SONRAKİ DÜNYA

MUTLAK GÜÇ

 
Masasının başında gülme krizine giren Agustin kafasını kaldırıp dinleme cihazına kendisini duymayacağını bildiği halde konuşmaya başladı. “HEHEHEH, Kane seni pislik herif seni gerçekten öldüreceğim ama öldürmeden önce çok pis döveceğim, HEHEHE" Dedi ve tekrar gülme krizine girdi. Hatta bir ara sandalyesinden bile devrilecek gibi oldu.

1 HAFTA SONRA

Gökyüzünde Dolunay'ın aydınlattığı  bir orman yolunda, giydiği cüppe yüzünden yüzü görünmeyen biri yürüyordu. Hızlı adımları ve aceleci hareketleri telaşlı olduğunu net bir şekilde  gösteriyordu. Yarım saat sonra ormanın ortasındaki bir açık alana vardı. Ağaçlar o bölgede hiç yoktu. Sadece ağaçların etrafını sardığı yuvarlak, geniş bir alan bulunuyordu. Ağaçların etrafı sarması  sayesinde kimse orayı fark edemezdi. Genç adam sakin adımlarla ağaçların içinden geçerek alana girdi.

İçerde uzun süredir bekleyen iki kişi,  gelen kişiyi görmesi ile ona doğru döndüler. Aralarından biri öne çıkıp kollarını iki yana açarak “Ah Kane, Kardeşim gel sana bir hançer saplıyım. Hançer mi dedim? Tüh dilim sürüştü. Sarılarım diyecektim, hehehe" Dedi Agustin ona doğru yürürken. Kane duydukları ile Agustin’e baktı. Ona bakarken yüzündeki bıkkınlık çok rahat bir şekilde hissediliyordu. “Agustin şu an senle hiç uğraşamam. Şu salaklığınla bile mesajı alman beni etkiledi. Anlamayacaksın sandım bir an.” Dedi imalı bir şekilde. İkili kedi , köpek gibiydi. Birbirleri uğraşmadan duramıyorlardı.

Agustin tam cevap verecekti ki sessiz kalan diğer kişi araya girerek. “ Bu kadar oyun yeter. Buraya ne için toplandığımızı biliyorsunuz.” Dedi ciddi bir tonla. Bu kişi ayni zamanda Uray'ı baygın bir halde bulup kalenin önüne getiren kişiydi. Ve iblisle olan savaşını izleyen kişi ve Uray'ın Necromancer tarikatından kaçmasına yardımcı olan zihinsel sesin sahibiydi. Gizemli adam Kane’e  (kayn'e) döndü ve “Aferin Kane, gerçekten etkilendim. Seninle iletişime geçmek gerçekten zordu.” Dedi ve daha cümlesini tamamlamadan, Agustin Araya girdi. “Aynen ve kendisi o salakların tamda önünde bizimle iletişime geçti. Harbiden bunlar salak ya. 1/ 24 -11- 21-46-11/ 44-36-35-43-1 yani 1 hafta sonra demek. Biz bence direk bunları öldürelim. Hiçbiri bir işe yara-" Diye konuşmasına devam ederken sert bir tonda “Yeter!” Diyerek araya giren gizemli adam konuşmasını sonlandırdı.

Gizli mesajlasma yolları aslında bir satranç oyunu sırasında eski eğitmenleri bulmuştu. Yöntem basitti; dama tahtasinin soldan sağa birden altıya kadar sayı ve yukardan aşağıya birden beşe kadar sayı ekleniyor. Daha sonra diğer boşluklar harfler ile dolduruyor ve bu şekilde gizli mesajlasma yöntemleri oluşuyor.

“Bu kadar soytarılık yeter Agustin! Buraya bir toplanma amacımız olduğunu unutmayın. Efendimizden yeni bir emir getirdim.” Dedi ve ortamda aniden korkunç derecede bir gerilim oluştu. Efendim kelimesini duyan Agustin ve Kane, aniden ciddi ve saygılı bir tavra büründüler. Hal ve hareketlerinden üçü içinde efendileri çok önemli biri olduğu anlaşılıyordu.

“Efendimiz bizlere yani isimsizlere Haber gönderdi. Yaptıklarımızdan dolayı bizi tebrik etmek istedi.” Dedi ve Agustin’e dönerek “ Agustin sana şunları dememi söyledi. Aferin Agustin. Uray'ı Necromancer tarikatından kurtarma planın mükemmeldi. Kane, seninse gizli buluşma mesajın şu an toplanmanızı sağladı. Hepinize aferin ama unutmayın bizler hala hakkımız olanı alamadık.” Dedi gizemli adam efendisinden aldığı mesajı ileterek.

Her şey aslında bir mükemmel yaratılmış bir plandan ibaretti. Uray'ın zihninde duyduğu ses ve oradan kaçmayı başarması. Agustin'in ona yerleştirdiği dinleme cihazı, kimsenin onun peşinden gitmesini engellemek için yaptığı numara. Uray'ın enerjisi bitmişken Gizemli adamın onu ve Victor'u kaleye kadar götürmesi. Kane'in gizli mesajı.  Her şey aslında harika planlanmış bir oyundu. Ama asıl soru amaç neydi. Her şey bu kadar ince düşünülmüş bir planda amaç neydi. Yakın bir gelecekte bütün sorular cevap bulmaya başlayacaktı.