43.Bölüm - Part 3

2.4K 131 566
                                    

*

*

*

Gün hızlı bir şekilde biterken evine davet eden Gewrê ablaların kapısını çoktan bulmuştuk.Camiden sonra eve bizi görmeye gelen birkaç insan olmuş ve günün geri kalanında yalnız kalmıştık.Yalnız kalmamız ikimizinde sükunetine eşit şartta gelmiş ve biz tasvirlediklerimizle zihnimizde çürümüştük.

Karan'ın camideki yalvarışını,duasını anımsadım sürekli.Onun nasılda çırpınıp bir çıkış yolu bulamadığını gördüm.İlk öğrendiği an bebekten nasıl vazgeçip 'Aldır' demesini düşündüm ve bugün tüm duası bizeyken en çok beni kaybetmekten korktuğunu anladım.Buna dayanamadım.Beni ne denli seviyor olduğunu ve dahi kendisinden bile vazgeçip bizim için kurban olmayı dilediğini duydum.

Ona her bakışım da içim titriyor,her 'Hevi' deyişinde yeniden can buluyordum.Gönül kafesimdeki kalp yerini yeniden bu adamla bulurken ben bu sefer onun gönül kafesini acıya boğuyordum.Beyaz gül senin kanınla kırmızıya bulanmasın yüreğim...

Kapının açılmasıyla buğulu bakışlarımı ondan çekip yere hizalandırdım ardından Gewre abla ve yanında iki kadın daha karşımızda gülümseyerek bizi içeriye buyur etti.Karşılaşma sıcak ve güven veren bir halde gerçekleşip,erkeklerde tokalaşınca,hep birlikte oturulup konuşmaya başlandı.

Evin gelini olan kadın habire mutfağa gidip geliyor ve yengesine yardımda bulunan diğer genç kadın da sürekli ayakta beklemede ve benimle iletişim halinde olma çabasında oradan oraya gidip geliyordu.Gewrê ablanın eşi ve büyük oğlu Karan'la iletişime geçmişti.Küçük olan oğlu ise denilenleri dinleyip büyük bir olgunlukla başını sallamakla yetindi.Gewrê ablanın tüm ilgi odağı ben olmuş ve birçok kez Allah'ın Karan'dan razı olmasını veyahut bizi birbirimize bağışlamayı dua ederek,ağzına alan kadına 'Amin' diye karşılık verip aynı duaları bende onlara karşı dile alıyordum.

Bol muhabbetli geçen konuşma yemeğe geçilmeden önce kapının çalınmasıyla bölündü.Benim yaşlarımda bulunan genç kız kapıyı açacağını söylerek odadan ayrıldı.Herkes kimin geldiğini merak ettiğinden konuşmayı sessizliğe tabî tuttular.İçeriye giren elinde üzeri örtülü tepsiyle genç bir kız incecik giydiği elbiseyle dışarının soğukluğundan etkilenip,titreyerek karşımızda durdu.

"Hayr getirdin Arîn,buyur keçamin."

"Sağolasın jinmam(amcamın eşi/yenge).Dayemin güveç ve ağamın sevdiği patatesli börekten gönderdi."

"Allah razı olsun keçamin.Mutfağa bırak Şeyda sofraya koysun."

"Tamam jinmam."

Hareketleri yavaş ve yüzündeki durgunlukla biraz kaygılıydı.Şeyda ablayal mutfağa giren Arin'in ardından Gewrê ablanın kızı Gulşin'de ayaklanmıştı.

"Arîn,Gulşin'in amca kızıdır.Bizim ailemizin ayrı minnet borcu vardır ağama."

Gewrê abla konuşunca ona dönüp,dediklerini Karan'ı çemberime hapsederek dinledim.Son cümlesiyle de daha başka neyi yapılabileceğini bir yanda da düşündüm lakin daha yorumlamadan Gewrê abla tekrar konuştu.

"Arîn'in kardeşi ölümcül bir hastalığa yakalanmıştı.Başta baba yok,çocuklar küçük.Bizim elimizden de bir şey gelmez.Aha kocam burada tüm ömrünü bu hastalığa adadı da ne iyi bir doktor ne de iyi bir tedavi denk geldi.Karan Ağamın eli kolu uzundu da çocuğu tedavi ettirdi birkaç yıl önce.Kemikleri mi ne eriyormuş,masrafı da baya vardı.Arîn'in babası kamyon şoförüydü,talihsiz bir olay yaşadık ondan beridir evin büyüğü Arîn toplamaya başladı ailesini.En küçük kardeşi Osman hastalığa yakalanmıştı.Kendisinden küçük dört kişi vardı,kime yetişilsin.Zavvalı anasının,Arîn'in yardımına ağam koştu çok şükür."

GÜL İLE BÜLBÜL |Bir Doğu Masalı| -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin