⋆19

2K 256 244
                                    

standing egg - starry night

Uzun zamandır Taehyung'un iki dudağının arasından çıkacak seni seviyorum cümlesini sabırla beklemiştim. Belki söyler diye umut edip durmuştum ve sabrettiğimin karşılığını Taehyung bana hiç beklemediğim bir anda vererek beni şaşırmıştı.

Kolları omuzlarıma dolanmış, başı boynuma gömülü, dudakları bulunduğu yere sürterken seni seviyorum cümlesini dile getirmiş, beni mutluluktan havalara uçurmuştu. Söylediği zaman güzel hissedeceğimi biliyordum, ama bu denli heyecanlanacağımı veya mutlu olacağımı kestirememiştim. Taehyung'un üzerimde bıraktığı etki tahmin edemeyeceğim bir büyüklükteydi.

İlk başta ne yapacağımı bilemediğimden dolayı öylece kalakalmıştım lâkin sonrasında elimde öylece tuttuğum saç kurutma makinesini bir kenara bırakarak kollarımı narince bedenine sarmıştım. İçimden doyasıya sarılmak geliyordu, yine de vücudunda bulunan yaralardan dolayı belli belirsiz sarılmak zorunda kalmıştım. Canını yakmayı kesinlikle istemiyordum.

"Beni mutlu ediyorsun." Diye mırıldanmıştı bu sefer de. Hala daha başı boyun girintimde yer edindiği için o güzel dudakları boynuma sürtüyordu. Asıl kendisi beni delicesine mutlu ediyordu, farkında mıydı acaba bunun? Elimle sakince tüm sırtını turlamış, ardından hiç istemesem bile ondan uzaklaşmıştım. Çünkü artık ıslak saçlarını kurutmam lazımdı. Üstelik henüz yemek bile yememiştik.

Yine de öncesinde yanaklarına birer öpücük kondurmuş, yüzüme henüz yerleşen gülümsemeyle birlikte onun o yumuşak saçlarını kurutmaya başlamıştım. Parmaklarım her saç tellerinin arasında gezindiğinde mest oluyordum sadece. Sürekli benimle kalsa ne güzel olurdu diye düşünmeye itmişti beni şu an yaşadığım an.

Güzel düşüncelerim ve hayallerim eşliğinde saçlarını kurutma işlemini bitirdiğim sırada aklıma gelen konuyu gündeme getirmeyi tercih etmiştim. "Duş almanı sırf rahatlamanı umduğum için istedim." Onun rahatsız ve çekingen olmasını istemiyordum. Zaten bu cümlemin altında yatan bir diğer cümle de yatağı kirletip kirletmemenin hiçbir önemi yok cümlesiydi. Aniden böyle bir konuya geçiş yapmış olsam bile Taehyung ne demek istediğimi anlayarak hafifçe gülümsemişti.

Eh, her şeyi hallettiğimize göre geriye bir tek yemek yemek kalıyordu. Çünkü beni büyülercesine etkisi altına alan bu çocuğun biraz daha uyanık kalmaya hali falan kalmamıştı. Ben de bu yüzden acele ederek her ne kadar odada yemek yemek ayıp olacağı için itiraz etse bile ona kulaklarımı tıkamış, odamda rahatça yemek yemesine izin vermiştim. En sonunda dişlerini fırçalama bahanesiyle annemden özür dilemeye kalkmıştı ama ortalıklarda görünmeyen annem yüzünden de bunu yapamayarak, dişlerini fırçalayarak odaya geri dönmüştü.

"Uyu biraz." Demiştim onun yatağa yerleşmesine yardımcı olurken. Fakat biraz sonra kalkıp gidecekmiş gibi davrandığı için gergindim. Gitsin istemiyordum, onu uyurken izleme fırsatını elime geçirmiştim hem. Üstelik ona tam olarak kimin zarar verdiğini bilmediğim için yanımda durması gerektiğini düşünüyordum.

"Hyung." Tam tahmin ettiğim gibi Taehyung itiraz etmek için konumunu almıştı bile. "Ben daha fazla rahatsızlık vermek istemiyorum, eve gitsem iyi olacak."

Derin bir iç çekmiştim dudaklarımı aralamadan önce. Bakışlarım kuruttuğumuz için kabaran saçlarının altından mahçup bir ifadeyle beni izleyen Taehyung'un suratını turlayıp duruyordu. "Evine gitmek istiyor musun gerçekten?" Diye sormuştum en nihayetinde. Tepkileri şu an için önemliydi. Ve o gözlerini benden kaçırarak aslında bir tereddütlük belirtisi olduğunu bana kanıtlamıştı. Her ne kadar ailesinin ona şiddet uyguladığından emin olsam bile bir yanım öyle bir şey olamayacağını söylüyordu.

little star あ vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin