[M] I HATE MY FUCKBUDDY | [YEONBIN] [türkçe çeviri]ᐩ¹⁸

IHMFB: KIRK ALTI

ziyaret günü her zaman en kötü gündür:

Soobin, "Dan, lütfen, hazırlanmaya çalışıyorum!" diyerek homurdandı.

Soobin beyaz balıkçı yaka, uzun kahverengi bir ceket ve kot pantolon giyiyordu. Saçları düzgünce taranmıştı ve etrafındaki her şey ilkel ve düzgün görünüyordu.

Soobin, "Heteroseksüel görünmem gerekiyor, unuttun mu?" dedi.

Yeonjun, kollarını Soobin'in beline dolayıp aynada ona bakarak mırıldandı.

Bu arada Yeonjun, siyah balıkçı yaka, kahverengi ceket ve kot pantolon giymişti. Ziyaret gününü umursamıyordu.

Balıkçı yakalı kazak ziyaret günü için idealdi, çünkü görünüşe göre, morlukar boyunlarının her tarafını sarmıştı.

"Asla hetero görünmüyorsun bebeğim."

Soobin, "Deneyebilirim." diyerek alay etti ve sonra kollarının içinde ona döndü, "Babam burada olacak ve bana her zamanki gibi kaba davranacak, o yüzden bırak beni! Daha şimdiden ne kadar büyük bir hayal kırıklığı olduğumu bilmesini istemiyorum."

"Hayal kırıklığı mı? Doğru 90 ve 95'li notları almak ve her gün resim yaparken kıçının üzerinde oturmandan mı bahsediyoruz? Boyadığın şeyleri gördü mü? Oğul sahibi olmayı biliyor mu? Bir hayal kırıklığı olmaktan çok uzaksın. Bir babanın isteyebileceği her şeysin. Harika ve mükemmelsin ve-"

Soobin, "Tamam, her şeyden önce, oğlun olmamı istiyormuşsun gibi konuşuyorsun." diye belirtti ve Yeonjun'un yüzü rahatsız olmuş gibi buruştu.

"Ve ikinci olarak, kibarca burada dur. Sadece aletini emmemi istediğini biliyorum."

Yeonjun gülümsedi ve başını salladı, sevimliydi, "Evet, istiyorum."

Soobin göğsünü dürttü, "Belki sonra. Odanı terk etme, tamam mı? Aileminin seni görmesini istemiyorum. Erkek arkadaş olduğumuzu düşünüyorlar."

"Biz erkek arkadaşız."

Soobin, "Biliyorum! Ama burada kal. Fizik ödevini bitir. Ve-Yeonjun, en son ne zaman duş aldın?!" diye homurdandı.

Yeonjun kaşlarını çattı, kollarını kavuşturarak, "Hey! Bu sabah seninle duş almama izin vermemen benim suçum değil, geri gelmeni ve benim için saçımı şampuanlamanı bekliyorum." dedi.

Soobin kıkırdadı, "Sen tam bir bebeksin." dedi ve Yeonjun kollarını tekrar Soobin'in ince beline doladı ve çenesini öptü.

"Sen benim bebeğimsin." dedi Yeonjun, Soobin'in dudaklarını öperken. "Seni seviyorum. Daha sonra tekrar geleceğim. Döndüğümde duş almazsan, aletini emmem."

Yeonjun hemen başını salladı, "Hemen duş alıyorum."

Soobin ona küçük bir öpücük gönderdi ve sonra odadan çıktı, kapıyı arkasından kapattı.

Ziyaret günü her zaman eğlenceliydi.

Herkes aniden ne olduğunu hatırlıyordu. Çocuklar. Gençler.

Koridorlarda tek bir hakaret kelimesi duymayacağın gündü. Seks konuşması veya dedikodu yoktu. Herkes kendilerinin mükemmel bir çocukmuş gibi davranırdı. Tek yaptıkları çalışmak ve arkadaş edinmekmiş gibi davranıp, dersleri nasıl atladıklarından veya her gün nasıl boş sınıflarda kaldıklarından bahsetmiyorlardı.

Beomgyu, annesi onun için satın aldığı için giymeye kararlı olduğu düzgün yavruağzı bir gömlek giymişti.

Lucy güzel gri bir elbise giymişti, saçları örgülüydü.