6. BÖLÜM, ŞEF ALİ KILIÇER

107 22 17
                                    

İyi okumalar dilerim.

Sabah çalan alarmım ile gözlerimi açtım.

Saate baktığımda daha 8 olmamıştı. Ben Klişe bir şekilde neden bu kadar erken bir saate alarm kurduğumu düşünürken, aklıma bugün babamın beni sahibi olduğu lokantaya götüreceği gelince hemen yataktan kalktım.

Yataktan kalkar kalkmaz hemen yatağımı topladım ve banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım.

Bugün giyeceklerimi dünden hazırladığım için hiç "ne giyeceğim" derdi yoktu.

Hiç vakit kaybetmeden Lacivert taytımı ve Sarı, üzerinde Kanarya deseni olan tişörtümü giydim. Belime kadar gelen karamel rengi saçlarımı da tepeden dağınık topuz yaptığımda hazırdım. Makyajdan nefret ettiğim için o işlere girmedim bile. Parfümümü de sıktıktan sonra çantamın içine gerekli eşyalarımı koydum ve aşağıya indim.

akşamdan ablamın hazırladığı ve ayakkabılıkta ayrı bir yere koyduğu Spor Ayakkabılarımı aldım ve onları da giydim.

"Gece'm! Hazır mısın güzelim" diyen babamın sesini duyduğumda merdivenlerin olduğu yöne bakıp gülümsedim ve "Evet babacığım. Ben hazırım. Çıkabiliriz" dedim.

Babam da ayakkabılarını giydikten sonra Evden çıktık ve babam kapıyı kapattıktan sonra ben onun koluna girdim, sonra da beraber arabaya doğru yürümeye başladık.

arabaya bindiğimizde Ben daha rahat oturabilmek için sırt çantamı sol tarafıma koydum ve sırtımı koltuğa yasladım.

çoğu insanın aksine Ben ön koltukta oturmayı sevmezdim Bu yüzden yolculuğa çıktığımız zamanlarda hep arka koltukta oturmayı tercih ederdim.

arabada geçirdiğimiz sessiz birkaç dakikadan sonra, babam bu sessizlikten hoşlanmamış olacak ki radyoyu açtı. Çıkan şarkı gülümsememi sağlarken babam ile birlikte eşlik etmeye başladık.

bir yandan Haluk Levent'in "Akdeniz Akşamları" şarkısına eşlik ederken bir yandan da üniversiteyi düşünüyordum.

Üniversite sonuçlarımız açıklanmıştı ve ben Uludağ Üniversitesi Müzik bölümünü kazanmıştım. Sonuçlar açıklanınca sevinçten havalara uçtuğumu hatırladım ve ağzımdan çıkan küçük kıkırtıma engel olamadım. Ben gecemi gündüzüme Katarak bu sınava hazırlanmıştım, ve istediğim üniversiteyi kazanarak mükafatlandırıldığımı düşünüyordum. Ve bu yüzden Rabb'ime ne kadar şükretsem azdı.

Üniversiteyi bitirdiğimde bir müzik öğretmeni olacaktım ve önüme hiçbir engel çıkmasına izin vermeyecek, çıkan engelleri de büyük bir sabırla aşacaktım.

Ben bunları düşünürken çoktan lokantaya gelmiştik bile. Kapımı açarak Arabadan indim ve kapıyı kapattıktan sonra babamı beklemeye başladım. Bir yandan da elimdeki bastonu evirip çeviriyordum.

en sonunda babam arabanın kapılarını kilitleyip yanıma geldi ve onun koluna girmemi sağladı.

Nihayet lokantayae varabilmiştik. Az yürümemize rağmen soğuktan üşüyen bedenim lokantaya girdiğimiz andan itibaren rahatlamıştı.

Babam beni her zamanki masama doğru yönlendirdi Ve ben yine buraya geldiğimde her zaman oturduğum sandalyemi çekip oturdum.

"Ay hoş geldin Gececiğim! Nasılsın? Dur Dün poğaça yapmıştım. Onu ısıtıp getireyim, bir de çay demleyeyim ben sana. Neyse şimdi geliyorum" diyen Nil Ablanın arkasından gözlerimi faltaşı gibi açarak baktım.

Nil abla 28 yaşındaydı ve 2 yıl önce bu lokantada garson olarak işe başlamıştı. Tanıştığımız günden beri bana hem arkadaş hem abla olmuş hiçbir konuda desteğini esirgememişti.

"AURORA" (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin