PANCAEYLUL vaalla ilk o bildi dhdjdjdjs
"AGHHH" diye bağırdı Uray Ve elini böbreğine atıp arkasına döndü
“Neden" diyebildi kısık bir sesle sadece
Kulübenin içine doğru süzülen ışık huzmesi yan tarafta baygın halde uyuyan genç adamın gözleri ile buluştuğunda gözleri kamaşan genç adam ellerini kaldırıp gözlerinin önüne koydu. Yavaşça gözlerini açmaya başardıktan sonra ayaklanmaya çalıştı zorlukla. Tam kalmak için kendini zorladığı sırada sırtından yükselen acı ile "AAĞH" diye yüksek bir çığlık attı. Kafasını sırtına çevirince yaraları saran bandajları fark etti ve o anda en son yaşadıkları aklına geldi.
“Neden" diye sayıklamaya başlayan Uray, Ruhu bedeninden çekilmiş gibiydi ve tam ağlamaya başlayacağı sıra içinde bulunduğu kulübeyi fark etti. Nasıl geldigini ve buranın neresi olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Etrafa göz gezinirken odaya giren güneş ışığı gercekti. Osie'deki loş ışıklandırma gibi değildi. Kitaplarda anlatılan gerçek güneş ve güneş ışığıydı
“Uyanmışsın Uray" dedi Urayı kontrol etmek için gelen Elias. Uray, onu görmesi ile ayağa kalkıp acılarına aldırış etmeden ona gidip sarılarak “başardık Elias... başardık” dedi ve dayamamdı sevinç göz yaşları dökmeye başladı. “Uray...O dışarda” dedi Elias. Durumu anlayan uray kolu ile gözyaşlarını silip dışarı çıktı. ikili kulübeden dışarı çıktığında ileride toplanmış olan kalabalığı gördüler ve oraya doğru ilerlemeye başladılar. Uray yaralanmış olsa da buna aldırış etmeden yürüyordu.
Grubun yanına gelen uray orda ki tanımadığı insanlara pek aldırış etmeden ağaca bağlı olan kişiye dönüp
“Senden beklemezdim... Neden... Harry... amca’’ diye başladığı konuşmada daha ilk cümlesinde boğazı düğümlenmişti bile. Hayatta değer verdiği herkes onu tek tek bırakmaya başlamıştı fakat en beklenmedik anda gelen ihanet ona en büyük acıyı yaşatmıştı.
“Seni aptal çocuk. Benim gerçek ismim Harry bile değil. Her şey baban ve annenin denen pisliklerin güvenini kazanmaktı. O iğrenç gecen 30 yıl boyunca her gün size katlanmak zorunda kaldım... ama artık yer altından çıkan iblislerle birlikte biz Necromancer yeni dünya düzenini kuracağız'' dedi ve ağzındaki bir dişi kırarak içindeki zehri yuttu.
Olanları gören Hector müdahale etmek için ileri atıldı fakat çok geç kalmıştı. Ağzından köpükler gelen Harry artık ölmüştü. Uray ve diğerleri böyle bir şey beklemiyordu fakat orada bulunak 3lü dışındaki 5 kişi bu konuşmaya hiç şaşırmamış gibi görünüyordu ve bu Urayın gözünden kaçmamıştı.
“Ben gelene kadar farklı bir şey söyledi mi" diye Elias ve Hector’a soran Uray olayları artık takip edemeyecek kadar çok şaşkın bir durumdaydı. Önce ailesinin ölümü sonra yalanlardan oluşan Osie şehri , Daniel'in ölümü ve şimdi ise Amcası bildiği Harry. Nasıl bir saçmalığın içinde olduğu hala anlamıyordu. En merak ettiği şeyse bu kadar çok ölümün ve yalanın ne için olduğunu hala öğrenememesi onun en çok canını sıkan şey olmuştu.
“ Hayır Uray. Senin gelmeni bekledi... konuşturmak için bazı yöntemler denedik ama pek faydası olmadı" dedi Hector. Belki de alandaki en sadık kişiydi. Uraya olan inancı ve ona olan saygısı sayesinde bugün yer yüzüne ulaşmışlardı.
“Anlıyorum... hazırlanın gidiyoruz" dedi Uray ve arkasını dönüp hareket edeceği sırada diğer gruptan bir kız ileri atılıp
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONRAKİ DÜNYA
Ciencia Ficción"Tam yüz yirmi bir yıl oldu. Osie denen bu yer altı şehrinde nesillerdir yaşıyoruz ama bir gün ölümün gölgesinde yaşadığım bu yalan dünyadan kurtulacağım ve karanlıkta kaybolmuş gerçeklerin ışığını tüm dünyaya yayacağım." Keşke her şey bu sözler kad...