Choose Your Words Cause There's No Antidote

280 27 30
                                    

2 Kasım

4. evre glioblastoma. Kanser. Glioblastoma. Ölümcül. Bu zehirli kelimeler Harry'nin kafatasında dolaşıyor, onu kusmakla tehdit ediyordu. 

Bu kelimeler Louis'de de aynı etkiyi bırakıyordu, yalnızca şanslı değildi. Harry erkek arkadaşının karnının içindekileri muşamba üzerinde öğürmesini izlerken gözlerini kırpıştırdı. 

Doktor iç çekti ve ayağa kalktı, "Bunların kabullenilmesinin çok zor olduğunu anlıyorum, özellikle senin yaşında. Ben hademeyi bulmaya gidiyorum, ve sana haberleri sindirmen için de bir dakika vereceğim," kapıya doğru yürümeye başladı, "döndüğümde seçeneklerinizi konuşabiliriz."

Saatler önce Harry uyurken diğer çocukların evlerine gitmesi gerekmişti, ama Louis gitmeyi reddetmişti. Harry ona sahip olmayı diledi. Louis'nin yüzündeki mağlup bakış Harry'yi öldürüyordu. Bu ruh halini hafifletmek için bir şey söylemesi gerektiğini biliyordu. Herhangi bir şey. 

"İyi olacağım, Lou," Harry zayıfça gülümsedi erkek arkadaşına. "Beni iyileştirecekler."

Harry'nin sözleri amaçladığı şeyin tam tersi etkiye sahipti.

Louis'nin yüzü kızardı, ve hıçkırıklara boğuldu. 

Louis'yi böyle görmek, gözyaşlarını kendi gözlerinden düşmekle tehdit ediyordu. "Özür dilerim Louis. Özür dilerim. Neyi yanlış söyledim?"

Cevap vermeden önce, Louis Harry'nin gözlerine son kez baktı. Son kez iç çekti. Bu iç çekiş saf masumluğun bir yansımasıydı. Louis titrek bir nefes aldı ve kendisini zihinsel olarak vereceği hasara hazırladı. 

"Hayır, hayatım. Senin beyin kanserin var," son kelimede Louis'nin sesi çatlamıştı. "Seni iyileştiremeyecekler. Ama yapabilmelerini çok isterdim."

Sakin kalmak için tüm çabalarına rağmen, Louis hıçkıra hıçkıra ağlıyordu şimdi. 

Harry sıcak gözyaşlarının yanaklarından aşağıya düştüğünü hissetti. "Lou, beni korkutuyorsun," sesi bir fısıltı gibi çıkıyordu, "Neden beni iyileştiremiyorlar? Çok fazla ekipmanları var. Ve sağlık sigortam var."

Temiz bir hıçkırık dalgası Louis'yi geçti, tüm bedeni genç sevgilisinin sözleriyle titriyordu. Harry çok saf ve özeldi. Bu soğuk ve acımasız dünya için fazla nazikti, pişmanlık duymadan size hak ettiğiniz haberleri verebilecek soğuk ve sert doktorlarla dolu dünya için. Louis bunun doktorların hatası olmadığını biliyordu, fakat şu an sağlıklı düşünemiyordu. 

"Şşş..." Harry Lou'ya ulaştı, yüzünü çenesine çekti hastane yatağında uzanırken. "Her şey iyi olacak. Seni seviyorum, tamam mı?"

Louis şu noktada çok duygusaldı, gözyaşları Harry'nin önlüğüne düşüyordu. "Hiçbir şey iyi değil. Bunların hiçbiri iyi değil. Ölüyorsun."

I Want to Write You a Song || LSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin