IHMFB: KIRK BİR

690 56 45
                                    

Soobin, bir hafta sonra Wooyoung, Taehyun ve San ile karşılaştı. Çalışmak için kütüphanedeydi, tarih ödevlerini yaparken Katie'den TYL dinliyordu, çünkü neden olmasın? Binin boğazını temizlediğini duyduğunda yolunun yarısındaydı.

"Choi."

Aniden bir ses geldi ve Soobin kulaklığını çıkarıp yukarı baktı, üç çocuğu karşısında görünce kaşını kaldırdı.

San, darmadağınık gömleği pantolonundan dışarı fırlayan Taehyun ve Wooyoung biraz gergin görünerek ona bakıyordu.

"Ne?" diye sordu Soobin, düz bir sesle.

Okul yılı boyunca en yakın arkadaşı olan kişilerin şimdi ondan kaçıyor olması yaşadığı en kötü şeylerden biriydi. Eskiden onlara yakındı. Belki Beomgyu kadar yakın değildi ama yine de arkadaşalrdı.

Her gün birlikte öğle yemeği yiyorlardı. Soobin, Taehyun'a Kimya ödevinde yardım ederdi. Wooyoung eskiden Soobin'e "somurtkan çocuk" derdi ve Soobin kaşlarını çattığında hep sırıtırdı. San eskiden Soobin'e İngilizce ödevlerinde yardım ederdi, sonrasında hep saçlarını karıştırırdı.

Onu böyle görmezden gelmek için miydi tüm bunlar? Onu tamamen uzaklaştırmak ve hatta aktif olarak ona karşı homofobik açıklamalar yapmak için mi? Berbattı.

"Sadece seninle konuşmak istedik." dedi Wooyoung, Soobin onun dudağını ısırdığını gördü.

"Tamam..." dedi Soobin de, sonra San'ın iç çektiğini gördü.

"Soobin, buraya özür dilemeye geldik. Eşcinsel meselelerinde bu kadar kaba davrandığımız için."

Soobin donakaldı. Onlara genişlemiş gözlerle baktı.

Wooyoung başını salladı, "Biz sana pislik gibi davrandık. Bunu hak etmedin, Soobin! Dürüst olmak gerekirse asırlardır özür dilemek istiyordum. Bu sadece... Aniden ne kadar kötü bir şekilde batırdığımız aklımıza geldi." diyerek mırıldandı.

Soobin, "Neden şimdi?" diye sorduğunda Taehyun'un ona baktığını gördü.

Taehyun, elleri ceplerindeyken, "Dün futbol antrenmanında çocuklardan biri Jihoon'a homofobik bir yorum yaptı. Jihoon hiçbir şey söylemedi, ama Yeonjun ona gerçekten kızdı ve herkese bağırdı, nasıl cahil olduğumuz ve böyle şakalar yapmamamız gerektiği hakkında şeyler söyledi." dedi.

Soobin durdu. Yeonjun böyle mi demişti?

Soobin, not defterine bakarak, "Ah." dedi.

San, "Bizi affetmen ya da bağışlaman gerçekten umurumda değil, kolay değil- biliyorum. Ama umarım, etrafımızda tekrar özgürce nefes almanı sağlarız. Yani, dürüst olmak gerekirse, gerçekten üzgünüz ve bunun Yeonjun'un söylediği şey yüzünden böyle olduğunu düşünmüyorum, ama bunu sadece bir parça zihnimizi daha net hale getirdi- kuir olmak bir seçim değil. Yine özür dilerim." dediğinde Soobin kıkırdadı.

"Evet! Huening beni de neredeyse dövecekti. O çocuk, gerçekten..." dedi Taehyun.

Soobin, oğlanlara küçük bir gülümseyerek, "İnsanlar hata yapar ve biz de yapmaya devam edeceğiz. Hâlâ genciz ve ne kadar erken değişmeye karar verirsek o kadar iyi." dedi.

Wooyoung ve San parlak bir şekilde gülümserken, Taehyun ona sadece küçük bir şekilde gülümsedi.

"Sizi affediyorum çocuklar."

Wooyoung "Yay!" dedi ve ardından yanındaki koltuğa atlayarak Soobin'i şaşırttı.

Wooyoung telefonunu çıkarıp, "Tarih çalışmaktan sıkılmış görünüyorsun. Sana üçümüzün üzerinde çalıştığı bu yeni parçayı göstereyim- " dedi.

[M] I HATE MY FUCKBUDDY | [YEONBIN] [türkçe çeviri]ᐩ¹⁸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin