Iyi okumalar dilerim.
Yatağıma uzanmıştım, boş boş tavana bakıyordum.
Babamın sesini duydum.
"Kızım, salona gel."
Ayağa kalkarak Salona gittim.
Salonun tam ortasında bir eşek vardı.
Babam konuşmaya başladı.
"Kızım, bu Eşeğe Sen bakacaksın."
Babam Gerçekten bunu söylüyor muydu? Korktuğumu bile bile bana bu eşeği mi emanet etmişti?
Küçükken lunaparka gitmiştik ve Ben oradaki oyuncak eşeğe bindiğimden beri eşeklerden korkar olmuştum nedenini bilmesem de.
Babamın son söylediği şey ile daha çok şaşırmıştım.
"Kızım bu eşeğe salam yedireceksin. Yarısı kesilmiş, diğer yarısı da burnunun ucu büyüklüğünde olacak. Ha bir de, ısıtılmış ve kızarmış... Haydi hemen pişiriyorsun."
Sabah çalan alarmım ile zor da olsa gözlerimi açtım.
Ben neden alarm kurdum ki ya.
Hah şimdi hatırladım. Hatırlamaz olaydım.
Bugün bizim evde can dostum Burçin, onun ikizi ve benim diğer bir candostum olan Gülçin ve ben birlikte iftar için kek yapacaktık.
Neden alarmı kuruyorsun ki sorusunu şu şekilde cevaplayayım.
Normalde ben yataktan kalkmaktan hiç hoşlanmam. Yani beni kazıyarak kaldırırlar yataktan. Rahatça kalkabilmek için de (ki bu hala mümkün olmuyor) alarm kurdum.
Bu kek yapma fikri, tabii ki de Burçin Aksoy'a aitti. Bana ve Gülçin'e kalsa tüm gün uyurdukta...
"Gece!"
Ablamın bağırışına aynı şekilde karşılık verdim.
"Efendim abla!"
Ablam bana "yatak'tan çık" sinyalini veren o sözleri söyyledi.
" Gülay teyzem aradı. 1 saate geliyorlarmış."
Biricik yorganımdan ayrılırken ablama cevap verdim.
"Tamam ben hemen hazırlanıp aşağıya iniyorum."
"Tamam."
Biz dört kardeştik.
Abilerim Tolga ve Devrim, ablam Zeynep ve son olarak da ben, Gece...
Bu arada... Ben, Gece Işıl Kılıçer... Işıl ismimi abim Tolga dışında pek kullanan yoktur ama, Neyse. 19 yaşında, Gencecik yaşta hala olmaya aday, doğuştan görme engelli, sıradan bir kızım işte.
Gerçi... Görme engelli olmam pek sıradan kabul edilmiyor ama.
Yatağımı topladığım sırada görmüş olduğum rüyayı düşünüyordum.
____
Şu an, kahvaltımı yapmış, salonda oturarak kızların gelmesini bekliyorum.
Ah sonunda Kapı çaldı.
Gelen kişi Gülay teyzeydi. Yanında da kızlar vardı tabii.
" hoş geldiniz" dedi annem Sevgi.
" Hoş bulduk" dedi Gülay teyze.
" ay Hayırdır Gülçinciğim? Yüzünü gören cennetlik kız" Dedi ablam.
"Sorma Zeynep abla. Üniversite hazırlıklarını başımızdan atamıyoruz ki gelelim" diye cevap verdi Gülçin de.
"Sende haklısın ya" dedi ablam.
"Konuşmanız bittiyse Gece'yi alabilir miyim acaba."
Bunu söyleyen Tabii ki de Burçin'di.
Beraber mutfağa gittik ve Gülçin arkamızdan kapıyı kapattı.
" kızlar görev dağılımı yapalım" dedi Burçin.
Gülçin ve ben de onu onayladık.
Yaptığımız plana göre, Burçin malzemeleri hazırlayacak, Gülçin fırın ile ilgilenecek, Bende keki yapacaktım.
Burçin malzemeleri önüme bıraktığında keki yapmaya koyuldum.
____
"Gece sen bu keke kabartma tozu koyduğundan Emin misin" diyen Gülçin'e "evet niye ki" diye cevap verdim.
O da "Ay nebileyim. Iyi kabarmamış sanki. Birde tadına bakalım" dedi.
Biz oruçluyduk ve aramızda yemek yemeye müsait olan bir Gülçin vardı.
Gülçin kekin tadınabaktı.
Daha sonra dedikleriyle gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırmak zorunda kaldım.
"Iyy! Burçin sen ne yaptın! Kabartma tozu yerine fazladan vanilya, şeker yerine tuz koymuşsun."
Burçin "Valla mI ya" derken Gülçin de onu taklit ederek konuştu.
"Valla ya.
"Kızlar, keki yapamadınız mı hala" diye seslendi ablam içeriden.
"Ay! Şimdi biz Zeynep ablalara Ne diyeceğiz ya" dedi Burçin.
"Bilmiyorum ya" dedim.
"Kızlar ne yap... Ay inanmıyorum. Buranın hali ne?"
"Abloşum" dedim.
"Gececiğim" dedi oda."
Ablama masum kedi bakışları ile baktım.
"Abla, kızma bize. Bizim suçumuz değil cidden."
Ablam güldüğü belli olan sesi ile sordu.
"Kimin suçu o zaman?"
Bir şeyler bulmaya çalıştım.
"Şeyin suçu ya... hah, hani yatağımızın altında canavarlar olur ya... kesinlikle onların suçu."
"Ay yeter kızlar" dedi annem.
Sonra da ekledi.
"Zeynep sen buraları topla, birde gūzel bir kek yap. Tamam mı annem?"
Ablam onayladı.
"Tamam anne sen hiç merak etme. Ben güzel bir kek yaparım."
"Ay yeter! Bir kek yapamadık diye dalga mı geçilir ya" dedim.
"Bu yaptığınız birazda olsa keke benzeseydi, dalga geçilmezdi ama, malum" dedi ablam alayla.
"Abla" diye çığırdım.
"Neyse" dedi annem.
"Siz üçünüz!.. Yukarıya çıkıyorsunuz ve biz demeden gelmiyorsunuz. Tamam mı" diye de ekledi.
"Tamamdır anniş" dedim.
Biz Yukarı çıkarken, Annemlerde salona geçiyordu galiba.
Odaya girdiğimizde ben kendimi hemen yatağıma attım fakat sırtımın acısıyla tekrar kalkmak zorunda kaldım.
Yatağımı yokladığmda, telefonumun üzerine yattığımı farkettim.
Telefonun ekran kilidini açıp bildirimlere baktığımda, tanımadığım bir numaradan mesaj geldiğini söyyledi ekran okuyucum.
Numara, (+7 900) ile başlıyordu.
____
Arkadaşlar bölüm çok kısa oldu farkındayım. bunun için sizden çok çok özür diliyorum. Neyse. Hadi Koşun yorumlaraaaa🤣. Hepinizi çooook ama çooook seviyoruuuum😍😍.
( Siber saldırı nedeniyle yayından kaldırılıp daha sonra tekrar yüklenmiştir.)
Not: Ekran okuyucu, biz görme engellilerin bağımsız bir şekilde teknolojik araçlardan yararlanmamıza yardımcı olan robotik bir programdır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"AURORA" (TAMAMLANDI)
Genel KurguGece Kılıçer! Gözlerini açtığında daha annesinin güzel yüzünü göremeden karanlığa mahkum olmuş bir kızdı o. Annesi bu yüzden adını Gece koymamış mıydı zaten? Dünyası karanlık olmasına rağmen Sürekli mutlu olmayı başaran bir kızdı gece. Diğer bir ism...