little star あ vmin

⋆29

ed sheeran - photograph

Çoğunuzun yorumlarına cevap veremedim, hata verip durdu kusura bakmayın. Veeee keyifli okumalar ♡

Akşam yemeğinden sonra annemin genel olarak düğün organizasyonu hakkında konuşmasını dinleyip durmuştuk. Bir süreden sonra konu beni sıktığı için film izleme teklifinde bulunmuştum. Açıkçası buna en çok Taehyung sevinmişti. Bu yüzden ben de mutluydum.

Şimdi de film izlerken yiyebilmek için mısır patlatmaya, mutfağa gitmiştim. Sevgilim de bana yardım etmek için peşime takılmıştı. Birimizden birine yardım edemeyince içi içini yiyordu resmen. Her şeye öncülük etme derdindeydi.

"Sadece mısır patlatacağım Taehyung, gelmene gerek yoktu." Ağzımın içinde söylensem bile omuz silkerek gülümsemişti. Ardından "Boş boş oturmak istemiyorum." Demişti bana karşı. Zaten boş boş oturmuyordu ki, bundan sonra da oturacak gibi durmuyordu. Bu çocukla ne yapacaktım hiç bilmiyordum.

Mısır paketini elime aldığımda merakla bana bakan ona dönmüştüm. Mutfakta ona bağırmamın üzerine pek ayrıntılı konuşamamıştık. Belki de bana çok kırılmıştı ama huzur bozmak istemediğinden affetmiş gibi yapmıştı, bilemiyordum. Sadece suçlu hissediyordum ve genel olarak sessiz olan Taehyung'da bana hiç yardımcı olmuyordu. "Bana kızgın mısın?"

Bir anda böyle bir soru yönelttiğimden olsa gerek anlam veremeyerek o güzel kaşlarını çatmıştı. Ardından demek istediğimi anlamıştı. "Değilim."

"Doğruyu söyle."

"Gerçekten değilim." Mırıldanmıştı sakince. "Ama atlatacağız bunu değil mi?"

Derin bir iç çekip mısır paketini mutfak tezgahının üzerine koyarak elimi ona uzatmıştım. O da uzatmış olduğum elimi tuttuğunda birkaç adım atmıştı bana doğru. "Atlatacağız." Diğer elimi de beline sardığım sırada parmaklarıma sarılı parmaklarını okşamıştım. "Sadece bana biraz zaman ver olur mu? Bu yüzden bir süre elinde bıçak görmek istemiyorum. Kendimi tutamıyorum o an, sen de gördün."

Beni onaylar onaylamaz bana doğru iyice yaklaşıp sokulduğunda başımı boyun girintisine sokmuştum usulca. Dudaklarımı gezdirmiştim önce, kokusunu en derimlerime çekmiştim sonra. "Jimin." Dediğinde yine de uzaklaşmamıştım bulunduğum noktadan. Kokusundan uzaklaşasım gelmemişti. "Bugün için teşekkür etmek istiyorum sana."

Ona bir şey söylemek yerine yeniden dudaklarımı boynunda gezdirdiğimde huylanmış gibi yaparak beni hafifçe iterek kendinden uzaklaştırmıştı. "Beni dinliyor musun?" Diye sormuştu sahte bir sinirle.

"Ben bunları konuşmak istemiyorum ki." Mızmızlanmıştım. Ne güzel kokusuyla mayışmıştım az önce. Beni uykumdan uyandırmış gibi huzursuz hissetmiştim. Saatlerce aynı konumda durabilirdim oysa ki. "Ne konuşmak istiyorsun peki?"

"Sadece kokunu içime çekmek istiyorum o kadar." Demiştim ben de. Sonra uzanıp alt dudağını dudaklarımın arasına almıştım. Bir süre dudaklarımla çekiştirerek öptükten sonra kendimi ondan çekmiştim. "Neyse uyumaya gittiğimizde yaparım bunu."

Gülümseyip başını belli belirsiz iki yana salladıktan sonra benim yarım bırakmış olduğum işe kendisi atılmıştı. Ben de o mısırları patlatırken içecek falan çıkarmıştım. Ardından bardaklara koymuş, onları da tepsiye yerleştirerek henüz patlayan mısırları bir kaba boşaltan Taehyung'u izlemiştim. "Aslında." Diye fısıldamıştım onu izlerken aklıma gelen düşünce sayesinde. "Evlensek çok güzel olurmuş."

"Bu konuşmadan rahatsız oluyorsun sanmıştım."

"Yıllardır annemden aynı konuyu dinlemek beni sıkıyor sadece." Mısır dolu kabı eline almadan önce başka bir tane daha çıkararak patlatmış olduğu mısırları ikiye bölmeyi tercih etmişti. "Ama seni izlerken fark ediyorum ki, benim eşim olsan ve hayatlarımızı birleştirsek harika olurdu."