve çay satan tanıdık bir yaşlı kadın gördü.

Bu her zaman güzeldi, diye düşündü Yeonjun. Gerçekten konuşacak birine ihtiyacı vardı ve aklına ilk gelen yer burasıydı.

Yeonjun yaşlı kadına doğru koşarak heyecanla "Büyükanne!" diye bağırdı.

Yaşlı kadın arkasını döndü ve çocuğun kendisine doğru koştuğunu gördü, hemen kollarını açtı ve Yeonjun bunu memnuniyetle kabul etti.

Kadın sarılmadan ayrılarak "Ah, küçük oğlum!" diye cevap verdi, çocuğu tekrar gördüğü için heyecanla, "Aylar oldu Dan. Nasılsın?" diye sordu.

Yeonjun utangaç bir şekilde, "İyi olmadığımı biliyorsun, bu yüzden buradayım." diyerek cevap verdi, bu da kadının biraz gülümsemesine neden oldu.

Kadın, "Hadi ne istiyorsun? Mor zambaklar mı güller mi? Çay mı kahve mi?" diye sordu.

"Eski usul, Bayan Lee." dedi Yeonjun ve kadın başını salladı.

Bayan Lee bir buket mor zambak ve iki fincan yeşil çay aldı. Bakışları yerde olan Yeonjun'a verdi.

"Bunu konuşmak ister misin? Sorunlarını her zaman sak-"

Yeonjun "Birinden hoşlanıyorum." diyerek ağzından kaçırdı ve sonra ona zayıf bir şekilde gülümsedi.

Kadın, "Bu iyi! Kötü mü gidiyor? Yoksa çıkma ipuçları mı istiyorsun? Sana sahip olduğu için gerçekten şanslı bir kız olmalı." diyerek kıkırdadı.

Yeonjun, "O bir erkek ve bundan biraz şüpheliyim." dedi.

"Erkek mi? O... Justin mi yoksa?"

"Hayır. Onunla yıllardır görüşmedim ve beni bir daha görürlerse ailesi beni dövebilir." diyen Yeonjun biraz kıkırdadı.

Bayan Lee başını salladı, "Çocuk, hadi. Söyle. Sorun nedir? Yani, yeni bir çocuk mu?"

Yeonjun, "B-Babam. Babam onu ​​gördü. Sadece yüzüme tokat atmak ve karnıma yumruk atmak için okuluma geldi. Okul müdürü babama yaptığım kötü şeyler, notlarım ve e-etkinliklerim hakkında e-posta göndermiş." diyerek konuşmaya başladı.

Kadın durumu bildiği için araya girerek "Ve bu çocuk e-postana dahil mi?" diye sordu ve Yeonjun da başını sallayarak onayladı.

"Senin hatan değil Daniel."

"Benim hatam."

"Değil." dedi Kadın çocuğa sert bir şekilde bakarak, "Eğer onu incittiysen, o zaman bu senin hatan. Ama yapmadığını biliyorum. Seni kendinden daha çok tanıyorum. Sana güvenmiyor ya da sana güvenmiyor olsaydım, sen buraya gelemezdin." dedi.

Yeonjun tekrar bakışlarını şndirdi ama Bayan Lee iki elini kavradı ve sıkıca tuttu.

Bayan Lee yavaşça, "Daniel, seni çocukluğundan beri tanıyorum. Oğlum gibisin. İyi bir çocuk olduğunu biliyorum, biliyorum. Eğer küçümsediğin birine dönüşürsen ikiyüzlü olursun. Daniel, sen büyüyorsun. Bu kendini olumsuz düşünceleri sürekli düşünmekten alıkoymalısın." dedi.

"Kontrol edemeyeceğin şeyler yüzünden kendini strese sokmayı bırak. Sana bir şey söyleyeceğim ve bundan hoşlanmayacaksın-" diye başladı Bayan Lee ama sonra Yeonjun ona baktı.

[M] I HATE MY FUCKBUDDY | [YEONBIN] [türkçe çeviri]ᐩ¹⁸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin