lauv - never not
Bütün bir haftayı geride bırakmış, Taehyung'un durgun hallerine bir türlü alışamamıştım. Son birkaç gündür de aşırı agresif davranıyor oluşu beni de geriyordu.
Sınavına girmişti. O gün sınav çıkışı birkaç arkadaşının ısrarıyla arkadaşlarıyla takılmıştı. Sınavının güzel geçtiğini söylemişti. Ayrıca dava işi de tam istediği gibi olmayacaktı çünkü teklifimizi kabul etmişlerdi. Onlara parayı yatırabilmeleri için Taehyung'a bir banka hesabı açtırarak hesap numarası dahi vermiştik.
Kısacası hayatımız yolunda gidiyordu. Ama Taehyung bir türlü mutlu olmuyordu. En son ne zaman güldüğünü bile hatırlamıyordum. Annemin yanındayken normaldik. Zaten fazla konuşmuyordu. Ama iş baş başa kaldığımız sıraya gelince ufak tefek konulardan tartışıp duruyorduk.
Yakınlık göstermeme dahi izin vermiyordu. Bazen ruh halini unutup ben de sinirleniyor ve karşılık veriyordum. Ama sonra hemen sakinleşiyor, pişman olduğumu belli etmek istercesine ona yanaşıyordum. Lâkin bana izin vermiyordu. Dile getirmiyordu, benden uzak dur tarzı cümleler kurmuyordu. Ona yaklaştığım zaman uzaklaşarak veya yatakta ona sarıldığımda bana sarılmak yerine arkasını dönerek belli ediyordu bunu.
"Derdin ne tam olarak anlayamıyorum bile." Evet, bugün yaptığımız tartışma da tam olarak benden uzaklaşmasına dayanıyordu. Çünkü aptal ben bunu bir süre rafa kaldırmak yerine dillendirmiştim. Halbuki doktor üzerine gitmememizi söylemişti. Bu noktada hatalı bendim, akıllanmıyordum. "Bir şey mi yaptım ben?"
"Yalnız kalmak istiyorum." Demişti Taehyung'da. Yatakta oturuyor, elinde tuttuğu kitaba boş gözlerle bakıp duruyordu. "Konuşasım yok, gülesim yok... Halim yok Jimin. Tartışmak istemiyorum."
"Tartışmıyorum!" Diklenmiştim. Söylediğim kelimenin zıttını yapıyordum, biliyordum. O an öyle çıkıvermişti ağzımdan.
"Şu an yapmaya çalıştığın şey tam olarak tartışmak Jimin." Bugün benim aksime oldukça sakin konuşuyordu. Elindeki kitabın kapağını kapatıp sakince komodinin üzerine koyduktan sonra ayakta dikilen bana çevirmişti bakışlarını. Nihayet! "Uyuyacağım. Işığı söndürür müsün işin yoksa?"
"Konuşacağız Taehyung."
"Sana konuşmak istemediğimi söyledim!" Bir an da sakin tavrından sıyrılmıştı. "Uyumak istiyorum. Bunun neresini anlayamıyorsun tam olarak?"
"Benimle düzgün konuş Taehyung!" Karşısında bir aptal varmışçasına konuşmuş olmasına deli olmuştum. Cümleleri çok batmasa da bakışlarında yatan anlamları anlayabiliyordum. Bana aptal muamelesi yapıyor oluşu gittikçe öfkelenmeme sebep oluyordu. "Karşında salak yok senin!"
"Öyle bir şey söyleme-"
"Bakışların öyle söylüyor ama."
"Konuyu çarpıtıyorsun sadece." Bana karşı yeniden sesini yükselttiğinde derin bir nefes almaya çalışmıştım. "Ya da her neyse! Nasıl anlamak istiyorsan öyle anla."
Şok olmuş bir ifadeyle ona bakmıştım fakat umurundaymış gibi durmuyordu maalesef. "Sabrımı sınama Taehyung!"
Bir anda gülmüştü. Birkaç günün ardından gülümseyişini görmüştüm ama bu da dalga dolu bir gülümsemeydi işte. "Sabrını sınamayayım..." Demişti kendi kendine. "Tamam, sınamam. Şimdi uyuyabilir miyim?"
"Ben daha da bir şey demek istemiyorum. Ne yapıyorsan yap!"
"İyi."
Daha sonra da yatağa uzanıp gözlerini kapatmıştı. Beni gram umursamıyordu şu anda. Sadece ne yapmak isterse onu yapıyordu. Ben de o öyle yapınca gidip ışığı söndürmüş, ardından onun yanına ilerleyip arkamı dönerek yatağa yatmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
little star あ vmin
Fanfictionküçük yıldız bu gece, tüm gece boyunca sana göz kulak olacağım. 301219