IHMFB: OTUZ İKİ

656 58 50
                                    

Yeonjun meşgul olduğunu söyleyerek yalan söylemişti.

Yeonjun daha önce hiç bu kadar endişeli hissetmemişti, haftanın ilk günü kahvaltıya gitti, kantinden bir sandviç aldı ve sonra diğer futbolcularla birlikte oturan arkadaşlarını gördü.

Beomgyu ve Soobin ise Lucy ve Jihoon ile başka bir masada oturuyorlardı.

Yeonjun, futbolcuların yanına gitti. Jake ve Sunghoon'un diğer çocuklara bir şeyler anlattıklarını gördü ve herkes yüksek sesle gülüyordu ama Yeonjun oraya vardığında Jake onu gördü ve sessizleşerek konuşmakta tereddüt etti.

Jake, "Size daha sonra anlatacağım." diye mırıldandı.

Yeonjun bir şey söylemek için ağzını açtı ama sonra Mingi'nin Yunho'ya bir şeyler mırıldandığını gördü ve ikisi de kalkıp Soobin'le oturmak için ayrıldılar.

Herkes ne söyleyeceğini bilemediği için biraz sessizleşti. Çok garipti.

Yeonjun yutkundu, "S-Siz devam edebilirsiniz, ben de biraz meşgulüm, bu yüzden şimdi gideceğim." derken kekeledi ve masadan uzaklaştı.

Bunu yaptığında hepsinin tekrar konuşmaya ve gülmeye başladığını duydu. Yeonjun yemek salonundan çıktı ve içini çekti. Artık kendini aç hissetmiyordu.

Yeonjun sandviçi çöp kutusuna attı ve biraz huzur bulabileceği tek yere yürüdü.


futbol sahası:

Biraz temiz havaya, düşünmek için yalnız kalmaya ve biraz zamana ihtiyacı vardı, çünkü zihni karmaşık olumsuz düşüncelerle doluydu.

Orada 10 dakika kaldı ve sonra resim odasına gitmeye karar verdi.

Resim odası, en azından yalnız kalabileceği ikinci yer.

Yeonjun küçük odaya girdi ve birkaç ay öncesini hatırlayarak sandalyelerden birine oturdu.

Soobin tam da bu noktada kucağında oturmuş, gelecekte nasıl çok hevesli bir sanatçı olmak istediğinden bahsediyordu. Sanatçılara adanmış halka açık duvarları boyamak ve ardından kendi duvarlarını boyamak istiyordu.

Ve ertesi gün Yeonjun, Soobin'i aramıştı, Yeonjun onu nerede bulacağını biliyordu ve tam da tahmin ettiği gibi çocuğu sanat odasının köşesinde bacaklarına sarılıp ağlarken bulmuştu.

Yeonjun ona nedenini sorduğunda Soobin, babasının onu şirketi almaya, düzgün bir kızla evlenmeye ve her konuda 95 üzeri not alması için ders dışı faaliyetler yapması için baskı uygulamaya devam ettiğini söylemişti.

Yeonjun gülümsedi ve ona Soobin'in kararı ne olursa olsun, bunu kabul edeceğini ve onu gönülden destekleyeceğini söylemişti. Yeonjun, çok hevesli bir sanatçı olmasına nasıl yardım edeceğini ona anlatmıştı. Yeonjun, gittiği her yerde Soobin'i tanıtmaya bile söz vermişti, bu da Soobin'i sevgiyle güldürmüştü.

Yeonjun ona ne kadar güzel olduğunu anlatmıştı, ortaya çıkıp sanatçı olmak istediği şey için savaşacak özgüvene sahip olduğu için kendisiyle gurur duyduğunu söylemişti. Yeonjun onunla gurur duyuyordu ve Soobin gerçekten takdir edildiğini hissetmiştti.

Yeonjun, Soobin'in yüzüne öpücükler yağdırmış, ardından rahatlığını hissetmek için ona sıkıca sarılmıştı. Soobin o zamanlar Yeonjun'un yurdunda kalıyordu, bu yüzden sarılmalar, öpücükler, tüm rahatlatıcı sözler ikisi için de normal bir rutin haline gelmişti.

Yeonjun anısına neredeyse gülümsüyordu, ama sonra ikisi erkeklerin soyunma odasına döndükten sonra Yeonjun'un Soobin'i görmezden gelip homofobik yorumlar yaptığını hatırladı.

[M] I HATE MY FUCKBUDDY | [YEONBIN] [türkçe çeviri]ᐩ¹⁸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin