Yeni düzen kurulmaya başladı. Dünya bir daha görmeyeceği bir savaşa sürüklenmekteydi. Bu savaşta iyi ve kötü yok. Sadece güçlüler ve zayıflar var. Bu iki kuvveti belirleyense mutlak güçtür. Son savaş yaklaşıyor. Ya tarafınızı seçin ya da ezilin.
“Uray bulan kişi benim... bunu ben yapmak istiyorum.” Diye konuştu ciddi bir sesle Eddy. Uray ona bakıp “Eddy... insanlar seni artık bir insan olarak görmeyecek, dışlanacaksın... yeri gelecek gücün olacağı için yüzüne gülüp içlerin de senden nefret edecek. Ve bunu içtikten sonra ne olacak hiçbirimiz bilmiyoruz...” Dedi genç adam. Oysaki o konuşma da bahsettiği kişi kendisiydi. İblis güçlerine sahip olduktan beri insanlık tarafından dışlandı. Güçlü olduğu için kabul gördü ama gözlerinde Uray, onlar için her zaman bir iblis olarak kalacaktı.
Konuşmasını yarıda kesen genç adam, herkese dönerek “Bu sözlerim sizin içinde geçerli... Yaşlı adam benim içmemen gerektiğini söylemiş olabilir ama bunu yapmak istemeyenler varsa ben o serumu içmeye hazırım... “ Diye konuştu. Herkes gereçten duygulanmıştı. Kendileri için daha yeni tanıdıkları biri çok büyük bir fedakarlık yapabileceğini göstermişti. Peki ya onlar bunu kabul edecek miydi?
Tabi ki hayır. Haze, onun söylediklerinden sonra “Dünya'nın kurtuluşu bizlere bağlı, evet... ama biz hiçbir zaman sorumluluklarımızdan kaçmayan insanlar olduk Uray. Hayatın boyunca her şeyi kendin yapmaya çalışmış olabilirsin ama biz aynı yolun yoldaşları isek birbirimize yardım etmekten kaçmayacağız! Burada bulunan herkes birbiri için canını vermeye hazır! Senin için biz, bizler için sen ölmeye hazır olmasın. Yoldaş diyebileceğim insanlar böyle olmadır.” Diye konuştu genç kız. Hiç kimse o tatlı, şeker kızdan böyle bir konuşma beklemiyordu. Uray bile şok olmuştu. Ve o an kalbinde ailesinin olduğu kısımda bir kıvılcım yandı. Dostları... onları artık ailesi gibi görüyordu.
“Uray kardeşim, Dünya’yı kurtardıktan sonra bütün şöhreti sana bırakacak değiliz.” Diye konuştu Elias, Haze'nin ardından. Yüzünde aptal bir sırıtış oluşan Uray gülümsemeden edemedi. “Hepiniz gerçekten çok iyi insanlarsınız... iyi ki sizin gibi insanlar tanıdım. Sizinle ölüme bile yürürüm bu saatten sonra.” Dedi ve Eddy'nin sırtına vurarak “yap şu işi” Diyerek ona ve dostlarına olan güvenini gösterdi.
Şişenin ağzındaki tıpayı çeken Eddy, son kez kendine inanan arkadaşlarına baktı ve şişeyi kafasına dikti. Bir kaç saniye sonra bayılan genç adam, olduğu yerde yere yığıldı. Gözlerini başka bir yerde açan Eddy, şu an bambaşka bir yerdeydi. Etrafta büyük bir kalabalık vardı ve hepsi ilerde elleri bağlı, kafası bir cellat tarafından kesilmek üzere olan genç bir kızı izliyordu. Kalabalık genç kızın ölmesini istiyordu ve “ öl, seni pis cadı!” diye tezahüratlarda bulunuyorlardı.
“Öldürmeyin onu. O daha bir çocuk!” Diye bağırdı Eddy. İnsanlar onu duymamış gibi yuhalamalara devam etti. Ellinde bir balta ile genç kıza doğru yürüyen cellat, tam baltası ile kızın kafasını koparacaktı ki Eddy , cellattın kollarını kesti.
Ne olduğunu anlamayan kalabalık dört bir yana kaçışmaya başladı. Masum kızı zincirlerinden kurtarmak için arkasını dönen Eddy , ruhu bedeninden çekilirmişçesine şok oldu. Genç kız şu an hava da uçarken ellerindeki ateş toplarını kalabalığa doğru fırlatıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONRAKİ DÜNYA
Научная фантастика"Tam yüz yirmi bir yıl oldu. Osie denen bu yer altı şehrinde nesillerdir yaşıyoruz ama bir gün ölümün gölgesinde yaşadığım bu yalan dünyadan kurtulacağım ve karanlıkta kaybolmuş gerçeklerin ışığını tüm dünyaya yayacağım." Keşke her şey bu sözler kad...