Doktor; "Biz elimizden geleni yaptık şimdi uyanmasını bekleyeceğiz"dedi. Mert üzgün bir şekilde kendini koridorda bulunan koltuğun üzerine bıraktı. Saatler geçiyordu ama genç kızda henüz bir gelişme olmamıştı. Mert'in yorgunluktan gözkapakları iyice ağırlaşmıştı uyumamak için dirensede uykuya yenik düştü. Kaptan kasabaya döndükten sonra deniz kenarına gidip orada bulunan kasabalılardan genç kız ve ailesi ile ilgili araştırma yaptıktan sonra nihayetinde bir bilgiye ulaşmıştı ulaşmasınada genç kızın son durumu hakkında bir bilgisi yoktu yakınlarına ne söyleyecekti bilemiyordu. Bütün gücünü toplayarak Cansu'nun büyükbabasının çiftlik evine gitti kapının ziline bastı. Kapıyı büyükannesi açtı. Kaptan büyükanneyi karşısında görünce iyice kalakaldı kelimeleri bir türlü toparlayamıyordu. Derin bir nefes alıp torunlarının küçük bir kaza geçirdiğini ve hastanede olduğunu zorlanak da olsa söyleyebildi. Büyükanne duydukları karşısında küçük bir baygınlık geçirir gibi oldu kaptan hemen müdahele edip koluna girdi içeriye götürüp bir koltuğa oturttu. Büyükbaba sesleri duyup üst kattan telaşlı bir şekilde hemen aşağı indi. Olanları büyükbabaya anlattılar hep birlikte hemen hastaneye gitmek için evden çıktılar. Hastaneye geldiklerinde Mert kaptanın yanındakileri görünce şaşırdı bu yaşlı çifti tanıyordu arada bir onlara tuttuğu balıklardan götürüyordu. Kasabanın en sevilen kişileriydi üstelik Mert'i de küçüklüğünden beri tanıyor dürüst ve yardımsever olduğu için onu çok seviyorlardı. Onları bu kadar üzgün görünce genç kızın yakını olduklarını anladı. Yanlarına gidip olanları büyükbaba ve büyükanneye anlattı. Cansu'nun durumuyla ilgili doktorun söylediklerini beklemekten başka çare olmadığını söyledi. Büyükannesi ve büyükbabası gözyaşları içinde oğullarını ve gelinlerini sordular fakat Mert'in de kaptanın da bu konuda bir fikri yoktu sadece Cansu'yu denizde bulup kurtarmışlar başka kimseyi görmemişlerdi. Bunu duyunca acıları ikiye katlandı ayakta duracak halleri kalmamıştı. Kaptan ve Mert yardım edip onları koltuğa oturttular teselli etmek için ellerinden geleni yapıyorlar ama onları bir türlü sakinleştiremiyorlardı. Mert Büyükanne ve büyükbabayı tanımasına rağmen Cansu ve ailesine daha önce kasabada hiç denk gelmemişti. Mert kaptanı hastanede büyükanne ve büyükbabanın yanında bırakıp sahile gitti. Etraf çok kalabalıktı polis ve jandarma ekipleri, dalgıçlar arama kurtarma çalışmalarına başlamıştı. Mert burda çaresiz bir şekilde beklemek istemedi o da kurtarma çalışmalarına katkıda bulunmak için tekneyle denize açıldı. Meraklı gözlerle denizi gözden geçirip bir umutla hastaneye güzel haberlerle dönmenin hayalini kuruyordu. Akşama kadar denizde bakılmadık yer kalmadı fakat hiçbir iz bulunamadı. Hava karardığı için çalışmalara ara verildi. Mert umutsuz bir şekilde kıyıya döndü. Şimdi hastaneye gidip ne diyecekti. Sahilde oturdu gözleri uzaklara daldı uzun bir süre hiç birşey düşünmeden öylece kaldı. Saatler ilerlemiş Mert hala sahilde sessiz bir şekilde oturuyordu taki Miço'nun havlamaları bu sessizliği bozana kadar. Miço Mert'in yanına sokuldu sanki onun hislerini üzgün olduğunu anlar gibi gözlerini dikti Mert'in gözlerine baktı. Mert "Ah Miço hayat ne garip değilmi? Babamın denizden cansız olarak döndüğü gün geldi aklıma o zaman da böyle çaresiz bir şekilde sabahlamıştık seninle zaman her şeyin ilacı derler ama benim acılarım hiç geçmedi aynı şeyleri Cansu'nun yaşamasını istemiyorum Miço inşallah ailesinden iyi bir haber alırız "dedi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
FIRTINALI AŞK
RomanceBu kalp bir sende bu kadar deli çarptı ve ben en çok sana yakıştırdım aşkı...Ellerinin içinde kalbim ister al kalbinin içine, istersen koy yerine sonsuza dek bir daha atmasın... Eleştiri ve yorumlarınızı bekliyorum. Umarım beğenirsiniz🙏 Sağlıkla k...