IHMFB: KIRK İKİ

742 65 81
                                    

(ÇN: Medyayı döngüye aldım...)

Balo gecesi gelmişti.

Yeonjun aynasının önünde durdu, kendisine baktı ve değerlendirmeye başladı. Siyah uzun bir kollu bir kazak giyiyordu, kolları dirseklerine kadar kıvrılmıştı ve damarlarını belirginleştiriyordu. Bununla birlikte, işlemeli kemerini ön plana çıkaran siyah bir pantolon giymişti.

Gerçekten basit görünüyordu, ama dürüst olmak gerekirse, Taehyun ona ot vereceğine söz verdiği için baloya gidiyordu.

Kapının keskin bir şekilde vurulduğunu duydu. Yeonjun'un odasına kimin geleceğini düşündüğünde kafası karıştı, ancak yine de kapıyı açtı ve Lucy ile Beomgyu'yu gördü.

Yeonjun'un merakla kaşını kaldırdı, "Vay canına, çocuklar iyi görünüyorsunuz. Çok mu süslenmemiz gerekiyordu?" diye sordu Yeonjun sinirli bir şekilde.

Lucy kısa, dar, kestane rengi bir elbise giymişti ve keskin bi dekoltesi vardı.Siyahı göz kalemi gözlerini yukarı kadar kaldırıyordu. Beomgyu, alnını gösterecek şekilde saçlarını geriye doğru taramıştı. Kırmızı bir takım elbise giyiyordu.

"Öyle, yani böyle giyinmeyeceksin." dedi Lucy, Yeonjun'u çevirip onu yatak odasına itti.

Yeonjun, "Kelimenin tam anlamıyla o balo umurumda değil. Bekarım ve üzgünüm, sadece uçmak istiyorum." diyerek isyan etti.

Beomgyu, Yeonjun'a bakarken, "Kafanda daki o halt da ne?" diye sordu.

Yeonjun iç çekti, "Bu bir Louis Vitton saç bandı. Babamın parasını boşa harcamayı seviyorum." dedi.

"Anlaşılabilir. Şimdi bunu giy." dedi Lucy siyah takım elbise ceketini tutarak. Ceketi, gözlerini deviren ve omuzlarını silken Yeonjun'a uzattı.

"Bunu tak." Dddi Beomgyu, masasından bir Rolex saati seçip ona uzattı.

Yeonjun onu bileğine doladı ve sonra kendi kendine geçmişi hatırladı.

"Ne var?" diye sordu Beomgyu, Yeonjun başını sallayıp dudağını ısırdı.

"Takım elbise giydiğinde lanet derecede ateşli görünüyorsun." demişti Soobin parmaklarını Yeonjun'un bileğine sararken, Yeonjun'un gözleri fal taşı gibi açılmıştı. "T-takım elbie giyerken beni becerebilir misin?" diye sormuştu.

Yeonjun, "Hiçbir şey. Sadece geçmişi anıyorum." dediğinde Lucy öfkelendi.

Lucy, Yeonjun'un odasından çıkarken, "Dramatik sürtük. Hadi." dedi.

"Çok ateşli görünüyorsun Lucy." dedi Yeonjun, ellerini cebine koyarak, "Bir arkadaş olarak tabiki."

Lucy, "Teşekkürler, biliyorum." dediğinde Yeonjun kıkırdadı. Beomgyu ona baktı ve baktı ve Yeonjun gözlerini devirdi. Balonun gerçekleştiği salona yürüdüler. Öğrenci konseyi, haftalar önce koridorları süsleyen bu eşyaları getirmişti. 'YIL SONU MEZUNİYETİ!' Yazan büyük pankartlar asılıydı. Bunu her lanet gün hoparlörlerde duyuruyorlardı.

Salona girdiklerinde, tamamen dekore edilmiş olduğunu gördüler. Duvarların kenarları balonlar ve büyük kağıt çiçeklerle kaplıydı. Güzel görünüyordu. Yeonjun aslında odanın daha önce neye benzediğini hatırlayamıyordu bile.

Yan taraftaki masalar yiyecek ve içeceklerle kaplıydı. Alkol yoktu, ama biri her zaman içeri sızdırırdı. Öğretmenler yan tarafta duruyordu, kendi kendilerine konuşup kimsenin yanlış bir şey yapmadığından emin olmak için etrafa bakıyorlardı.

Duvarın karşısında bir sahne vardı, bazı müzik inekleri üzerinde durmuş, etkinlik için müzik çalıyorlardı. Okuldaki herkes pratik olarak oradaydı. İnsanlar dans ediyor, arkadaşlarıyla konuşuyorlar ya da sadece iyi vakit geçiriyorlardı.

[M] I HATE MY FUCKBUDDY | [YEONBIN] [türkçe çeviri]ᐩ¹⁸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin