If You're Pretending From the Start

600 31 39
                                    

1 Kasım

Asla sonu gelmeyen kamera flaşlarının ve hayran çığlıklarının arasında, Harry'nin başı çok kötü ağrıyordu, öyle ki artık bayılacağını düşünmeye başlamıştı. Baş ağrısı, başta hafif bir ağrıdan başka bir şey değildi, ama gecenin son şarkısında sadece çekiçlerin kafatasının içine vurması olarak tanımlanabilecek bir şeye ilerlemişti. 

İkinci limuzinde, kafasına kucağına gömdü ve küçük bir inilti çıkardı.

Araba bir anlığına gerçekten çok sessizdi, Harry bunun için minnettardı. Ne kadar iğrenç hissettiğindense nefesine odaklanmaya çalıştı. Motor çalıştı, ve titreşim başına yeni bir acı dalgası gönderdi. İnleyerek oturdu, artık tüm çocukların gözleri üzerindeydi. 

"Harry, iyi misin?" diye sordu Liam, kaşlarını endişeyle kaldırmış bakıyordu, "Cidden, tüm gece kendin gibi davranmadın."

Zayn alayla, "Tüm gece? Daha çok tüm hafta," dedi. 

''Endişelenmeyin,'' dedi Harry, grup arkadaşlarına. ''Sadece küçük bi' baş ağrısı. Umarım artık sormayı kesersiniz.'' 

Aniden, bir çift küçük el yanaklarını kavradı ve kafasını dönmeye zorladı.

"Bana bak," diye fısıldadı Louis, mavi gözleri, Harry'nin yeşil gözlerinde derinlere baktı. Louis ne zaman Harry'nin yalan söylediğini düşünse bunu yapardı. Çünkü birinin sözlerinin ne dediğinin önemi yoktu, gözler yalan söyleyemezdi. En azından Harry'ninkiler, her neyse.

Sonunda, Louis bakışlarını Harry'nin gözlerinden ayırdı ve başını salladı, "Berbat görünüyorsun, aşkım."

Harry sahte bir öfkeyle, "Beni rahat bırak, sahnede dans etmekten saçım dağıldı," dedi. Louis'nin demek istediğinin bu olmadığını biliyordu, ama ilgiyi başka yöne çekmek için dalgaya vurmaya çalışıyordu.

"Ne demek istediğimi biliyorsun. Bir hayalet gibi soluksun," uzandı ve elini Harry'nin alnına koydu. "Tanrım Haz, gerçekten yanıyorsun."

Harry yüzünü erkek arkadaşının dokunuşlarından ve mırıltılarından geri çekti, "Sadece bir baş ağrısı. Sanırım yaşayacağım."

Louis kaşlarını çattı. "Tüm hafta boyunca bunu söyledin!"

Harry Louis'nin ses düzeyinden ürktü, hiç yardımı da olmuyordu bağırmasının.

"Üzgünüm, sana bağırmak istemedim. Ben sadece- Sikeyim Harry- Senin için endişeleniyorum."

Harry kızardı. Neredeyse her gece sahnelere çıksa da gerçek hayatta ilgi merkezi olmaya alışkın değildi. Louis'nin kendisi için endişelenmesini istemiyordu. Kimsenin kendisi için endişelenmesini istemiyordu. Bu kendini garip bir şekilde suçlu hissettiriyordu. 

Aniden, Niall Harry'nin yüzüne bakabilmek için yerinde döndü, "O haklı dostum. Senin üzerine çok düşmemizi sevmediğini biliyorum ama bir şey doğru değil."

Harry gözlerini devirdi, konuşurken sesi çatlıyordu, "Sadece çok yorgunum."

Niall sempatikçe başını salladı, "O zaman dinlen. Eve gitmek için uzun bir yolculuk olacak."

"Yastığım yok," Harry karşı çıktı, sesi zayıftı. "Rahat olmaz."

"Ah, buraya gel aptal," Louis parlak gülümsemesini ona sundu ve Harry'nin kafasını kucağına koydu. "Sonunda sana yardım edebildiğim bir şey."

Louis parmaklarını Harry'nin buklelerinden geçirdi, ve Harry dokunuşuyla yavaşça rahatladı. Harry uykuya dalmadan önce hatırladığı tek şey Louis'nin onu yumuşak şekilde öpüşü ve fısıltısıydı, "Seni çok seviyorum."

-

Harry kafası karışmış şekilde uyandı. Kafası çok karışmıştı çünkü en son erkek arkadaşının kucağında uyuyakalmıştı fakat şimdi daha önce hiç yatmadığı kadar sert ve soğuk yatakta yatıyordu. Battaniye olmaması titremesine neden oldu. Oturmak istedi, ama yapamadı. Yapmaya enerjisi yoktu. Aslında gözlerini açmaya bile enerjisi yoktu. Fakat bu baş ağrısını daha da ağırlaştıran, gözkapaklarından içeri girebilen beyaz ışıklara sinirlenmesini engellemedi. 

Neredeyim? 

Harry'nin vücudu konuşmasını reddediyordu.

"Arabadan iner inmez sokağa kusmaya başladı. Birkaç saniye sonra da bayıldı."

Ne? Harry bunlardan hiçbirini hatırlamıyordu. Bir kalemin belli belirsiz bir şekilde bir şeyler karaladığını duydu, sonrasında başka bir ses konuştu. 

"Gösterdiği başka bir semptom var mı? Herhangi bir mide ağrısı şikayeti veya-"

"Baş ağrıları. Tüm hafta. Ve ateş." Harry bu sesi her yerde tanırdı.

Lou.

"Uyandıktan sonra başka testler de yapmamız gerekiyor. Bu arada rahatlatın kendinizi. Uzun bir gece olabilir."





I Want to Write You a Song || LSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin