10. BÖLÜM: EVE DÖNÜYORUZ

81 11 10
                                    

İyi okumalar dilerim canlarım.







"Gece, seni vuran kişi..."

Ablam tam beni vuran kişinin kim olduğunu söyleyecekti ki odanın kapısı açıldı.

Naif bir ses "Gece Hanım'ın biraz dinlenmesi gerekiyor Bu yüzden lütfen onu yalnız bırakın" dedi.

Büyük ihtimalle bir hemşireydi.

Ablam "Pekala" dedikten sonra kucağımdaki tepsiyi aldı ve "Birkaç saat sonra gelirim canım" dedi.

Ben de başımı onaylar biçimde salladım ve ablam odadan çıktı.

Hemşire hanım ise "Siz birkaç saat dinlenin, daha sonra taburcu işlemlerinizi başlatacaklardır" dedi.

Ona da başımı onaylar biçimde salladım.

Hemşire odadan çıktıktan sonra yatağa uzandım ve uyumayı denedim, çok şükür ki başardım.
Normalde Sabahın ilk ışıklarına doğru uyumayı sevmezdim Ama bu sefer gerçekten Kendimi çok yorgun hissediyordum.







**







"Ne zaman uyanır hemşire hanım?"

"Birazdan uyanır merak etmeyin."

"Peki ne zaman taburcu olabilir?"

"Uyandığı zaman taburcu işlemlerini başlatabilirsiniz."

Annemin ve bana dinlenmem gerektiğini söyleyen hemşirenin seslerini duyduğumda usulca gözlerimi açtım.

Hemşire beni görmüş olacak ki "Aa, uyandı işte. Gece hanım, Kendinizi nasıl hissediyorsunuz" dedi.

Ben de "İlk uyandığım zamana göre daha iyiyim hemşire hanım" dedim.

"Peki" dedi hemşire.
"Sevgi Hanım, siz taburcu işlemlerini başlatabilirsiniz" diye de ekledi.

Annem "Peki" dedikten sonra odadan çıktı.

Annem odadan çıktıktan sonra ben hemşireye "Durumumu öğrenebilir miyim" diye sordum.

O da "Bir süre boyunca sol Kolunuzu kıpırdatamayabilirsiniz Çünkü kolunuzun hareket etmesini sağlayan damar zarar görmüş" dedi.

İçimden "Buna da şükür" diye geçirdim.
Ne olursa olsun benim İsyan etmeye hakkım yoktu.

Birkaç saniye sonra hemşire "Ben sizin giyinmenize yardım etmesi için birini çağırayım en iyisi. Siz burada biraz bekleyin lütfen" dedi.

"Peki beklerim" dedim.

O da odadan çıktı.

Birkaç dakika sonra odanın kapısı açıldı ve yengemin "Gelebilir miyim" diyen sesini duydum.

Ben "Gelebilirsin" deyince yengem içeri girdi ve yatağın yanına gelerek kıyafetleri yatağın üzerine bıraktı.

Sonra da "Tatlım şimdi biraz doğrulman gerekiyor" dedi.

'yengemin yardımıyla biraz da olsa doğruldum ve yine onun yardımıyla bir tayt ve bir tişört giydim.

Ikimizde konuşmuyorduk.
Ben en sonunda bu sessizlikten sıkılıp "Yenge, neler oldu"diye sordum.

O da Anlatmaya başladı.

Saat 20.30 gibi Babam eve geldi, biz senin nerede olduğunu sorduğumuzda yolda Zeynep ile karşılaştığınızı ve senin Zeynep ile birlikte yürüyüşe çıktığını söyledi.
Biz tam çay içecektik ki Tolga'nın telefonu çaldı.
Arayan Zeynep'miş, öyle dedi.
Sonra Zeynep abine ne dediyse telefonu kapattığı zaman yüzü bembeyaz olmuştu.
Hemen ceketini giydi ve evden çıktı. Tüm aile de onunla birlikte çıktık.
Marketin önüne geldiğimizde Sen kanlar içinde yerde yatıyordun.
Tolga hemen arabayı getirmeye gitti.
O sırada yanımızdan bir araba geçti, Levent abinin arabasıydı.
Onlar bizi görünce durdular ve Selam verdiler ama seni görünce hepsi şaşırdı.
İpek "Geceye ne oldu" dedi.
Zeynep'de "Vuruldu" dedi.
Hepimiz ağlıyorduk.
Levent abi bizi hastaneye götürebileceğini söyledi ama Zeynep Tolga'nın arabayı getireceğini söyleyince Levent abi de onayladı.
Ama İpek Onların da gelmek istediğini söyledi.
Tolga arabayı getirince hep beraber hastaneye doğru yola çıktık.
Hastanedeyken bir doktor yanımıza gelip "Üzgünüm, hastamızı kaybettik" deyince çok korkmuştuk.
Fakat birkaç dakika sonra Doktorlar seni Morga götürmek için sedyenin üzerinde dışarı çıkardıklarında Gülce senin elinin kıpırdadığını söyledi.
O an hepimizin kaybolmuş umudu geri gelmişti.
Birkaç dakikaya da tamamen uyandın zaten.
Ben az önce seni kaybettiğimizi söyleyen doktorun yanına gittim, Neden öyle dediğini sordum.
"Bir anda nefes alması durdu, birkaç dakika nefessiz kaldı" dedi.

"AURORA" (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin