We Will Find a Way Through the Dark

171 20 12
                                    

5 Ocak

''Benimle konuşmanı çok isterdim. Beni tekrar içine almanı.''

''Yapamam Louis ve yapamayacağımı biliyorsun, beni rahat bırak, tamam mı!''

Louis şaşırmıştı. Daha önce hiç Harry'nin zehirli tarafını görmemişti, ve hiçbir zaman görmek istememişti de. Louis bunu kişisel olarak algılamaması gerektiğini biliyordu. Harry'nin canının acıdığını ve bunun onların hatası olmadığını da biliyordu. Ama bazen bir şeyleri bilmek hissettiklerini değiştirmiyordu ve şimdi Louis yüzüne bir tokat yemiş gibi hissediyordu. 

''Bu konuyu açtığımı unut,'' koltuktan kalktı. ''Akşam yemeğini yemeye gidiyorum bana katılmak ister misin?''

Harry başını salladı. 

Louis, ona daha fazla baskı yapmaktan daha iyisini yapabileceğin biliyordu. Daha iyisini biliyordu, ama yine de...

''Neden? Neden Harry? Bana kırgın olduğun için mi?'' Sakinliğini korumak için mücadele ediyordu. ''Bu çok aptalca olurdu biliyor musun. Özellikle hiçbir şey yapmadığımı da düşünürsek! Hiçbir şey yapmadım ama senin için buradayım, yani küçük bir bok gibi davranmayı kes!''

Harry'nin ifadesinin her tarafında acı yazıyordu. Yüzü kızarmaya başlamıştı. Bir damla göz yaşı yanağından düşüyordu.

Siktir. Siktir. Siktir. Siktir.

Louis'nin karnı düğümlendi.

Bunu demek istememiştim.

''Haz, çok üzgünüm.'' Gözyaşını silmek için uzandı ama Harry geri çekildi.

''Dokunma bana.''

Louis tekrar tokat yemiş gibi hissetti.

''Hadi ama Harry, lütfen bana kırgın kalma. Hadi gidip yemek için diğerlerine katılalım olur mu?'' Nazikçe Harry'nin eline uzandı ama Harry dokunuşundan kaçtı.

''Sana yemek yemek istemediğimi ve bana dokunmamanı söylemiştim!''

Louis onu durduramadan fırtına gibi esti ve kapıyı arkasından çarptı.

-

''Haz?''

Harry yarı uykulu halde belli belirsiz bir elin omzunu sarstığını hissetti. Yavaşça oturdu, kafası karışmıştı. 

''Liam?''

''Neden Louis'le kavga ettiniz?'' diye sordu. 

Harry cevap vermeyince başka bir soru sormayı denedi. 

''Niye artık ona açılmıyorsun, Haz? Sadece sana yardım etmek istiyor. Hepimiz istiyoruz, bunun için bize kırılmaman gerekiyor.''

Harry sertçe yutkundu. ''Kırgın değilim... Ben sadece... Onu incitmemek için açılamıyorum... nasıl hissettiğimi bildiği zaman onu inciteceğim.''

''Çok geç,'' dedi Liam, ''çünkü onu çoktan incittin. Saatlerdir ağlıyor. Yemek tabaklarını parçalamayı bitirdikten sonra olan bu.''

Harry boğazını temizledi ve cevap vermek için mücadele etti. ''Sadece çok korktum Li.''

Liam kafasını salladı ve bir anlığına durdu. Konuşmaya başladığında sesi nazikti. ''Ölmekten korkuyor musun?''

Harry onun açık sözlülüğüne şaşırdı. Garip bir şekilde bunun için minnettardı. 

''Evet, sanırım,'' küçük bir kahkaha attı, ''çok korkuyorum dürüst olmak gerekirse.''

Liam sadece kafasını salladı, şaşırmamış gözüküyordu. ''Ölmenin neyinden korkuyorsun?''

I Want to Write You a Song || LSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin