16.Bölüm : 'Tutukladılar bukê tutukladılar!'

3.8K 183 1K
                                    

✴Karan Adlı Bölümde Karan'ın Geçmişini Okumadıysanız Eğer Ricam Önce O Bölümü Okuyun.Okumadığınız Müddetçe Karan'ı Anlayamayacaksınız!Bu Bölümde Geçmişinden Bahsedilmemiştir Yüzeysel Olarak Anımsatılmıştır!!

Umudun en büyük yıklışını gördüm bugün.Bugün bir çocuğun diri diri gömülüşünü gördüm.Öyle viranede.Öyle acınası halde.Ihtiras uğruna harcanan bedenler gördüm bugün.Bugün hastalıklı zihinler içinde sıkışıp kalmış bir adam gördüm.Ağlamaklı ahvaline üzüldüm.Acılarına yas tuttum...Bedbaht hayatına kahrolurken sen bu denli nasıl ayakta kalabildin?

...

Taşlaşmış yürekler günü gelince azaba verilmez miydi?Yılların alıp götürdüğü iyiliği içinde öldürmeden yaşatmak insanlığın kendisi değil miydi?..Kimse kimseye acımıyor,katledilerek birbir hayat bağlarını koparıyordular.Bu intikam değildi.Bu gözünü kırpmadan her şeyi yok edebilecek bir iblisti.İçini istila etmiş kötü düşüncelerdi.Kendi canına kıyacak kadar nefretti!..

Gözümü bir an olsun ayırmadığım fotoğraflara ve kulak kesildiğim adama bilmeden gözyaşı akıtmakla kalmayıp sus pus oluyordum.İlk girdiğim gibi bu evden kaçmak istemiş dövülerek,ölüme terk edilişimi yeniden yaşayarak nefeslerim darlaşmış fakat gördüğüm bu oda ve duyduğum bu söylemler karşısında duygularımın en içten yaşabileceğim büyük bir acıyla kavrulmuştum.

O,bazı bazı anlatmakla kalmadan,aynı durumu yıllar sonra da tekrar yaşarcasına vücut dilini de konuşturuyordu.Kafasına vuruyordu.Elleriyle yer yer işaretlerde bulunuyor sonra yüreğine sımsıkı bastırıyordu yumruğunu.Ses tonu ara ara cansız,ara ara kuvvetli çıkıyordu.Soğuk ve ayazda buz kesercesine titrek.Aklım alamadıklarıyla gümbürtüye neden olurken,istemsizce kendine sanki belirtilen köşeye geçip oturmuş gibi çekingen davranmıştı.Anlattıklarıyla ciğerinin yandığını bariz bir şekilde sarsıntılı ifadelerinden kavrayıp yine de tek bir damla dökmemenin savaşında olmasından ürkmüştüm.

Babaannesinin ve kimsenin farkında olmadığı Bawer'in işkenceleri altında ruhsuzlaşmış,kendinden değilde gülünecek birinin ahvalinden bahsedercesine donmuştu yüzü.Kendi fotoğraflarımı,etrafı izlemeyi kestiğimde bir ritim eşliği içine girmiş bu adam alyanslı elini demir yatağına gelişi güzel vurduğunda meydana gelen sesleri takip ettim.Yatağının hemen yanı sırtını duvara yaslayarak beton zeminin üzerinde ürpermeden oturmuş.Gözleri kendisini yakan şişte.Tüm olup,biteni bağırarak söyleyen kendisi değilmiş şimdi korkunç bir sessizliğe bürünmüştü.

Ufak adımlarla yanına ilerlediğim vakit aklımı bu karanlık odada yitireceğimi düşündüm.20 dakika bile fazla gelirken bana,o 10 yıl nasıl yaşayabilmişti?Yanına çömeldim,oturdum.Dizlerini kendine çekmeden serbest bırakmış elleri dizkapaklarının üzerinde.Koyulaşmış halkalarına dahi serpilmemiş gözyaşları.Bu suskunluktan medet ummak yerine çekingen bir tavırla korku aşılıyorum kendime.Tekrar konuşsun istiyordum fakat benim dahi konuşmaya cesaratim yoktu.

Çocukluğundan beri annesi için,ailem için ve benim için düşüncelerine aksedilmiş yanlış tasvirler değil de işkence görmesi onu bu hale getirmiş,dünyadan soyutlamıştı.Berzê Bozarslan'ın ölümünü arzuluyordu ardından kendi ölümünü.İçim gidiyor bu saçma fikre yorum da bile bulunamıyordum.Usulca kirpiklerimin kaşlarımla buluşmasını gerçekleştirip ona omuzumun üzerinden baktım.Baktığım gibi bana döndü.Hayal kırıklığı,pişmanlık ve alışa gelmemiş hüzün bulutları.Kırılgan tarafım paramparça olarak gözlerimi kaçırdım.Öğrenmiştim sonunda lakin onu darmadağan edecek şekilde bulacağımdan bi haber.

"Öğrenip için rahatladı mı?Merakın giderildi mi?Acıyor musun bana?Gülüyor musun içinden?Seni ailenden uzaklaştırdığım için çektiklerime seviniyor musun?Ben değildim!Ben seni ailenden mahrum bırakmadım.Ben senin nefesine bir adımlık yakınında olabilecek kadar hissettirmeden arkandaydım,onlar bıraktı seni..."

GÜL İLE BÜLBÜL |Bir Doğu Masalı| -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin