IHMFB: DOKUZ

1.1K 80 50
                                    

San, "Öyleyse neden kuşlar yürümeye ihtiyaç duyuyorlar? Kanatları var. Ayrıcalıklı sürtükler." dedi.

Wooyoung güldü, "Kardeşim, onların zeka gibi boktan şeyleri yok, ama bizim var. Sen olmayabilirsin ama, biz hala üstünüz." dedi.

"Ah, haklısın. Ama kanatlara sahip olsam çok harika olurdu!"

"Evet! Sadece çırp ve istediğin her şeyi yap. Binalara gider ve orada uyurdum."

Taehyun yüzünü elleriyle kapatarak "Lanet çeneni kapa! Aman tanrım, sadece sizinle nasıl arkadaş olduğumu düşünmekten kel kalacağım!" diyerek inledi. "Kapayın çeneninizi! Konuşmayı kesin. Yemeğinizi yiyin, sonra yine de konuşmayın." diye eklendi.

Soobin kıkırdadı ve badem sütünü yudumladı. Yine bir pazar sabahıydı ve herkes yapım dersleri için gündelik bir kıyafet giymişti ve kafeterya salonunda takılıyordu, gün sonuna kadar tanrı bilir neler yapacaklardı.

"Soobinie!"

Soobin yüksek bir ses duydu ve başını kaldırdığında Yeonjun'un masaya doğru yürüdüğünü gördü.

Yeonjun bugün için bandana takmıyordu ama üzerinde bol siyah bir tişört ve eşofman altı vardı.

Çok ateşli görünüyordu.

Soobin, Yeonjun'un masalarına doğru yürüdükten sonra masaya bir broşür koymasını izledi. Soobin ona baktı, kafası karışmış

Yeonjun gülümseyerek, "Okul bir sanat sergisi düzenleyecekmiş ve Kore'nin her yerinden sanatçı çocukların geleceğini söylüyorlar, bunun için bir galeri kuracaklarmış. Genellikle bu sadece yaşlılar için yapılan bir şey, ama müdürü seni kaydettirmeye ikna ettim." dedi.

Soobin durakladı, "Ne-ne ?!" diye ciyakladığında Yeonjun yanına oturarak kıkırdadı.

Yeonjun, "Evet, çocuklara nezaket etmeliyim çünkü bilirsiniz, ben futbol kaptanıyım ve ayrıca resim yapmayı sevdiğini biliyorum." diyerek takip ettiğinde Soobin yanaklarının biraz pembeye döndüğünü gördü.

Soobin, sonra broşürü yutkunarak kavradı, "Gerçekten mi?!" diye sordu. Baştan sona okuduğunda yüzü kızardı. Yeonjun'un gözlerine bakamıyordu bile. "G-gerçi gerçekten bunu yapmak zorunda değildin."

Soobin, dönüp "Senin için bir iyilik yapıyorum ama karşılığında biraz teşekkür bile alamıyorum, Choi?" diyen Yeonjun'un ona olan yakınlığını fark ederek telaşlandı. Yeonjun'un gözlerinin ona yoğun bir şekilde baktığını görünce yutkundu.

Huening "Yeonjun iyi mi davranıyor yani? Choi Soobin'e? Bekleyin çocuklar, sanırım kafam güzel." dedi ve çocuklar gülmeye başladı.

Soobin "Ş-şimdi benimle gelip bunun ayrıntılarını tartışır mısın?" diye sordu ve Yeonjun çabucak başını salladı ve ikisi de kalkıp kafeteryadan dışarı çıktılar.

Beomgyu nereye gittiklerini fark etti ama omuz silkti. "Umarım birbirlerini dövmezler, gerçi artık birbirlerine kaba olmadıklarını fark ettim." diyerek güldü ve San başını salladı.

San "Nihayet, değil mi?" diyerek kıkırdadı ve diğerleri başlarını salladı, daha sonra kuşlar hakkında tartışmaya geri döndüler.

Bu sırada Soobin ve Yeonjun en yakın temizlik dolabına koştular ve ardından Soobin kapıyı hızla açıp içeri girdi, Yeonjun kapıyı arkalarından kapatarak onu takip etti. Soobin, kapı kandığı anda anda Yeonjun'u yakaladı ve onu sertçe öptü.

Yeonjun öpücüğün içine gülümsedi ve ellerinin Soobin'in sırtından beline kaymasına izin verdi. Soobin öpücüğün içine mırıldandı.

"Teşekkür ederim." diyerek fısıldadıktan sonra sonra gülümsedi.

[M] I HATE MY FUCKBUDDY | [YEONBIN] [türkçe çeviri]ᐩ¹⁸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin