imagine dragons - bad liar
Hayat, bazı zamanlar o kadar karmaşık ve işin içinden çıkılmaz bir hal alıyordu ki insan ne yapacağını bilemiyordu. Ne söylenir, nasıl davranılır bilinmezdi. Öylece kalakalır, bir çıkış yolu aranırdı.
Bu hissi ilk kez babamı kaybettiğim gün tatmıştım. Babamın ölüm haberini aldığım ilk an ağlayamamıştım bile. Annem kendini paralarken onu izler bir vaziyette bulmuştum kendimi. Ne söyleyeceğimi bilememiştim. Kendimi unutmuştum o şokla. Sadece bundan sonrasında ne olacağını düşünmüştüm. Babam olmadan, varlığını hissetmeden hayatımız nasıl sürecekti diye düşünmüştüm.
Babamsız bir hayat hiç hayal etmemiştim her çocuk gibi. Ve bir anda onu kaybetmek donup kalmama sebep vermişti. Onun gidişine inanamamıştım o an. Ama annemin çığlıkları kulağımı her tırmalayışında biraz daha gerçeğe yaklaşmamı sağlamıştı. Ondan sonra kendimi kaybetmiştim işte. Gerçeğe her yaklaştığımda biraz daha ağırlık çökmüştü yüreğime.
İlk kez çaresiz hissetmiştim. O an ki çaresizliğimi tarif etmemi isteseler, galiba annemin hüzünlü bakışlarını anlatırdım. Çünkü babamın gidişinin yanı sıra annemin o halleri de beni içten içe öldürmüştü. Ama işte hayattı bu, üzülmeye devam etsek bile sonradan alışmıştık bu duruma. Bu acıyla yaşamayı öğrenmiştik kısmen.
İkinci çaresizliğimi Taehyung'u elinde bıçakla gördüğüm andı. Fakat bu çaresizliği asla tanımlayamazdım. Bu çaresizlik diğerinden daha farklıydı çünkü. Babam, kendi elinde olmadan bu hayattan göçüp gitmişti. Ama Taehyung tamamen kendi isteğiyle canına kıymaya çalışmıştı. Tüm bunlar gözümün önünde gerçekleşirken onu kurtarabilecek tek kişi bendim. Ya beceriksizlik yapıp gözlerimin önünde kendine zarar verişini izleyecektim, ya da onu çekip kollarımın arasına alacaktım.
Fakat iş onu tam o anda kurtarmakta da bitmiyordu. Bunu yapmayı kafaya koyduğunu açık açık söyleyen sevdiğim yüzünden çaresizliğim artmıştı işte. Şimdi dinlediklerimin ardından ise bana neyin sözünü verirse versin güvenmemeyi tercih etmiştim.
Bu öyle basit bir durum değildi. İçinde bastırdığı ama aniden ortaya çıkan bir travması vardı. Ve o da kendini her çaresiz hissettiğinde ölmek istiyordu. Şimdi de gözlerimin içerisine aynı çaresizlikle bakıyor olması dilimin dolanmasına sebebiyet vermişti. Ne söyleyeceğimi bilemiyordum bile. Yaşadıkları ağırdı, ne denirdi ki bunun üzerine?
Yanındayım Taehyung, geçecek Taehyung, atlatacaksın Taehyung...
Evet, yanındaydım. Yine evet, belki bu psikolojiyi atlatacaktı. Ama asla geçmeyecekti. Ömrünün sonuna kadar bu acıyla yaşayacaktı. Ne yaparsak yapalım, annesinin ölümünü, gittiği evde yediği dayakları asla unutmayacaktı. Zaten bedeninden asla silinmeyecek yara izleri vardı. O izlerden birisi de kalbindeydi.
Ona sadece bundan sonra ki yaşamında mutlu olabileceğinin garantisini verebilirdim. Böyle olayları yaşamasını istemezdim ama ona ancak böyle yardım edebilirdim.
"Seni seviyorum." Diye mırıldanmıştım, gözleri dolu dolu beni izleyen Taehyung'a karşılık. "Seni öyle seviyorum ki Taehyung inan bana."
Duraksadığımda gözlerini benden kaçırıp yere çevirmişti aniden. Hala ayakta duruyordu, ellerini yumruk yapmış bir vaziyette söyleyeceğim cümleleri bekliyordu.
"Anlattıklarının ardından senden vazgeçeceğimi düşünmen saçmalık. Başkalarının günahını sen çekmek zorunda değilsin. Sen sevmelere layıksın Taehyung. Layık olduğun sevgiyi vermek için hazırda bekleyen birine bunu soramazsın." Bedenimi zorlukla yataktan ayırıp ayağa kalktığımda titreyen bacaklarımla ona ilerlemiştim küçük adımlarla. Ciddiyim, az önce duyduklarım elimin ayağımın boşalmasına neden olmuştu. Ne acı vericiydi yaşadıkları, ne kötüydü. Dinlemek bile boğazımın düğümlenmesine neden olmuştu. "Ben, böyle şeyler yaşamanı istemezdim Taehyung. Belki seni derinden anlayamıyorum ama elimden geldiğince anlamaya çalışıyorum." Dediğimde boğazından bir hıçkırık firar etmişti. O an ağlamamak için alt dudağımı dişlerimin arasına almış, elimi biraz ilerimde duran Taehyung'un ensesine atıp başını boynuma gömmüştüm narince. "Senin için ne olursa yapmaya hazırım. Bu yüzden senden tek bir söz istiyorum. Asla kendine zarar vermeyeceksin tamam mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
little star あ vmin
Fanfictionküçük yıldız bu gece, tüm gece boyunca sana göz kulak olacağım. 301219