⋆17

1.9K 265 175
                                    

imagine dragons - drive

Kötü hissediyordum. Bir şey olduğundan değildi bu his. Hani olurdu ya, ortada bir şey yokken göğüsüne bir ağrı otururdu. Sanki kötü bir şey olacakmış gibi garip hissederdik, işte bugün tam olarak böyle hissediyordum. Aslında Taehyung'la da konuşmuştum, her şey yolundaydı. Bana ters tepkiler verdiği o perşembe günü diğer günlere sarkmamıştı. Her zaman nasılsa bu birkaç gündür de benimle öyle konuşmuştu.

Peki neydi benim bu huzursuzluğum?

"Dalgınsın." Annem televizyonun sesini kısarak bana ithafen konuştuğunda iç çekmiştim. "Damadımla kavga mı ettiniz? Çocuğu üzmediğini söyle bana."

"Etmedik anne." Bakışlarımı elinde meyve tabağı bulunan anneme çevirdiğim sırada tereddütle alt dudağımı dişlemiştim. Belki de o gün olanlar yüzünden içim daralıyordu. Taehyung'un bana yalan söylediğini bilmek canımı sıkıyordu. "Garip hissediyorum sadece."

"Ne oldu?" Diye sormuştu annem. Neden böyle hissettiğimi değil de, ne olduğunu merak etmişti. Belki de cidden fazla kurcalıyordu kafamı, annem de anlamıştı yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğunu. "Anne." Ben anlatmak istiyordum. Bu yüzden koltukta yan dönerek yönümü anneme doğru çevirmiştim. Bu yaşıma kadar beni dinleyen, yol gösteren tek kişiydi annem. Belki de Taehyung'u anlamayan sadece bendim. Anneme anlattığım an en azından birkaç yorumu olacağına emindim. "Sana bir şey söyleyeceğim."

Annem derin bir nefes alıp televizyonu tamamen kapatmış, meyve tabağını da koltuğa dikkatle koymuştu. Sonrasında anlatmamı istercesine başını salladığında "Taehyung hakkında." Diye mırıldanmıştım.

"Dinliyorum."

"Bir derdi var, belki de birden fazla bilmiyorum." Yeniden daraldığımda elimle alnımı sıvazlayarak önüme gelen saçları geriye itmiştim. "Birilerinden dayak yiyor ama hiç karşılık vermiyor. Diyorum, yöneliminden kaynaklı zorbalığa mı uğruyor acaba ama kendisini savunabilen birisi. Bir de kaç yaşında insanlar, bu yüzden saçma geliyor bu düşüncem. Yine de ne zaman sorsam üniversiteden birileriyle takıştığını söylüyor. Perşembe günü şirkete yanıma geldiği zaman yeniden sordum, sinirlendi. Gitmek istedi. Ayrıca-" Sonrasında susmuştum. Bu kısmı anlatmalı mıydım bilmiyordum ama cümlenin başını bir kere getirmiştim artık. Çünkü annemin bakışları meraklı bir hâl almıştı çoktan. Zaten "Ayrıca?" Diye sorarak devam etmemi istediğini açıkça belirtmişti.

"Altı ay kadar önce intihara kalkışmış." Dediğim an annem şaşırmıştı. Öncelikle gözlerini benden kaçırsa bile, sonradan kendisini toparlayarak yeniden gözlerimizi birleştirmişti. "İki bileğinde de derin kesikler var. Söylediğine göre bir takım önemsiz olayları kafasında çok büyütmüş ve böyle bir girişimde bulunmuş. Onu kurtaran kişi de arkadaşıymış."

Sustuğum an annem düşüncelere dalmıştı. Bu vesileyle bir süre sessiz kalmıştık ikimizde. Bulunduğumuz salonda çıt sesi dahi çıkmıyordu. Annemin ne düşündüğünü merak ediyordum. Tek bildiğim şey annemin üzülmüş olduğuydu. Omuzlarını düşürmesi, bakışlarının hüzünlü bir hâl alması Taehyung'un intihar girişimine üzüldüğünü açıkça belli ediyordu.

"Anne ben ne yapacağımı bilmiyorum." Bu sessizliği bozan ilk kişi ben olmuştum. Çaresiz hissediyordum biraz. Çünkü korkuyordum, ona bir şey olacak diye korkuyordum. Kendisine zarar verecek en büyük etken yine kendisiydi. Bir gün yeniden intihar edebilecek olacağı düşüncesi beni endişelendiriyordu. "En son sorduğum zaman gözünde sorgulayıcı ve biraz da meraklı bir insan olarak gözüktüm. Ama anne ben sadece endişeliyim, bilmek istiyorum. Yardım etmek istiyorum ona, yeniden kendisine bir şey yapma eğilimindeyse onu bu fikrinden caydırmak istiyorum. Taehyung yine de anlatmıyor. O gün benimle biraz tartıştı."

little star あ vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin