⋆15

2K 268 161
                                    

imagine dragons - love

Evdeydim. Çoktan yemeğimi yemiş, üzerimi değiştirmiş, salona geçmiştim. Uzun zamandır eve uğramayan Jong Suk'ta bizimle beraberdi ne yazık ki. Ve bana attığı o bakışları beni sinirlendiriyordu. Biraz daha devam ederse muhtemelen onu gebertecektim.

"Anlat." Annem konuştuğu zaman zorlukla bakışlarımı bana dik dik bakan Jong Suk'un üzerinden çekmiştim. Gerçi annemi gördükten sonra Jong Suk'a bakmaya devam etmeyi istemiştim lâkin çok geçti artık. Çünkü annem çatmış olduğu kaşlarınîn ardından şüphe dolu bakışlarını üzerimde gezdiriyordu.

"Ne anlatmamı istiyorsun anne?" Salak ayağına yatarak bu soruyu sorduğum sırada annem oflamıştı. Tamam, evde sürekli telefonumla meşguldüm. Ayrıca gün içerisinde bir kaç kez Taehyung'la sesli görüşmeler de yapıyordum. Annemin de gözünden kaçmıyordu elbet bu durum.

"Normalde senden bu tarz konularda şüphe duymamam lazım çünkü kimseyle konuşmuyorsun." Annem şüphe konusunda içinden defalarca yanılgıya düşmemek için dua etmişti, buna emindim. "Ama hafta sonu dışarı çıkman, sürekli telefonunla meşgul olman ve yüzünde gülücüklerin eksik olmaması beni şüpheye düşürüyor. Ne olur bana şüphelenmekte haklı olduğumu söyle."

"Şüphelenmekte haklısın anne." Ben de aynı onun istediğini söylemiştim. Yine de bana daha fazla öfkelenmişti. Tanrım, ne desem sinirleniyordu. Anlamamış mıydı acaba beni?

"Dalga geçme benimle." Evet, beni anlamamıştı. Onunla dalga geçtiğimi düşünüyordu. Fakat yanılıyordu, ben doğruları söylüyordum. "Görüyorsun değil mi Jong Suk, bir de benimle dalga geçiyor."

Jong Suk annemi desteklemek niyetiyle bana kınayan bakışlar atmaya başlamıştı. Onun da benden pek ümitli olduğu söylenemezdi.

"Anne." Dedim varlığımı belli ederek. Annemin de bakışları bana kaymıştı yeniden. "Ben ciddiyim, görüştüğüm birisi var."

"Nasıl yani?" Oturduğu yerden heyecanla ayaklandığında gözbebekleri büyümüştü resmen. Onu bu duruma inandırdığım an çığlığı basacağının sinyallerini de almıştım. Ama umarım yapmazdı böyle bir şey. Tüm binanın ayağa kalkmasını istemiyordum. "Sen görüştüğüm biri mi var dedin?"

"Evet anne." Olası bir çığlık için kendimi hazırlamıştım. Bağıracak olursa direkt ayaklanıp annemi susturmaya çalışacaktım. Ama o beklediğimi yapmamış, şok olmuş bir ifadeyle beni izlemişti.

"İnanamıyorum şu an." Bolca şaşkınlığa bulanmış cümlesinin hemen ardından az önce kalktığı koltuğa kendisini bırakıvermişti.

"Ben şok oldum." Konuşan Jong Suk'a bakmamıştım bile. Adam benim ilişkimle kafayı bozmuştu. Onu anlayamıyordum.

"Kim bu çocuk? Nerede ve nasıl tanıştın? Kaç yaşında?" Annem art arda sorduğu sorularından dolayı nefes almayı bile ertelemiş gibi gözüküyordu. Anlaşılan durup durup bana Taehyung'u anlattıracaktı. "Tüm detayları istiyorum, çabuk."

"Hani sürekli randevuya çıktığım restoran var ya, seni de götürmüştüm." Başını aşağı yukarı sallayarak beni onaylamıştı. Taehyung'u anlatmanın en kolay yolu buydu, birazdan Taehyung'u tasvir ettiğimde vereceği tepkiyi merak etmiştim. "Orada bir çalışanı beğenmiştin, hatta iltifat falan etmi-"

"Aman Tanrım!" Bir anda bağırdığında yüzümü buruşturmuştum. Hazırlıksız yakalanmıştım bu duruma. Ve tek hazırlıksız yakalanan ben değildim. Jong Suk'ta çıkan gürültüden sonra yüzünü buruşturmuş, şaşkınca anneme bakmıştı. "O yakışıklı çocukla mı? İnanamıyorum, şu güzel gülüşlü çocukla ha? Beni kandırmıyorsun değil mi anneciğim? Bak düşüp bayılırım şuraya."

little star あ vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin