Güç herkesin sahip olmak istediği bir şey. Fakat sen onu ele geçirmezsin. O seni ele geçirir ve sen bunu anlayana kadar çok geç olmuş olur
1988 YILI
Kitlesel felaketten bir kaç saat önce
Geniş bir gözlem odasında Elena ve Zane yıldızları seyretmekteydi. O an için sanki hayat onlar için durmuş gibiydi. Kıyamet kuyruklu yıldızı, süper insan serumu, Necromancer üyeleri ve daha onlarca sorun onların umurlarında değildi. Hayat onlar için her şeyi o anlığına yok etmiş gibiydi. Elena elindeki kahve fincanını masaya koydu ve uzandıkları koltuktan yan tarafındaki Zane baktı.
"Seninle birlikte olduğumuz bir gün ne kadar sürer Zane?" Diye sordu genç kadın.
"Sonsuzluk ve Bir gün Elena." Dedi genç adam onun gözlerinin içine bakarak. Bu soruyu birbirlerine binlerce kez sormuşlardı. Ama gelen cevap her zaman onları ilk günkü gibi heyecanlandırıyordu.
"Dünya yok olsa bile Umurumda olmaz neden biliyor musun? Çünkü seninle birlikte bu kirlenmiş dünyadan kurtulacağım diye mutlu olurum." Dedi , genç kadın.
"Elen-" Diye başladığı konuşması yarıda kaldı gelen silah sesleri ile. Hemen ilerdeki masaya doğru koştu ve altına gizlediği iki silahı çıkardı. Zor zamanların geleceğini biliyordu ve aynen şu an olduğu gibi savunmasız yakalanmak istemiyordu. Bunun için NASA'nın belirli yerlerine gizlice silahlar yerleştirmişti.
Elindeki silahlara baktıktan sonra birini Elena'ya uzattı. Zor zamanlar zor kararlar getirirdi. Kapının yanına yavaş adımlarla ilerliyordu, Zane. Kapıyı biraz aralayıp delikten dışarı bakmaya başladı. "Altı kişi var. Üçü ilerde , üçü önümüzde. Bir dediğimde çıkıyoruz. " Dedi kafasını genç kıza çevirerek konuşan Zane. Genç kız onun daha fazla konuşmasına izin vermeden. "Bir." Dedi ve Zane'in elindeki silahı da kaparak hemen kapıdan dışarı fırlayandı.
Ellerini iki yana açarak ateş etmeye başladı. Zane ona doğru bakarak "Hiç akıllanmayacaksın. Ama bu asi yönünü her zaman seviyorum." Dedi genç adam. Konuşmasında sitemde olsa sözlerindeki sevgi çok net bir şekilde hissediliyordu.
Elena duydukları ile başını Zane'e (Zayn) çevirdi ve "Burada fazla oyalanamayız. Gitmemiz gerekiyor, acele edelim. Silah seslerini muhtemelen duydular. Harekete geçmiş bile olabilirler. Savaş başladı!" Dedi. Stresli olduğu sesinden belliydi. Zane bir süre onun söylediklerini düşündü.
"Zane ne bekliyorsun. Acele etmemiz lazım. Bize saldırmaya başladılar artık açık bir şekilde."
"Neden?... Neden şimdi ve neden bu kadar az kişi?" Dedi genç adam düşünceli ve tedirgin bir halde Elena'nın gözlerinin içine bakarak. Zane'in söylediklerini ve olanları düşündü. Aniden aklına gelen fikirle başından aşağı kaynar sular dökülmüş gibi oldu.
"Yoksa..."
"Maalesef düşündüğün şey doğru. Onlar süper insan serumunu kullanacaklar. Bu saldırılar bizi oylamak için... Engel olmayalım diye... Çabuk olmamız lazım. Bir saniye bile geç kalırsak..." dedi ve konuşmasını tamamlamak bile istemedi. Eğer o üçü serumu kendi üzerlerinde denerlerse felaket kaçınılmaz olur. İnsanlık artık geri dönülmesi imkansız bir geleceğe adım atmaya başlıyor. Kader ipliklerini örmeye başladı.
İkili hemen laboratuvara doğru son hız koşmaya başladı. Önlerine gelen her adamı öldürüyorlardı. Ama onlarsa bunların sadece geciktirmekten başka bir amaçları olmadığını biliyorlardı. Zane hemen elini cebindeki telsize attı ve derin nefes alarak konuşmasına başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONRAKİ DÜNYA
Science Fiction"Tam yüz yirmi bir yıl oldu. Osie denen bu yer altı şehrinde nesillerdir yaşıyoruz ama bir gün ölümün gölgesinde yaşadığım bu yalan dünyadan kurtulacağım ve karanlıkta kaybolmuş gerçeklerin ışığını tüm dünyaya yayacağım." Keşke her şey bu sözler kad...