Cansu erkenden uyandı elini yüzünü yıkadı. Hemen mutfağa indi. Büyükannesi ve büyükbabası uyuyorlardı. Onlara akşam yatmadan önce Mert'le buluşacağını söylemişti. Cansu kahvaltı için Mert'e börek yapacaktı. Hızlı bir şekilde malzemeleri hazırladı. Böreğin hamuru hazırdı dinlenmesi için bir süre buzdolabında bekletti. Börek yapmayı annesinden öğrenmişti. Şimdilik tek yaptığı yemek buydu ama öğrenebilirdi. Yemek yapmayı çok seviyordu ama annesi ona kıyamadığı için hiç yemek yaptırmamıştı. Zengin oldukları için zaten evde çalışan aşçılarıda vardı. Büyükanne ve büyükbabayı uyandırmadan mutfaktaki işlerini halletti.
Cansu Mert'in yanına gitmek için hazırlıklarını tamamlayarak evden çıktı. Cansu da Mert'te heyecanlıydı sanki ilk kez buluşacaklardı.
Mert kahvaltı masasını deniz kenarına hazırlamıştı. Manzara çok güzeldi. Kır papatyaları ile masayı süslemişti. Kendi de çok şık ve yakışıklı olmuştu.
Cansu'nun geldiğini gördü hemen elindeki piknik sepetini aldı.
"Günaydın "deyip yanağına bir buse kondurdu.
Cansu da küçük bir tebessümle "günaydın" dedi. Ne kadar güzel görünüyor masa çok teşekkür ederim bende kendi ellerimle sana börek yaptım "dedi. Sepetten çıkarıp masanın üzerine koydu.
"Böreği çok severim sana zahmet olmuş teşekür ederim "dedi Mert.
Kahvaltıya başladılar birbirlerine bakıp sonra hemen gözlerini kaçırıyorlardı. İkiside çok mutluydu. Biraz havadan sudan konuştular biraz Miço'nun sevimli hallerine güldüler. Kahvaltılarını biraz sohbetle biraz gülmeyle tamamladılar. Cansu'nun yaptığı böreğin hepsini bitirmişti Mert. "Ellerine sağlık çok güzel olmuştu çok beğendim "dedi.
"Ne zaman istersen yine yaparım beğendiğine sevindim" dedi Cansu.
Masayı topladılar barakaya götürdüler malzemeleri. Cansu bulaşıkları yıkamak istedi ama Mert buna izin vermedi. Onun elleri o kadar yumuşak ve narindi ki daha önce hiç böyle işler yapmadığı belliydi. Mert Cansu'nun elini tutup barakadaki kanepeye oturttu.
"Teşekkür ederim ama yorulma lütfen ben hallederim. Müzik dinlemek ister misin ne tarz müzikler seversin"diye sordu.
Cansu odadaki gramafonu gördü büyükbabasının da vardı bundan dinlerken çok hoşuna gidiyordu. "plak dinleyebiliriz istersen sen seç " dedi.
Mert rastgele bir plak seçti ve gramafona yerleştirdi. Güzel bir müzik seçmişti "papatya gibisin beyaz ve ince "şarkının sözleri sanki Cansu için yazılmış gibiydi. Cansu Mert'in kendisini dansa kaldırmasını bekledi ama Mert daha önce hiç kimseyle dans etmemişti hata yapmaktan korkuyordu. Bu yüzden cesaret edemiyordu. İkiside hiç konuşmadan sadece müziği dinliyordu. Müzik bitince birden birbirlerine bakıp güldüler. Aslında ikiside müzikten çok birbirlerini düşünüyorlardı. Cansu kalkıp müziği yeniden başlattı. Mert'in dans teklifi yapmayacağını utandığını fark edip elini Mert'e uzatıp "benimle dans eder misin" dedi.
Mert bu teklif karşısında ne diyeceğini bilemedi Cansu Mert'i oturduğu yerden çekip kaldırdı.
Mert'in elleri titriyordu heyecandan ne yapacağını bilemiyordu Cansu "kendini bana bırak "dedi. Elini Mert'in omuzuna koydu diğer eliylede Mert'in elini kendi beline sardı. Birbirlerinin kollarındaydılar ama Mert hiç kendinde değildi. Cansu "müziğe ve bana bırak kendini hadi Mert çok eğleneceğiz "dedi.
Küçük adımlarla bir sağa bir sola hareket ediyorlardı. Biraz alışmıştı sanki Mert kendini müziğin ritmine bırakıp Cansu'nun gözlerine dalmıştı. Başka bir şey düşünemiyordu ayakları yerden kesilmişti mutluluktan.
Müzik durunca birbirlerine sarılı bir şekilde kaldılar. Mert yavaş bir şekilde Cansu'nun dudaklarına doğru yakınlaştı kendini geri çekmediğini görünce Mert bu durum karşısında cesaretini toplayıp Cansu'yu dudaklarından öptü. İkisininde çok hoşuna gitmişti bir kaç kez daha öpüştüler.
Mert ilk kez birini öpüyordu. Artık sadece elleri değil bütün vücudu titriyordu ne değişik ne tarifsiz bir duygu bu böyle diyordu içinden.
Kanepenin üstüne oturdular el ele bir süre bakıştılar.
Cansu Mert'in kendisine açılması için onu cesaretlendirmek istiyordu. Mert Cansu'nun kendine olan yakınlığından çok memnundu onu kıracak inticek şeyler yapmamak için aceleci davranmak istemiyordu.
Mert kanepeye yaslandı Cansu'yu göğsüne yatırdı. Birbirlerine sımsıkı sarıldılar. O kadar mutluydular ki bir ömür bu şekilde kalabilirlerdi. Hiç bir şey umurlarında değildi.
Mert Cansu'nun gözlerine bakıp "Seni seviyorum "dedi. Cansu sanki ömrü boyunca hep bu sözü duymayı bekliyormuş gibi tarifsiz bir mutlulukla Mert'in dudağından öptü. Tabi böyle bir tepki beklemiyordu Mert hemen karşılık olarak Cansu'yu alnından öptü. İkiside gözlerini kapatıp rüya olabilir mi acaba bu yaşananlar diye geçirdiler içlerinden.
Tam bu sırada barakanın kapısı büyük bir gürültüyle açıldı. Cansu ve Mert korkuyla kanepeden fırladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FIRTINALI AŞK
RomanceBu kalp bir sende bu kadar deli çarptı ve ben en çok sana yakıştırdım aşkı...Ellerinin içinde kalbim ister al kalbinin içine, istersen koy yerine sonsuza dek bir daha atmasın... Eleştiri ve yorumlarınızı bekliyorum. Umarım beğenirsiniz🙏 Sağlıkla k...