Cansu nefes nefese kalmıştı ama durmak dinlenmek istemiyordu. Koşmaya devam etti. Sahile geldiğinde boş gözlerle etrafına bakındı koşarak denize girdi suyun içinde çaresizce bir sağa bir sola avazı çıktığı kadar "anne baba" diye bağırıyordu. Büyükanne ve büyükbabası Cansu'nun peşinden koşmaya çalışsada hem yaşlarından hemde yorgunluktan dolayı ona yetişemediler yarı yolda kalakaldılar. Mert "Siz eve dönün ben onun yanına giderim size söz veriyorum ona bir şey olmasına izin vermiyeceğim Cansu'yu alıp eve getireceğim"dedi. Cansu'nun nereye gideceğini çok iyi biliyordu. Babası öldüğü zaman Mert'te günlerce sabahlara kadar babasının geri döneceğini hayal ederek sahilde beklemişti. Koşarak sahile gitti ve Cansu'yu denizin içinde çığlıklar atıp ağlarken buldu. Hemen denize girip Cansu'yu kıyıya getirdi. O kadar yorgun ve ağlamaktan bitkin bir haldeydi ki kendini iki dizi üzerine sahildeki kumlara bıraktı. Islak ve üşüyordu Mert sahildeki barakada yaşadığı için hemen barakaya gidip bir battaniye getirdi Cansu'ya sardı. Genç kız titriyordu Mert yavaşça yanına oturdu ısınması için ona sarıldı. Cansu'nun narin bedeni bu kadar acı ve yorgunluğu kaldıramadı oracıkta uyuya kaldı. Bir süre öylece sahil kenarında kaldılar ama Mert büyükbaba ve büyükannesine onu eve getireceğine söz vermişti. Yavaşça kalkıp Cansu'yu kucağına aldı yol kenarına kadar kucağında taşıdı ordan bir taksiye binip eve getirdi. Büyükanne ve büyükbaba onları görünce çok sevindiler. Cansu hala uyuyordu Mert kucağında Cansu'yu odasına kadar çıkartıp yatağına yatırdı. Daha sonra izin isteyip ordan ayrıldı. Büyükannesi Cansu'nun kıyafetlerini değiştirdi ıslak olanları çıkartıp yerine pijamalarını giydirdi ve yavaşça odadan çıktı. Mert barakaya geldiğinde her zamanki gibi Miço onu bekliyordu. Yatağına uzandı miço da hemen yanıbaşına boş gözlerle uzun uzun tavana baktı kafası cok karışıktı bir kaç gün içinde neler yaşanmıştı böyle akıl alır gibi değildi rüya olabilirmi diye geçirdi aklından ama rüyada degildi.Tüm bunları düşünürken bir yandan da Cansu'nun çaresiz halleri geliyordu aklına "nasıl toparlanacak bu kızcağız" diye mırıldandı. Saat oldukça geç olmuştu Mert kaç gündür doğru düzgün bir uyku uyumamıştı göz kapakları iyice ağırlaştı ve uykuya yenik düştü. Büyükanne ve büyükbaba sabaha kadar gözlerini kırpmadan koltuğun üzerinde oturmuşlardı. Cansu'nun tepkileri onları tedirgin ediyor kendine zarar vermesinden korkuyorlardı. Büyükanne kahvaltıda Cansu'nun en sevdiği şeyleri hazırladı elbette bunlar onun acısını hafifletmeyecekti ama ona destek olmak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırlardı. Büyükanne sofrayı hazırladıktan sonra Cansu'nun odasına gidip kapıyı çaldı "Cansu meleğim"diye seslendi fakat cevap gelmedi. Tekrar kapıya vurdu "Cansu bitanem hadi kalk kahvaltı hazırladım "yine ses çıkmadı. Odanın kapısını sessizce açtı Cansu yatağında değildi hemen odanın her tarafına baktı ama Cansu odada değildi. "Aman Allah'ım bey Cansu yok odasında"diye feryat etti. Büyük bir telaşla evin her yerini aradılar fakat Cansu hiç bir yerde yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FIRTINALI AŞK
Storie d'amoreBu kalp bir sende bu kadar deli çarptı ve ben en çok sana yakıştırdım aşkı...Ellerinin içinde kalbim ister al kalbinin içine, istersen koy yerine sonsuza dek bir daha atmasın... Eleştiri ve yorumlarınızı bekliyorum. Umarım beğenirsiniz🙏 Sağlıkla k...