İyi okumalar.
*1 AY SONRA*
Geçen bu bir ayda birçok olay yaşanmıştı.
Abimin aşk itirafından sonra hepimiz önce büyük bir şok, ardından da büyük bir sevinç yaşamış tık.
O günden 1 hafta sonra, abim Gülce'ye hislerini açmış ve duygularına aynı şekilde karşılık bulmuştu.
Hatta o gün abim kuyumcu Kazım abiden bir yüzük alıp Gülce'ye evlenme teklifi etmiş ve olumlu cevap almıştı.
Yakında yeni yengemi istemeye gidecektik, ama, Kılıçer, Sevilen ve Aksoy ailelerinin gündeminde daha önemli bir konu vardı. Ablam Zeynep Gamze Kılıçer ve çok yakında ciddi ciddi eniştem olacak Semih Sevilen'in düğünü.
Gerçi, endişelenecek bir şey yoktu çünkü annem Sevgi Kılıçer, Bizim ikizlerin annesi Gülay Aksoy ve son olarak, Semih eniştemin annesi Zehra Sevilen bir olunca tüm hazırlıklar hemen bitiverirdi. Tabi bu hazırlıkların hemen bitirilmesinde biz genç kızların katkısı da az değildi yani.
Olaylar burada da bitmiyordu.
Mesela ben üniversiteye başlamıştım.
Üniversitede bir çocuk vardı. 2. sınıftaydı. Tavırları, aynı ona benziyordu.
Son olay da beni vuran kişinin ortaya çıkmasıydı.
Beni vuran, Semih abinin eski bir arkadaşıymış. Gerçi o Semih abiyi arkadaş olarak görmüyormuş.
Semih abinin bir sevgilisi olduğunu hatta o sevgilisiyle nişanlandığını duyunca delirmiş. Ablam yerine bana zarar vermesinin sebebi ise onun ömrü boyunca acı çekmesini istemesiymiş.
Semih abi bize bunları anlattıktan sonra o deli onların evine gelmişti, ablam da bu fırsatı değerlendirerek Allah ne verdiyse dalmıştı. Ee, biz durur muyuz, bizde dalmıştık tabi.
Yatağımda oturmuş bunları düşünürken odamın kapısı açıldı ve annemin "Hadi kızım giyin ve kahvaltıya gel olur mu" diyen sesini duydum.
Bende "Tamam anneciğim, giyinip geliyorum" dedim.
Kolum çoktan iyileştiği için hiç zorlanmadan yataktan kalkabildim.
O anda telefonumun bildirim sesini duydum, çekmecenin üzerinden alıp baktığımda bilinmeyen numaradan gelen "Günaydın" yazılı mesajı gördüm.
Söz verdiği gibi, hattını değiştirdiği günün akşamında Bana yeni Numarasından mesaj atmıştı.
Eskiden onunla fazla konuşmazdık ama artık her gün ikimiz de birer günaydın mesajı atıyorduk en azından. Ama konuşmalarımız sadece günaydın mesajlarından ibaret değildi tabii, ara sıra sohbet de ediyorduk.
Ben de vakit kaybetmeden ona "Günaydın! Nasılsın, Umarım iyisindir. Bugün Mesaj yazarsan cevap veremeyebilirim Çünkü ablamın Düğün hazırlıkları için koşturuyoruz" yazdım ve gönderdim.
Cevap vermesini beklemeden telefonumu tekrar çekmecenin üzerine koydum ve yatağımı topladıktan sonra dolabıma doğru yöneldim. Dolabımın İçinden bir tayt ve bir kapşonlu çıkararak giydim ve banyoda Elimi yüzümü yıkadıktan sonra Kahvaltıya indim.
Mutfağa geldiğimde "Herkese günaydın" dedim neşeyle.
Onlar da bana aynı neşeyle cevap verdiler.
Her zaman Suratı asık olan, hiçbir zaman gülmeyen ailelerden olmamıştık ve inşallah da olmazdık.
Bizim Aile çoğu zaman neşeli olurdu Özellikle de Tolga abimler geldiğinde Çünkü abimle ben bir olunca ortaya tam bir komedi filmi çıkıyordu. Abimle ben yaptığımız değişik şeylerle, söylediklerimizle herkesi güldürürdük.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"AURORA" (TAMAMLANDI)
General FictionGece Kılıçer! Gözlerini açtığında daha annesinin güzel yüzünü göremeden karanlığa mahkum olmuş bir kızdı o. Annesi bu yüzden adını Gece koymamış mıydı zaten? Dünyası karanlık olmasına rağmen Sürekli mutlu olmayı başaran bir kızdı gece. Diğer bir ism...