Öncelikle okuyan herkese şimdiden teşekkürler. Umarım beğenirsinizSORU VE GÖRÜŞLERİNİZİ YORUMLARDA BELİRTİN LÜTFEN
Yirmi bir yaşlarında gözüken siyah ve uzun saçlı bir yetmiş beş boylarındaki bir genç hızlı adımlarla Osie yeraltı şehrinin D bloğundan E bloğuna geçmek için acele ediyordu. Giriş kapısının yanına gelince yüzünde ki gergin ifade birden yok olup tatlı bir yüz ifadesi kazandı ve kapı muhafızının yüzüne bakmaya başladı. Siyah tulum giyen Muhafız ellindeki uzun bir sopaya benzeyen elektroşok cihazı ile genç adamın etrafında döndü ve elleri ile vücudunda bir şey gizleyip gizlemediğini kontrol ettikten sonra ona geçmesine müsaade etti ve diğer arkadaşına izin vermesi için işaret verdiği gibi muhafız düğmeye basıp kapıyı açtı.
genç adam iki askere teşekkürler anlamında kafasını eğerek selam verdi ve sakin bir şekilde E bloğuna geçti. Biraz oradan uzaklaştığından emin olduktan sonra ilerdeki ilk sol dönüşte bir el tarafından çekildi ve tam panik yapıp bağıracağı sırada elini ağzının yanına götürüp sus işareti yaptı ve kendi yüzünün bir kısmını kapatan örtüyü indirdi.
" Elias sakin ol benim Uray... senden istediğimi buldun mu?" dedi yirmi bir yaşlarında gözüken saçları orta kesim ama havada duran bir şekle sahip, gözleri uzay boşluğu kadar siyah ve insanı içini titretecek kadar soğuk siyah gözlere sahip bu genç bir seksen üç boyundaydı. Elias karşısındakinin uray olduğunu fark ettiğinde rahat bir nefes aldı ve '' cidden beni kalpten öldürmek istiyorsun... neyse istediğini getirdim ama hiçbir şey karşılıksız değildir Uray'' dedi ve yüzünde gıcık edici bir sırıtış oluştu.
Uray onun ne demek istediğini anladı ve cebinden bir parça şeker çıkardı ve Elias'a uzattı. Elias şeker paketini gördüğü an yüzünde önce bir şaşkınlık daha sonra ise hayat dolu bir gülümseme oluştu. Urayın gerçekten getireceğine inanmıyordu ama şu an karşısında bir paket dolusu şeker vardı ve gözleri dolmuştu
Not:Elias erkek. Lütfen kız sanmayın (:
Osie şehrinde yaşadığı süre boyunca hep hikayelerde anlatılan o şekeri merak etmişti. Atalarının tatlı olarak adlandırdığı bu yiyeceğin tadını bir gün alacağına dair kendisine söz vermişti ve bugün bu sözü yerine getirecekti. Elias hemen şeker paketini almak için eli ile hamle yaptığı anda Uray şeker paketini havaya kaldırdı ve '' önce benim istediğimi ver" dedi sağ elinin baş parmağını sağa sola sallayarak.
Elias o şekeri çok almak istediğinden hiç itiraz etmedi ve sırtında sakladığı alüminyum folyo rulosunu çıkarıp Uray'a uzattı. Uray ruloyu kaptı ve çantasına koydu. Eliasaya şekerleri uzatıp onu umursamadan hızlıca yürümeye başladı. Elias uzaklaşan Uraya bakıp '' bir şey değil. Teşekkür etmene gerek yok'' dedi kinaye yaparak. Uray ona dikkat etmedi ve yoluna devam etti . Yarım saat sonra B bloğuna varmıştı ve yaşadığı ev olan B15 odasına vardı. Her kat bir harf ile temsil ediliyordu ve odaları da sayılar ile ifade ediliyordu. Burası onun ailesinden kalmıştı. Kapıdan içeri giremiyordu, her zaman bir tereddüt duyuyordu içeri girmeye. Ailesini kaybettiğinden beri bu hep böyle olmuştu.
Uray dört yaşındayken ailesin bir saldırı sonucu ölmüştü. Babası bir askerdi, annesi ise bir bilim insanıydı. Hayat onun için dört yaşından sonra başlamıştı ve hep sorguluyordu. Neden onlar neden... Diye her gün kendine bu soruyu soruyordu. Eğer o gün annesi ve babası ölmeseydi annesi radyasyona karşı çok önemli bir bilgi keşfetmişti fakat açıklayamadan ölmüştü ama uray zekası ile annesine çekmişti ve onun bitiremediği işi kendisi bitirmek için annesinin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONRAKİ DÜNYA
Ciencia Ficción"Tam yüz yirmi bir yıl oldu. Osie denen bu yer altı şehrinde nesillerdir yaşıyoruz ama bir gün ölümün gölgesinde yaşadığım bu yalan dünyadan kurtulacağım ve karanlıkta kaybolmuş gerçeklerin ışığını tüm dünyaya yayacağım." Keşke her şey bu sözler kad...