ÖLÜM GELİYOR

6.6K 101 302
                                    

Oturduğu koltuğa kendini yaslayan genç adam boşluğa bakarak “Her geçen gün bana daha çok benziyorsun Uray... Umarım senin sonunda kardeşin gibi olmaz.”

Yavaş ve seri adımlarla koridorda ilerleyen Kane , ilerlerken bir kaç kez etrafını kolaçan etti. Şu an çok büyük bir kumar oynamıştı. Eğer fark edilmeyip kumandanın kişisel odasına girmeyi başarırsa çok büyük bir koz elde ederdi. Yakalanır ise açığa çıkar ve onca yıllık sızma planları yok olurdu. Risk olmadan ödülde olmazdı ve bu risk almaya değecek kadar büyük bir ödüldü.

Koridorun sonuna varan Kane, kendini duvara yasladı ve ilerdeki Odaya gizlice bakmaya başladı. Tek bir asker vardı. Onun için çok zor olmayacaktı. Hemen elini sırtına atarak  içinden bir tüftüf çıkardı. Son bir kez askerin içerde olduğunu kontrol ettikten sonra derin bir nefes aldı ve tüm gücü ile tüftüfe üfledi. Yüksek hızla hava ilerleyen iğne askerin boynuna saplandı. Ne olduğunu bile anlamayan zavallı asker hemen bayılarak yere yığıldı. Hemen koşarak odaya doğru ilerleyen Kane kapıdan içeri girdi. Hemen etrafa bakınan Kane, kumandanın özel kasası ya da ona benzer bir şeyler aramaya başladı. Ararken etrafı olabildiğince dağıtmadan bunu yapmaya çalıştı. Eğer kumdan odasına birinin girdiğini anlarsa deşifre olabilirdi. O yüzden yavaş ve titizlikle etrafı arıyordu.

Bir süre daha oda da gezen Kane, kendi kendine konuşmaya başladı. “Buralarda olmalı. Olmak zorunda...” Dedi. Sesinden endişeli olduğu hissedile biliniyordu. Ve her geçen saniye aradığı şeyi bulamıyordu. Genç adam, Kumandan Felix'in çalışma masasındaki çekmeceleri karıştırırken bir çekmecenin kilitli olduğunu gördü. Çekmeceyi bir süre daha zorlayıp açamadıktan sonra Vazgeçen Kane geldiği yoldan hızla odayı terk etmeye başladı.

“Çok yaklaştık...” Dedi genç adam odayı terk etmeden önce mırıldanarak. Kapının önünde kendi üzerini bir süre kontrol eden Kane yerde baygın haldeki askerlere bakarak "SİZİ İŞE YARAMAZLAR!” Dedi ve kapının her iki yanında baygın olan iki askerin yüzlerine gavura vurur gibi tokat attı. Bir anda gelen acı ile kendilerine gelen askerler hemen şaşkın gözler ile etrafa bakınmaya başladı. Karşılarında Yüzbaşı Kane'ni görmeleri ile hemen ayaklanan iki asker, esas duruşa geçti. İkilinin gözlerinin içine bakan Kane, onların bir şeyin farkında olmadığını anladı ve içinden sırıttı.

Dışardan ciddi ve agresif halini hiç bozmadan konuşmaya girdi. "Sizi salak herifler! Siz nasıl olursunuz da Kumandanın odasında nöbet tutarken uyuya kalırsınız!” Dedi bağırarak. Çömez askerler daha ne olduğunu bile anlamadan korkuya kapıldılar. Kane , onların daha da üstlerine giderek “Kale muhafızlarındaki göreviniz bu saatten sonra son bulmuştur. Silahlarınızı ve zırhlarınızı birliğe teslim edip burayı terk edin!” Diye konuştu. Başlarından aşağı kaynar su dökülen askerlerin bütün vücudu korkudan titredi. Onca yıl çalışmaları ve eğitimleri az önce çöp olup gitmişti.

Askerlerden biri söze atılarak "Lütfen efendim affedin. Biz uyuya kaldık fakat hiçbir şey olmadı. Lütfen efendim bu sefer görmezden gelin” Dedi ağlamaklı sesi ile. Gözleri Kane'in bir olumsuz konuşması ile ağlamaya başlayacak şekilde dolmuştu. Planının işe yaradığını gören Kane, askerlere soğut terler dökmelerine neden olacak bakışlar atmaya başladı. Bir süre sonra “Şanslısınız ki kimse odaya girmemiş. Eğer bu bir kez daha tekrarlanırsa Ordudan atılırsınız!” Dedi ve arkasını dönerek koridoru terk etmeye başladı. Askerler başları derde girmedi diye sevinirken, Kane onlara sadece acınası bir gülümseme ile yoluna devam etmekten başka bir şey yapmadı.

SONRAKİ DÜNYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin