21. BÖLÜM: KARADENİZ

29 6 0
                                    

(3 yıl sonra)

















Geçen bu 3 yılda birçok olay yaşanmıştı.

Mesela ben üniversitemi bitirmiştim, 22 yaşındaydım. Şaşırtıcı değil mi? Evet evet, ben de şaşırıyorum.

Onun dışında Asel 3 yaşına girmişti. Gerçekten, Tıpkı bana benzeyen, bıcır bıcır konuşan ve hiç susmayan bir çocuk olup çıkmıştı.

Gözde yengem coğrafya öğretmeniydi ve Bilecik'e atanmıştı fakat Asel doğduktan sonra ve Gözde yengemin doğum izni bittikten sonra tayinini Bursa'ya aldırmıştı, artık abim ile birlikte bizimle yaşıyorlardı.

3. ve 4. olaylar da, İpek ablanın ve ablamın bebeklerinin olmasıydı.

İpek ablanın bebeği olacağını zaten ablamın düğününde öğrenmiştik.

İkisininde kız çocuğu olmuştu. Vallahi Bizim sülale kız çocuklarından geçilmiyor.

İpek ablanın kızı Lena, fazla tatlıydı.

Ablamın kızı Seren ise benim gibi bıcır bıcır konuşuyordu.

Bugün de, çok özlediğim anneannemi ve dedemi görmek için memleketime yani Karadeniz'e gidecektik. Fazlasıyla heyecanlıydım.

Bunları düşünürken yavaşça Yatağımdan kalktım ve banyoya doğru yürüdüm. İşlerimi halledip Elimi yüzümü yıkadıktan sonra tekrardan odama geçip yatağımı topladım. Küçük valizimi çıkarıp eşyalarımı koydum. Hazırdım.

1 hafta kalacaktık bu yüzden bir hafta yetecek eşyalar koymuştum.

Valizimi de alıp Yavaşça aşağıya indim.

Mutfaktan konuşma sesleri geliyordu.

Mutfağa doğru yürüdüm ve yengelerime: "Günaydın" dedim.

Size söylemeyi unuttum ama geçen bu 3 yıl içerisinde Devrim abim ve Gülce yengem de evlenmişlerdi hatta Elzem ve Emre isminde ikiz çocukları olmuştu.

İkiside bana aynı şekilde karşılık verdikten sonra beraber kahvaltıyı hazırlamıştık.

Bol kahkahalı geçen bir Kahvaltıdan sonra hepimiz valizlerimizi almış ve arabanın bagajına koymuştuk.

Kalabalık olduğumuz için, dolayısıyla eşyalarımız da çok olacağı için hepimiz büyük kamyonda gidecektik.

Herkes kamyonun kasasına binince babam ön koltuğa geçti ve arabayı çalıştırdı.

Herkes sohbet etmeye başlamıştı. Ben de sohbet edenlerin arasına katıldım.

Sohbet ile geçen birkaç saatin sonunda cebimden Kulaklığımı çıkardım ve telefonuma taktım. Müziklerime girerek "Tümünü karıştır" tuşuna bastım ve ekranı kapatıp yanımda Duran yastığa başımı koydum. Gözlerimi kapattıktan sonra neler olduğunu hatırlamıyorum.

"Gece, Hadi kızım Uyan, geldik."

Annemin bana seslenmesiyle usulca gözlerimi açtım.

İlk başta nerede olduğumu idrak edemesem de, daha sonra kamyonun içinde olduğumu fark ettim. Yattığım yerden doğruldum ve telefonum ile Kulaklığımı Cebime koydum.

Kamyonun kasasından atladığım sırada babam da Valizleri indiriyordu.

Hepimiz babamın Valizleri indirmesine yardım etmiştik.

O sırada bir kapı gıcırdama sesi duymuştum.

Sonra da anneannemin: "Hoş geldunuz. Hayde vakit kaybetmeyun da geçun içeri" diyen sesini.

Hemen ona koştum ve boynuna atladım. O da bana sımsıkı sarılıp göğsüne bastırdı.

Hepimiz içeri geçer geçmez Anneannem bizi Mutfağı sürükledi ve sandalyelere oturttu. Sonra da konuşmaya başladı.

"Size kuymak yaptum. Yersunuz."

Hemen kocaman gülümsedim ve "Yemez miyiz Anneannem? Senin kuymaklarının üstüne kuymak tanımam valla" dedim.

Bana gülerek başımı okşadı.

Yemeklerimizi bitirince hepimiz bize gösterilen odalara geçip uyuduk.



















Arkadaşlar, bölümün bu kadar kısa olduğuna bakmayın Bu bir geçiş bölümüydü. Hem dün size 2 bölüm attım, Sanırım bu bölümün Telafisini erkenden yapmış oldum. Finale adım adım yaklaşıyoruz desem. Neyse ben lafı fazla uzatmak istemiyorum, en kısa zamanda yeni bölüm atmaya çalışacağım. Hepiniz Allah'a emanet olun

"AURORA" (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin